31.12.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Bu yıl da çeyrek
kalmış, yarım kalmış, hatta yine bir şey yapılmadan olduğu gibi kalmış işleri
var Ankara’nın. Önem sırasına dizilmediği için herkes tuttuğu yerinden bir şey
yapıyor. Plansız olunca da anlaşılmıyor; gelişmeler oluyor ama olumlu mu
olumsuz mu.
Yok mu hesap tutan?
Örneğin bir kentin
ihtiyacından çok fazla büyük alışveriş merkezi var Ankara’da. Yapılacaklarla
beraber 42 olacak sayıları. Dışarıya 1 satıyorsa dışarıdan 4 alıyor Ankara. Yok
mu eline kalem, defter alıp bir hesap tutan?
Yok mu yol, su,
elektrik bekleyen organize sanayi bölgelerinin boş parsellerinden rahatsız
olan? “Hep tüketiyoruz, biraz da
üretelim” diyen? “Binlerce kişiye iş
alanı açalım, sonra lüks konutlara daha kolay alıcı buluruz” diye düşünen?
Hele ki Ankara sanayisinin olgunlaştığı, bir üst basamağa çıkmak için en hazır
olduğu bugünlerde. Hayvanat Bahçesi’ne yatan paranın 20’de 1’i etmiyor bütün
masraf. Haydi abartalım 10’da 1’i olsun. Hesap tutan olmasa da hangisi geleceğe
yatırım gibi görünüyor uzaktan bakıldığında?
Merkez olamayan başkent
5 milyonluk bir başkentin
şehiriçi ve şehirdışı ulaşımında, hala temel sorunlar şikayet konusu
olabiliyor? Ne kadar yol eklense Eskişehir yolunun trafiği bitmiyor. Haymana
yolu genişletmesi bitmedi. Kazan Saray sanayi bölgesi kavşağı, Kazan-Ayaş ve
Kazan-Çubuk arasındaki kestirme yollar, sanayi için çok hayati Sincan-Malıköy
bağlantı yolu ve Ankara’yı Karadeniz’e açacak Çubuk Aydos üzerinden
genişletilmesi gereken yollar bekliyor.
Ayrıca ulaşım,
sadece karayolundan sağlanan bir şey değil; demiryolu, havayolu diye ulaşım
biçimleri var. Şehiriçi ulaşımda çevre semtleri merkeze taşımakta sorunlarımız
devam ediyor. Uzmanların, 50
kilometre yarıçapındaki kentte, 5 kilometre yarıçaplı
ulaşım ağı olduğu düşüncesi devam ediyor. Yeni metrolarla sorunun küçük bir
kısmı çözülmüş olacak çünkü başkent, her yıl 150-200 bin kişi arasında göç
alıyor. Ülkenin başkenti olarak demir ve havayollarında, yurtiçi ve yurt dışı
için bir merkez kent olmaktan çok uzağız hala. Merkez olamamış bir başkent
Ankara.
Bizden alıp, bize satıyorlar
Ticaret, teknoljik
altyapısı en iyi kentte alıp satmanın kolaylığından vazgeçemiyor. Bu teknolojik
altyapıyla yeni ürünler ve markalara yatırım yapmak yerine başkasının
ürettiğini satmak kolay geliyor Ankara tüccarlarına. Bu arada üniversite ve
teknokentlerimizde üretilen fikirleri, başkaları alıp, yine bize satıyor.
Çubuklular’ın, kasalarda yatan paraları turşu yapabilmenin yöntemini bulması
lazım.
Turizm patlasın!
Son olarak
patlamasını beklediğimiz turizm sektörünü anımsatmak lazım. Patlayacak ama
balon olarak galiba. Ne yerel yönetimlerin ne bakanlıkların bir planı yok
ortada. Olursa gelişigüzel bir şeyler oluyor, o da yaraya merhem olmuyor. Hamamönü
ve Hacı Bayram’daki düzenlemeler, Ramazan turizminden ibaret kaldı. Ankara
Kalesi’nin altyapısı, dördüncü baharına devredildi. 4 yıldır bitmediği gibi
biten haliyle toz toprak, şimdi de çamurdan yürünmüyor sokaklarında. Atatürk
Kültür Merkezi yerine yakışacak Medeniyetler Müzesi’ni, önerenler bile unuttu. Şu
anda Ankara’nın turizmden beklentisi, bir Hayvanat Bahçesi’ne sığdırılmış
durumda. Eh ilçelerin vah haline o zaman, merkez böyleyken.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder