21 Şubat 2014 Cuma

ANA ULAŞIM PLANI’NA İLK ADIM ATILDI


18.02.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi



Ankara’nın ilk ana ulaşım planı için en önemli aşama gerçekleştirildi. Bu adım, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Gazi Üniversitesi işbirliğiyle atıldı. Gazi Üniversitesi bünyesinde kurulan Ankara Ulaşım Ana Plan Ofisi, 2013 Mart ayıyla 2014 Şubat ayları arasındaki yaklaşık 1 yılda anket çalışmaları, verilerin işlenmesi ve değerlendirilmesi çalışmalarını bitirdi. Gözlerimle gördüm; dökümü yapılan veriler, 20 metrekarelik bir odanın dört duvarından tavanına doğru yükseliyordu. “Yıkılacak olursa altında kalacak ilk kişi olmayı, kesin ben hak etmiyorum” diye düşünüp, çabuk çıktım odadan!


Bin 500 kişilik ekip
Proje ekibinin başını Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Mahmut Özbay çekmiş. Yardımcılığını Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Prof. Dr. Hülagu Kaplan yapmış. Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Doç. Dr. Metin Şenbil, Yardımcı Doç. Dr. Hayri Ulvi, Öğretim Görevlisi Dr. Burcu Çıngı Özüduru ve Bilgisayar Mühendisi Dr. Abdullah Orman, uygulama aşamasında işin başındaki hocalar. Projeye İstatistik, Makina, İnşaat, Endüstri Ürünleri Tasarımı gibi birçok bölümden akademisyenler de katılmış. Proje ofisinde çalışanların tümü, Gazi Üniversitesi’nde yüksek lisans ve doktora çalışmalarına devam eden öğrencilerden oluşuyor. Anketlerin verilere dökülmesi ve değerlendirilmesi için gerekli bilgisayar yazılımı, yine bu ekip tarafından hazırlanmış.

Bilgisayar yazılımı demişken haberiniz olsun; bu veriler, bilgisayar ortamında sadece grafiklere dönüştürülmemiş, Ankara trafiği ve davranış biçimleri, bir simülasyon haline de getirilmiş. Yani “Şuraya bir yol, bir viyadük yapsam” diye düşünürseniz, yatırımı yapmadan sonuçlarını görmeniz mümkün olacak. Yaparsanız nereye trafik yığılacak, o yığılmayı çözmek için arkasından neler yapmak gerekecek ya da tamamen farklı biçimde çözümler mi aramanız gerekiyor görmüş olacaksınız.

46 bin hane 120 bin kişi
Planın anket çalışmalarına, bin 500’e yakın öğrenci katılmış. Öncesinde hepsi konuyla ilgili bir eğitimden geçirilmiş. Nisan ayında başlayan anket çalışmaları, Mayıs ayı içerisinde tamamlanmış. Toplam 46 bine yakın hane halkı ziyaret edilerek 120 binden fazla kişi ile birebir yapılmış anketler. Çalışma sırasında tüm öğrenciler sigortalanmış. İyi ki sigortalanmışlar çünkü sağolsun olay çıkarmaya, çocukları dövmeye kalkan vatandaşlar olmuş.

Hafta içi yüzde 70 yollarda
Anketlerin yaklaşık yüzde 75’i hafta içi, geri kalan yüzde  25’i ise hafta sonu ulaşım davranışlarını kaydetmiş. Hafta içi Ankara halkının yaklaşık yüzde 30-35’i yolculuk yapmıyor. Bu oranlar, hafta sonu yüzde 50’lere çıkıyor. Yani hafta içi Ankara’nın yüzde 65-70’i yollarda, hafta sonu yarısı.

57 noktada trafik sayımları yapılmış. Bu sayımlar Ankara’yı ikiye bölen demiryolu hattı ile iç ve dış olmak üzere iki adet kordon hattı boyunca gerçekleştirilmiş. Yani dış olarak Ankara’ya giriş çıkışlarda, iç olarak Ulus-Kızılay gibi trafiği yoğun merkezlerde yapılmış araç sayımları. Aynı anda yaya, otopark ve toplu taşıma indi-bindi sayımları da yürütülmüş.

Kadınlar daha çok kullanıyor
Anket yapılan altı yaş ve üstü kişilerin yüzde 52’si erkeklerden, yüzde 48’i ise kadınlardan oluşuyor. Herhangi bir günde kadınların yarısı yolculuk yapmazken, erkeklerinse yüzde  24’ü yolculuk yapmıyor. Yani erkeklerin yüzde 76’sı hep sokaklarda, o yüzden sokaklar erkekleşmiş demek! Ankara’da, servis araçları da dahil, toplu taşımanın payı yaklaşık yüzde 60. Kadınların toplu taşıma kullanımı ise yüzde 70 seviyelerinde.
Kadınların yüzde 36’sı yaya yolculuğu yaparken erkekler için bu oran, yüzde 26 civarında kalıyor. Ama özel otomobil kullanımında önden gidiyor erkekler; yüzde 22. Kadınların özel otomobil kullanımı yüzde 11 civarında kalıyor.

Korktuğum kısım!
Ankara’da ortalama yolculuk süreleri, kullanılan ulaşım türüne göre ciddi oranlarda değişiyormuş. Sadece toplu taşımayla erişim değil, durağa yürüme ve bekleme süresini de eklemişler. İşte korktuğum kısım geliyor!

Ortalama yolculuk süresi en uzun ulaşım türü banliyö treniymiş; yaklaşık 1 saat sürüyor. Onu, 49 dakikayla belediye otobüsleri takip ediyor. Bu da korktuğum kısım: Metro hariç toplu taşıma türlerinin tümü, ortalama yolculuk sürelerinde, özel otomobilin gerisinde kalıyormuş. Arabası olan, eve daha hızlı gidiyor yani. Özel araç kullanımı, 2005 yılından bugüne, yüzde 25 artış göstermiş. Bu artış aynı hızla devam ederse 2028 yılında hane halklarının yüzde 80’i otomobil sahibi olacak! 2028’de bazı ilçelere otopark değil, ilçeleri toptan otopark yaparız artık.
Plan iki işlevli
Ankara’nın ulaşım planı, ikili işleve sahip olmalıdır” diyor verileri inceleyen hocalarımız. Öncelikle büyükşehirin gelişimiyle ulaşım ağının bütünleştirilmesi gerekiyor. Yani yerleşim başka yerde ulaşım merkezleri başka yerde olmasın diyorlar. Macunköy geldi hemen aklıma. Niye arazinin ortasında, yerleşimden uzak duraklardan biri olduğunu çözmeye çalışırım yıllardır. Metrodan çıkanı kurtlar yese kimsenin haberi olmaz!

İkincisi; Ankara’nın başkent olmasından kaynaklanan işlevlerine yönelik planlama yapılmalı diye düşünmüşler. Başkent, 75 milyonun kenti, bütün devlet kurumları burada. Bu kurumlara, ticaret merkezlerine, Kale gibi turistik merkezlere kolay ulaşımın planlanması gerekiyor. Örneğin yeni yapılacak Gar binasının yerini sordum, “Doğru mudur?” diye, “Mutlaka Sıhhiye ile bütünleştirilmeli” dediler.

Çözüm dinlemek dinlendiriyor
Gazi Üniversitesi Ankara Ulaşım Ana Plan Ofisi, 2038 yılına kadar beşer yıllık dönemler halinde plan önerileri oluşturmuş.  Farklı üniversite ve kurumların fikirlerini de almayı düşünüyorlar. Kentsel dönüşümle raylı sistemleri beraber geliştirme ve Kızılay-Ulus gibi yığılma alanlarını rahatlatacak önerileri var planda. Çözüm dinlemek, dinlendiriyor insanı. İleride bu önerileri de değerlendireceğiz.

İstanbul, halk otobüsü, vapur ve takalardan sonra kartlı sistemi yakında minibüslere yerleştirecek. Toplu taşımayı yaygınlaştırma çabaları sürüyor. İstanbul’a dönüşmeden önce, hala şansı varken Ankara, bir an önce planlarını uygulamaya başlamalı. Yoktu, artık verilerimiz ve planımız var çünkü.

Hiç yorum yok: