17.07.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, yerli otomobil üretimi için ‘babayiğit’ arıyordu.
Otomobile de hazırlar ama asıl raylı ulaşım sistemleri için hazır babayiğitler.
1950’li yıllarda Avrupa’da da tanınmış bir motor profesörü olan Necmettin
Erbakan’ın asistanı ve iş arkadaşı Doçent Doktor Sedat Çelikdoğan’la tren
önerisini ve sanayide yerli üretimin 60 yılını konuştuk.
Çelikdoğan, fabrikası Yavuz Motor'da yüzde 90 yerli üretimi gerçekleştiriyor. Fotoğraflar: Şenay Güner |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2011 Eylül’ünde “Siyasiler hem de işadamlarımız için yerli
bir otomobil markası oluşturmanın, topluma karşı da bir borç olduğuna
inanıyorum. Bu ülkede elbet bu işe soyunacak bir yiğit, bir babayiğit vardır”
demişti. 1956 yılında Necmettin Erbakan’ın kurduğu Gümüş Motor’dan bu yana
süren bir tartışmanın başına dönmüştük. “Yerli
üretmeliyiz, üretemeyiz” diye sürüyor 58 yıldır.
Ülkenin teknik ve ekonomik koşulları daha gelişti
ancak Türkiye, aynı dönemde, dünya çapında 4 otomobil markası üretme aşamasına
gelen olan Güney Kore gibi, kendi markasını üretme becerisini gösteremedi. Bu
arada Başbakan’ın ‘babayiğit’ arayışından yaklaşık 3 yıl sonra, Ankara’dan bir
ses geldi. Ankaralı sanayiciler adına Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin
Özdebir, “Babayiğit oluruz, yeter ki
kamu, alım garantisi versin” derken ülke çapındaki sanayicilerin de
düşüncelerine tercüman oluyordu. Yalnız başka bir alanda babayiğitlik yapmak
istiyorlardı; raylı ulaşım sistemleri.
Türkiye’nin her yanından 82 firma bir araya gelmiş, Haziran
2012’de, Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi ARUS’u kurmuşlardı. 2 yıl
gibi kısa bir sürede çok yol kat ettiler. Ankara metrosunun yüzde 51’ine
talipken 2 yıl sonra yüzde 100’üne talip olur hale geldiler. Hatta yüksek hızlı
trenler için de aynı iddiayı taşıyorlar artık.
Erbakan’ın Gümüş Motor’u, 1964’de Pancar Motor olmuş,
yerli üretim ve motor üretiminde ateşleyici bir işlev kazanmıştı. 1966’da
Necmettin hocanın asistanı ve devamında iş arkadaşı olan Doçent Doktor Sedat
Çelikdoğan, o tarihten beri hem hala bu işlerin içinde hem de yerli üretim
konusunda fikir üretmeye devam ediyor. Şu anda OSTİM Teknoloji Araştırma
Geliştirme Merkezi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı. Çelikdoğan’la Başbakan’ın yerli otomobil talebinden yola çıkarak
Gümüş Motor’dan bugüne sanayide yerli üretimi konuştuk.
“Erbakan,
Almanya’ya gitmedi”
Ali
İnandım- Sedat bey, Necmettin Erbakan’la ne zaman tanışmıştınız?
Sedat
Çelikdoğan- Erbakan hocanın, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde(İTÜ)öğrencisi
olduk. 1964’de derslerini aldım. 1966’da asistanı oldum. Avrupa’da da tanınmış
bir motor profesörüdür. 1950’lerin başında Almanya’da doktorasını yapmış,
fabrikalarını inceleme fırsatı bulmuş biridir. Bir gün Almanya’dan, Berlin
Üniversitesi’nden, bir hoca geldi. Çok iyi bir ücretle Motorlar Kürsüsü başına
çağırdı kendisini. Gitmedi. Davet yazısını ben gördüm. 1971’de doktoramı
bitirdim, 1976’da doçent oldum. 1975‘de TÜMOSAN’ın resmi kuruluşu gerçekleşti,
1976 yılının Haziran’ında temeli atıldı. TÜMOSAN’ı kurmak için beraber ayrıldık
üniversiteden.
- Gümüş Motor niye yaşayamadı sizce?
- Gümüş Motor’u ithalatçılar boğdu. O tarihlerde çok kötülediler. 6 ay satamazsan yaşayamazsın bu sektörde.
