4 Eylül 2014 Perşembe

NASIL OLACAK BU İŞLER?



 02.09.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi

Zamanında yapılmayan, yarım, eksik bırakılan ya da ertelenen işler, şikayetçinin hançerini gümüşler. Eleştiri hançeri, geciktikçe keskinleşir. Ankara, 5 milyonluk bir kent oldu ancak 5 milyon olmaya iyi hazırlanmadı. Altyapısı, göç hızının çok gerisinde kaldı.



Yalnız ‘gri kent’ algısını kırmaya başladığını söyleyebiliriz. Hatta başkent, bu yapıyı da algıyı da kırmaya kararlı. Bu değişimi kavrayamayan, bazı yöneticileri ve ileri gelenleri.



Prangalarla koşamayız

Böyle gelmiş böyle giderci, eski memur anlayışlı, masadan kalkıp sokağa inmeyen, kalktığı zaman da rantın sokaklarından ötesine geçmeyen yöneticilerin dönemi değil bu dönem. Rantın sahte ışıltısına kapılan ileri gelenlerin dönemi de değil. Dünyaya açılmaya sabırsız Ankara’nın ayağında, prangaya dönüşüyorlar sadece. Koşmasını engelliyorlar.



Ne şehir ne de 1 milyona ulaşan öğrencisiyle dinamik dokusunun sabrı var. Başkentin, birçok ilimizden geri kalışını, açıklayamayız. Adı üstünde başkent, devletin merkezi, daha ötesi var mı?



Çayyolu ve Sincan sorunlu

Öncelikle, daha önce de defalarca söylediğimiz gibi, kent içi ulaşımı çok sorunlu bir başkentiz. 50 kilometre yarıçaplı kentte 5 kilometre yarıçaplık toplu ulaşım ağı var. Çayyolu ve Sincan metro hatlarının büyük katkı sağlayacağını düşünüyorduk ama en son geçen hafta yaşadıklarımızdan sonra bu hatların tamamlanmadığı, planlamaların masa başında yapıldığı kaygısına kapıldık. İçindeki ağır geldi, patladı sanki torba; döküldük geçen hafta.



Çayyolu hattında sinyalizasyon hatası dendi, binlerce kişi metro duraklarında yığıldı. Ulus-Kızılay yönündeki otobüsler de kaldırıldığı için işine gidemedi. Hata, aynı hafta ikinci kez tekrar edince Eskişehir yolunu kapattı vatandaşlar.



Hopladık yolun öbür yanına, Etimesgut ve Sincanlılar da şikayetçiydi. Birincisi; ring seferleri yüzünden daha fazla araç değiştirmek zorunda kalıyorlar, ikincisi; Kızılay-Ulus yönüne giderken ring seferlerinin, Batıkent tarafından değil de sadece Çayyolu üzerinden gitmesiydi. OSTİM’e işe gidecekse nerdeyse bir ‘O’ çizmek zorunda kalıyor yani. Bu kez de “Planlamayla değil, deneme yanılma yoluyla mı yürüyor işler?” kaygısına kapıldık.



Teleferik ve diğerleri

Bu arada Yenimahalle metro istasyonuyla Şentepe arasındaki teleferik, 1 saat havada kaldı. Bir vatandaş “Biz alıştığımız için korkmadık” demiş. Haftada en az bir kez oluyormuş. Biliyorsunuz, o teleferik ‘toplu ulaşım’ amaçlı yapıldı. Alışık vatandaş, işe yetişme derdi olmayanlardandı galiba.



ODTÜ, Hacettepe ve Bilkent Üniversiteleri’nin metro duraklarından çok uzak kaldığını ve duraktan ötesine başınızın çaresine baktığınızı da hatırlatalım. Bunlara 2 aydır yürümeyen yürüyen merdivenleri ve bazısı başından beri çalışmayan asansörleri de ekliyoruz. Yetmez; arkasına turizmi patlatacağımız kentin Kale’sine, hala otobüs seferi olmadığını takıyoruz. Alışveriş Şenliği kapsamında bile sefer konmadı. Daha da yetmez; son metro seferi en son gece 11’de bitiyor. İyi mi?



Dünya kenti mi?

Diğer altyapı ya da üstyapıyla ilgili başlıklara girmedik,  ulaşımdayız daha. Hiç bir plan dahilinde hareket edildiği, dünya kenti olmaya aday bir kent hissi ediniyor musunuz bu gidişattan?


O kadar çok işimiz var ki keşke hepsi ‘kentsel dönüşüm projeleri’ kadar hızlı yürüse. Kentsel dönüşüm işi çok hızlı yürüyor ama gerisi, ne yöneticileri ne ileri gelenleri ne de işleri, pek dönüşmeye niyetliymiş gibi görünmüyor.

Hiç yorum yok: