10 Şubat 2014 Pazartesi

OLUNCA KAPI SAĞLAM OLMALI


04.02.2014 Milliyet-AnkaraGazetesi



Eskiden şehirlerin kapısı olurmuş. Kapısı olurmuş çünkü eski şehirlerin çevresi surlarla, duvarlarla çevrilirmiş korunmak için. Gece olunca kapatılırmış. Şehrin büyüklüğüne ya da konumuna göre de kapı sayısı değişirmiş. Gidin Ankara Kalesi’ne, 2 tanesini görürsünüz. Ya da Polatlı Gordion’a gidin, görkemiyle ünlüymüş zamanında. 2 bin 800 yıl önce…


Girmeden fikir verirmiş
Eski şehirlerde kapı, geldiğiniz yer hakkında fikir verirmiş. Zengin mi, fakir mi, korunaklı mı, sanatı, bilimi yüksek mi daha girmeden anlaşılırmış. Çünkü varlık, teknoloji ve sanatın birleşimi, o kapılarda uygulanırmış. Bugün pek çok ülkede, ilk göze batan ve gezdirilen yerler o kapılardır. Korumasını bilen ülkelerin şehirlerinde tabii.

Demir profile kaplama kapı
Ankara’nın 5 girişine kapı yapılıyor şu an; Eskişehir, Konya, İstanbul, Samsun ve Esenboğa yollarına. Demir profillere tutturulan tabakalar üzerinde, tarihimizin değişik dönemlerinde sanatını ya da mimarisini temsilen işlenmiş motifleri var. Mimarların ve sanatçıların, kapılar ve uygulanış biçimi hakkında ne düşündüğünü bilemiyoruz. Sorulmadığı içi olabilir. Ancak kıt bilgimizle yapılacaksa böyle kapı yapılmaması gerektiğini düşünüyoruz.

Demir profille tutturulmuş tabakalardan yapılmaz şehir kapısı. Taş, mermer, belki Eyfel Kulesi’ndeki gibi teknolojik gösteriye dönüşen metal malzemelerden, yüzlerce, binlerce yıl dayanacak eserler olarak yapılır. Üstelik de Ankara taşımız varken bizden başka herkese meşhur.

Ağırlığıyla kalıcı olmalı
Bir ağırlığı ve kalıcılığı olmalıdır. Şehir kapısı dediğinin, hem sanat eseri hem teknolojik değeri olacak, o kentin ruhunu ve kimliğini simgeleyen nitelikler taşıyacak. Nasıl İran İsfahan’daki muhteşem Âli Kapısı ya da Irak’ta Babil’in Asma Bahçeleri’nin İştar Kapısı Ankara’yı temsil etmezse Erzurum ya da Konya’daki kapıyı Ankara’ya getirirsek o da kenti temsil etmez.

Kapı dediğiniz böyle bir şey işte; olacaksa ağırlığı olmalı, kenti temsil etmeli ve kalabildiği en uzun geleceğe kalmalı. Öyle 2 ayda yapılacak, demir profillere tutturulan bir şey değil yani.

Maliyeti 25 milyon
25 milyon(trilyon) liraya malolmuş Ankara’nın yeni kapıları. Ankara Kalesi ve konakları, hanlarıyla tarihi dokusu onarım ve düzenleme beklerken içi titriyor insanın. Oralara yatırılsa da Ankara’yı gezmeye gelen turistler, Kalesi’nde çamur banyosu yapmadan gezebilse, konakları, hanlarında yemek yiyip, alışveriş yapabilseydi keşke.

Torunları hayran bırakmalı
Kapıya karşı değiliz, şanıyla simgeleyecekse kenti gurur bile duyarız. Ancak 21’inci Yüzyıl’da, sanatı, teknolojisi ve kentin kişiliğiyle bu yüzyılın eserlerini vermeliyiz. Geleceğe, bu tarihi ve kimliği iz bırakmalıyız. Bunu da bir kapıyla yapacaksak profile kaplama olanı fazla yaşamaz.

Kapı dediğin, olacaksa sağlam olmalı, torunları marifete hayran bırakmalı. Yerlisi yabancısı herkes, altından geçmeye can atmalı.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

HAP YAP
PARA KAP...
Yandaş ve kimler nasıl kazanacak ⁉