- Gümüş Motor niye yaşayamadı sizce?
- Gümüş Motor’u ithalatçılar boğdu. O tarihlerde çok kötülediler. 6 ay satamazsan yaşayamazsın bu sektörde.
Yolu
Pancar Motor açıyor
- Pancar Motor olunca ne değişti?
- Gümüş Motor’u Pancar Kooperatifi satın alınca ‘Pancar Motor’ oldu adı. İthalatçıların hegemonyasının dışına çıkmış oldu fabrika. Çünkü kooperatif, motorları, üyesi çiftçilere satınca pazarı garantilemiş oldu. Daha sonra Pancar Motor, HATZ firmasıyla anlaştı, yeni modellerle ürün çeşitlendi. 70-80 beygire kadar çıkabildi ama ithalat ederek çıktı bu güce. 1-2 silindirliyi kendi yaptı ama 3-4 silindirliye ithal ederek çıktı. Böylelikle ticareti de faaliyetleri içine koymuş oldu. Daha sonra 1-2 silindirli hava soğutmalı motor üretilmeye başlandı. Öncekiler, su soğutmalıydı. Parçaları da yerli yapılmaya başlandı. Kalite yüksekliği olunca yılda 35 bin motor üretildi. Türkiye’nin ihtiyacını gördü. 1980’den sonra ülkeye düşük kalite, ucuz mallar girmeye başladı. En son Çin girince piyasayı iyice daralttı. Hele elektrikli motorla sulama başlayınca Pancar Motor zor duruma düştü. Elektrikli motor 4’te 1 daha karlıdır çünkü. Kapanmak zorunda kaldı fabrika. Ancak daha sonra küçülerek tekrar açıldı.
- TÜMOSAN’ı niye kurdunuz?
- Pancar Motor olunca ne değişti?
- Gümüş Motor’u Pancar Kooperatifi satın alınca ‘Pancar Motor’ oldu adı. İthalatçıların hegemonyasının dışına çıkmış oldu fabrika. Çünkü kooperatif, motorları, üyesi çiftçilere satınca pazarı garantilemiş oldu. Daha sonra Pancar Motor, HATZ firmasıyla anlaştı, yeni modellerle ürün çeşitlendi. 70-80 beygire kadar çıkabildi ama ithalat ederek çıktı bu güce. 1-2 silindirliyi kendi yaptı ama 3-4 silindirliye ithal ederek çıktı. Böylelikle ticareti de faaliyetleri içine koymuş oldu. Daha sonra 1-2 silindirli hava soğutmalı motor üretilmeye başlandı. Öncekiler, su soğutmalıydı. Parçaları da yerli yapılmaya başlandı. Kalite yüksekliği olunca yılda 35 bin motor üretildi. Türkiye’nin ihtiyacını gördü. 1980’den sonra ülkeye düşük kalite, ucuz mallar girmeye başladı. En son Çin girince piyasayı iyice daralttı. Hele elektrikli motorla sulama başlayınca Pancar Motor zor duruma düştü. Elektrikli motor 4’te 1 daha karlıdır çünkü. Kapanmak zorunda kaldı fabrika. Ancak daha sonra küçülerek tekrar açıldı.
- TÜMOSAN’ı niye kurdunuz?
-
TÜMOSAN, kamyon, ağır kamyon, traktör, minibüs, midibüs, kamyonet motorları ve
dişli kutusu, akslar yani bir aracın canını üretmek için kuruldu. Şu anda
Türkiye’nin ikinci motor fabrikası. Gemi motorları da planlandı, Trabzon’da
temeli atılacaktı ama üretime geçilemedi. Hala o boşluk var.
Turgut Özal, “Moralini
bozma” dedi
- Neden geçilemedi?
- Neden geçilemedi?
-
Ne zaman üretmeye kalkışsak hükümetleri devirdiler hep. Ben TÜMOSAN Genel
Müdürü’ydüm, Turgut Özal geldi, moral verdi “Bu motor işini 2-3 senede bitirirsen çok iyi olur” dedi. “3-5 senede bitmez, moralini bozma” dedi
bana. DPT Müsteşarı o zaman. “3 yıl
uğraştım, İngiliz Perkins Motor firmasını Türkiye’ye getiremedim” dedi. O
dönemde arka arkaya TÜMOSAN’ı otomotiv alanında, TAKSAN’ı takım tezgahları
alanında, TESTAŞ’ı elektronik sanayisi alanında, TEMSAN’ı komple sistemiyle
enerji sektörü alanında, GERKONSAN’ı, fabrikalar için çelik konstrüksiyon
alanında kurduk. TÜMOSAN’ı kurduktan 2 yıl sonra (1977) Güneş Motel’deki 11
milletvekili olayı meydana geldi ve hükümet düşürüldü. Batı istedi bunu. İçeriden
bir grubun da çok katkısı oldu. Başa gelen
hükümet, her şeyi bir kenara koydu. Aynı tarihlerde Güney Kore, Samsung,
Hyundai, LG, KIA, Doosan gibi firmaları kurdu. Onlar sürekliliği sağladı,
Türkiye sağlayamadı.
- Ne oldu TÜMOSAN’a?
- TÜMOSAN olarak hem traktör hem motor için İtalyanlar’la FİAT’la anlaşmıştık. 30 Mart 1981’de ilk yerli dizel motoru ürettik. Mercedes’le 4-6 silindirli 90-168 beygirlik kamyon motoru anlaşması yaptık. Aksaray’da fabrikayı kurduk, 2 bin 500 motor ürettik onlara. Bedford kamyonlarına da takılmıştı o motorlar. Rağbet görmeyen Bedfordlar’ın satışları fırladı, Mercedes motoru taktık çünkü. Bunlar 1981-82 yılları. MAN,FORD ve BMC “Biz, takmayız. Markası neyse motoru da öyle olmalı” dediler. Doğru değilmiş, aradan geçen zamanda BMC, Volvo motoru taktı çünkü. TIR motoru için Volvo’yla anlaştık, hükümet (Turgut Özal hükümeti), durdurdu maalesef. Batı, tarım endüstrisi, eğitim, enerji ve sağlık dışındaki bir alana giremezsin diyordu bize, tek kuruş kredi vermediler.
“Batı’nın vermediği krediyi Doğu’da bulduk”
- Ne oldu TÜMOSAN’a?
- TÜMOSAN olarak hem traktör hem motor için İtalyanlar’la FİAT’la anlaşmıştık. 30 Mart 1981’de ilk yerli dizel motoru ürettik. Mercedes’le 4-6 silindirli 90-168 beygirlik kamyon motoru anlaşması yaptık. Aksaray’da fabrikayı kurduk, 2 bin 500 motor ürettik onlara. Bedford kamyonlarına da takılmıştı o motorlar. Rağbet görmeyen Bedfordlar’ın satışları fırladı, Mercedes motoru taktık çünkü. Bunlar 1981-82 yılları. MAN,FORD ve BMC “Biz, takmayız. Markası neyse motoru da öyle olmalı” dediler. Doğru değilmiş, aradan geçen zamanda BMC, Volvo motoru taktı çünkü. TIR motoru için Volvo’yla anlaştık, hükümet (Turgut Özal hükümeti), durdurdu maalesef. Batı, tarım endüstrisi, eğitim, enerji ve sağlık dışındaki bir alana giremezsin diyordu bize, tek kuruş kredi vermediler.
“Batı’nın vermediği krediyi Doğu’da bulduk”
- Ne yaptınız peki?
-
TAKSAN, Çeklerle ve Doğu Almanya ile anlaştı, teknoloji için krediyi onlar
açtı. TAKSAN’ın tezgahları güzeldir, hala kullanırız. Enerji santralleri de
Doğu Bloku’yla çalışıldı. TESTAŞ, İslam Kalkınma Bankası yeni kurulmuştu,
krediyi oradan aldı. 1978 olması lazım. İlk leasing kredisini biz almıştık.
Batı’nın sevmediği bir hareketti bu. 2 yılda düştü hükümet. O aralar 1 buçuk
sene ortalamayla hükümet düşüyordu. Ama Güney Kore, o arada hep yürüttü bu
işleri.
Yavuz Motor'da, bir TAKSAN tezgahı önündeyiz |
“200 milyon dolar verelim,
işe girişin”
- Başbakan yeniden gündeme
getirdi konuyu. Hala üretemiyor muyuz kendi otomobilimizi?
- Üretebiliriz ama bugün otomobil üretsek bayi bile bulamazsın. Neden? Bir araba firması, 5-6 çeşit model üretiyor, satıyor. Sen, tek arabayla yaşayamazsın. Bayi de sen de. O zaman araba yapmak, satmaktan daha kolaydı çünkü Türkiye ekonomisi kapalı ekonomiydi. Anadol için sadece kaporta yapılıyordu ama sıra vardı Anadol’da. Bugün serbest piyasa ekonomisi var, özel tüketim vergisini verirsen her şeyi yapabiliyorsun. Erbakan hocanın Başbakanlığı döneminde danışmanıydım. Otomotiv Sanayi Derneği’ni çağırdık, “Tasarım için 200 milyon dolar verelim, işe girişin” dedik. Doblo, Connect böyle çıktı. Fransa, “Tasarımı, Türkiye’de yapmam” demişti ama Megan, burada doğdu, gelişti. Yaşamak için marka çıkarmak zorundasınız. Otomotiv sektöründe 20 milyar dolarlık ihracatımız var ama dış ticaret açığını engelleyemiyoruz. İtalya’dan fazla ürettiğimiz halde. Ancak otomobil üretelim denirse üretiriz, Başbakan’ın talimatına bakar bu iş.
- Üretebiliriz ama bugün otomobil üretsek bayi bile bulamazsın. Neden? Bir araba firması, 5-6 çeşit model üretiyor, satıyor. Sen, tek arabayla yaşayamazsın. Bayi de sen de. O zaman araba yapmak, satmaktan daha kolaydı çünkü Türkiye ekonomisi kapalı ekonomiydi. Anadol için sadece kaporta yapılıyordu ama sıra vardı Anadol’da. Bugün serbest piyasa ekonomisi var, özel tüketim vergisini verirsen her şeyi yapabiliyorsun. Erbakan hocanın Başbakanlığı döneminde danışmanıydım. Otomotiv Sanayi Derneği’ni çağırdık, “Tasarım için 200 milyon dolar verelim, işe girişin” dedik. Doblo, Connect böyle çıktı. Fransa, “Tasarımı, Türkiye’de yapmam” demişti ama Megan, burada doğdu, gelişti. Yaşamak için marka çıkarmak zorundasınız. Otomotiv sektöründe 20 milyar dolarlık ihracatımız var ama dış ticaret açığını engelleyemiyoruz. İtalya’dan fazla ürettiğimiz halde. Ancak otomobil üretelim denirse üretiriz, Başbakan’ın talimatına bakar bu iş.
“5 senede yüzde 100’ünü
yapmış oluruz”
- Ne kadar motor üretiyoruz?
-
Biz, 1 milyon 150 bin motor üretiyoruz. Buna karşılık 1 milyonun üzerinde motor
ithal ediyoruz. Çin 20, Amerika 12- ile 15 milyon arasında motor üretiyor.
Onları Japonya ve Almanya izliyor. Güzel bir yan sanayimiz var, motor yapmak
kolaylaştı. Bugün araba motoru da tank motoru da yapabiliyoruz. “Yapalım” dendiğinde 5’inci senesinde
yüzde 100’ünü yapmış oluruz. Bizim Yavuz Motor’da bile (kendi şirketi), yüzde
90’ını yapabiliyoruz. Turbo şarjır ve yakıt sistemini dışarıdan alıyoruz
sadece.
“Elektrikli otomobil için
erken”
- Bir yandan da elektrikli otomobiller gündeme geliyor. Orada bir şansımız olur mu?
- Bir yandan da elektrikli otomobiller gündeme geliyor. Orada bir şansımız olur mu?
-
Elektrikli otomobil olmaz, şimdilik hobi olur o. 20 tane arabayla olmaz. Zaten
elektrikli sistem tam gelişmedi. Alman Bosch firması, elektrikli sistemlerin
oturması 20 yıl sürer diyor raporunda. Amerika, Tesla diye bir motor yaptı, şık
ama çok pahalı. Elektrikli otomobil için erken henüz.
-
Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümesi
ARUS’un oluşumunda ve gelişiminde Ankara sanayicileri ve OSTİM olarak büyük
emekleriniz var. Yerli otomobile harcanacak enerjiyi, raylı ulaşım sistemlerine
harcamayı tercih ediyor gibisiniz. Bu yatırım daha mı mantıklı?
“Raylı sistemlerde bir
gelecek var”
- Bizim için ilk aşamada raylı
sistemlerde bir gelecek ve pazar var. ARUS sayesinde 2 markamız çıktı. Biri
Ankara merkezli Bozankaya firması. Kayseri’de 30 tramvay ihalesi, Malatya’da,
10 trambus ihalesi aldı. Diğeri Bursa merkezli Durmazlar firması. Bursa’nın
tramvay işini aldı, İzmir’de İZDAŞ’ın ihalesine en düşük fiyatı verdiler.
Bunlar, ARUS yapılanması çerçevesinde oldu. Bu firmalar, 2-3 sene sonra yurt
dışı ihaleler alacaklar. Şu anda yüzde 60’ını yerli üretim yapıyorlar ama
birkaç sene sonra yüzde 90’a çıkacak bu oran. Raylı taşıtlarla ilgili yeni
ürünlerimiz ve milli markalarımız çıkacak. Berlin Fuarı’nda, en çok bizim
tramvay ziyaret edilmiş. Özellikle İslam ülkeleri, büyük ilgiyle incelediler
tramvayımızı. Uluslararası rekabet edecek boyutlara da geleceğiz. Projemiz
hazır, Başbakan’ın davetini bekliyoruz.
- Bunun için altyapımız var mı yani?
- Bunun için altyapımız var mı yani?
-
Oluştu. Türkiye’nin her yanından 82 firmayla ARUS’un oluşması yanında demiryolu
alanında Karabük Üniversitesi, ülkenin uzman üniversitesi olacak. Danimarka,
rüzgar tribünleri geliştirmek ve üretmek için devlet politikasıyla yola çıktı.
Bu alanda 4 üniversite çıkardılar ve rüzgar enerjisi sanayisinde hakim oldular.
“Yerli uçak çok stratejik
bir konu”
- Yerli uçak konusuna nasıl bakıyorsunuz?
- Yerli uçak konusuna nasıl bakıyorsunuz?
-
Uçak konusu, teknolojik, teknik bir konudan çok stratejik bir konu. Çok daha
uzun vadeli bir iştir. Uzun yıllar güzel uçaklar yapan Hollandalı Fokker
firması dayanamadı mesela. Amerikan Mc
Donnell Douglas da öyle. Avrupa Birliği de Airbus’da birleşerek çözdü işi. Tasarımdan
başlarsak yüzde 50 yerliyi buluruz. Tasarım yapacak bir altyapımız oluştu.
Yüzde 40’ını 50’sini yapabiliriz. Çok sabır isteyen bir konudur, siyasetçi de
sabırlı olmalı. TAİ, zirai uçak tasarladı. Bir örnek de üretildi fakat zirai
ilaçlama zehirlenmeye neden oluyor diye yasaklandı. Büyük bir pazardı zirai
uçak pazarı. Yangın söndürme uçağı üzerinde de çalışıldı ama onu modifiye ettik
sadece.
Doç.Dr Sedat Çelikdoğan |
“Ülkenin üretimi, ülkenin
gücüdür”
- Beklentiniz nedir yerli
üretim için?
- Bugün Türkiye’nin dünya üzerinde ciddi bir mali gücü var. Ülkenin üretimi, ülkenin gücüdür. Madeni de çıkaramadığın sürece toprağın altında bir potansiyel değildir. Bizim gündemimizde yeterli üretim yok. Motivasyon da çok önemli bir etkendir. Çünkü bazılarının kabiliyeti var ama farkında değil. Almanya’da 3 eyalet, bizim sanayicilerin peşinde. Marka çıkarmışız, bir şey sormadan (raylı ulaşımla ilgili) iş yapmış, üretmişiz, daha ne!
- Bugün Türkiye’nin dünya üzerinde ciddi bir mali gücü var. Ülkenin üretimi, ülkenin gücüdür. Madeni de çıkaramadığın sürece toprağın altında bir potansiyel değildir. Bizim gündemimizde yeterli üretim yok. Motivasyon da çok önemli bir etkendir. Çünkü bazılarının kabiliyeti var ama farkında değil. Almanya’da 3 eyalet, bizim sanayicilerin peşinde. Marka çıkarmışız, bir şey sormadan (raylı ulaşımla ilgili) iş yapmış, üretmişiz, daha ne!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder