22.07.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Rant
canavarının frenleri boşaldı. Yeşil, vasiyet, şehircilik, kamu yararı, hak
hukuk tanımıyor, daha fazla kazanma hırsıyla yokuş aşağı süratle adeta düşüyor.
Ancak her ulaşılan hedefin zararı, hepimize paylaştırılıyor. Bedelini, biz de ödüyoruz
yani.
Çiftlik, dönüm noktası
Atatürk
Orman Çiftliği, Ata’nın vasiyetine karşın yapılaşmaya açıldı. Bir hukuk
faciasının konusu artık. Çiftlik, daha önce koşullu verilen arazilerdeki
istismar edilen yapılaşma dışında, Başbakanlık binası, Ankapark, TOKİ’ye
devredilen araziler ve parselleme işini gören otoban büyüklüğünde yollarla adım
adım niteliğini kaybediyor, hızla rantın kollarına bırakılıyor.
Aynı
yollar, şimdi Şeker Fabrikası’nın arazisine dikti gözünü. Önce yol sonra
Çiftlik’teki gibi yapılaşma gelecek.
Gölbaşı’nda,
Mogan Gölü’nün son bakir kısmına da girdi villalar. Kuşların yumurtladığı ve
sığındığı bu sazlık bölgede, durmadan yangın çıkıyor nedense.
Silah bile çekildi
Devlet
Tiyatroları’nın, GİMAT’da 60 yıldır kullandığı ve bir cennet bahçesi gibi
ağaçlandırıp yeşillendirdiği İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi’nin arazisi dümdüz
edildi. En son sahneyi ortadan kaldırmak için silahlar çekildi, hem de insanlar
hedef alınarak.
Tarım
yapılmıyor, tarım arazileri, aynı hızla yapılaşma kurbanı. Hayvancılık, daralan
meralar nedeniyle bitmek üzere. Başka şehirlerden hatta yurt dışından saman
bulmaya çalışıyor besici.
Sıra Eymir’de
ODTÜ
Ormanı, ağız sulandırıyor. Çiftlik gibi onun arazisi de şehir ortasında kaldığı
için rantı çok yüksek. Tepelerinden başlamıştı şimdi de ODTÜ’ye bağlı Eymir
Gölü çevresine geldi sıra.
Çevre
ve Şehircilik Ankara İl Müdürlüğü, ODTÜ arazisine yönelik hazırlanan yeni
koruma planında, gölün çevresindeki bazı alanların sit derecesini düşürdü.
Eymir Gölü ve çevresi, halka açılacakmış. E zaten halka açık, daha nesi
açılacak. Eymir bir şeye açılacaksa bu haliyle ranta açılır ancak.
Eymir’i
kaybeder, yapay bir gölle telafi ederiz nasılsa. Hak, hukuk, mahkeme kararı
tanımadan Çiftliği kaybeder, başka yerden çiftlik getirmeye gücümüz yeter çok
şükür. Atatürk’ün vasiyeti Çiftliği’ne yapabildikten sonra Eymir, vız gelir
tırıs gider netekim.
Ankara’ya yakışır 2 kitap
daha
Geçtiğimiz
hafta Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü(BYEGM), belge niteliğinde iki
nefis Ankara kitabıyla tarihe önemli bir not düşmüş oldu. ‘Ankara 1930-1960' ve 'Yıldız
Albümleri'nde Ankara Fotoğrafları' kitaplarıyla eski Ankara’ya, iki yeni
pencere açılmış oldu. Kitaplar, araştırmacılıklarına ve emeklerine bizzat şahit
olduğum Turan Tanyer ve Uğur Kavas gibi iki Ankara aşığı tarafından hazırlandı.
İkisi de çok ciddi arşiv araştırması, koleksiyon taraması ve birikim gerektiren
kitaplar. Durup durup kedi yavrusu gibi seviyorum vallahi!
Tarihin boşlukları doldu
İki kitap da fotoğraf ağırlıklı. Turan
Tanyer’in hazırladığı 'Ankara 1930-1960'
kitabında fotoğraflar, o yıla ait anılar, gazete kupürleri, biletler,
davetiyeler, afişler ve pullarla desteklenmiş. Kaybolmuş sokaklarda, o günü yaşıyorsunuz
adeta.
Uğur Kavas’ın 'Yıldız Albümleri'nde Ankara Fotoğrafları' kitabıysa fotoğrafa meraklı
II. Abdülhamid dönemine ait Yıldız Albümleri'nde bulunmuş 64 fotoğraftan
oluşuyor. Kavas, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde, 1880’li
yılları içeren 35 bin 535 fotoğraflık 911 albümü taradı ve bazı ilçeleri,
Ankara Kalesi, resmi binaları, camileri, çeşmeleri, hastaneleri, medreseleri ve
köprüleriyle ilk kez göreceğimiz bir Ankara’yı gün yüzüne çıkarmış oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder