02.09.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Zamanında
yapılmayan, yarım, eksik bırakılan ya da ertelenen işler, şikayetçinin
hançerini gümüşler. Eleştiri hançeri, geciktikçe keskinleşir. Ankara, 5
milyonluk bir kent oldu ancak 5 milyon olmaya iyi hazırlanmadı. Altyapısı, göç
hızının çok gerisinde kaldı.
Yalnız
‘gri kent’ algısını kırmaya başladığını söyleyebiliriz. Hatta başkent, bu
yapıyı da algıyı da kırmaya kararlı. Bu değişimi kavrayamayan, bazı yöneticileri
ve ileri gelenleri.
Prangalarla koşamayız
Böyle
gelmiş böyle giderci, eski memur anlayışlı, masadan kalkıp sokağa inmeyen, kalktığı
zaman da rantın sokaklarından ötesine geçmeyen yöneticilerin dönemi değil bu
dönem. Rantın sahte ışıltısına kapılan ileri gelenlerin dönemi de değil. Dünyaya
açılmaya sabırsız Ankara’nın ayağında, prangaya dönüşüyorlar sadece. Koşmasını
engelliyorlar.
Ne
şehir ne de 1 milyona ulaşan öğrencisiyle dinamik dokusunun sabrı var.
Başkentin, birçok ilimizden geri kalışını, açıklayamayız. Adı üstünde başkent,
devletin merkezi, daha ötesi var mı?
Çayyolu ve Sincan sorunlu
Öncelikle,
daha önce de defalarca söylediğimiz gibi, kent içi ulaşımı çok sorunlu bir
başkentiz. 50 kilometre yarıçaplı kentte 5 kilometre yarıçaplık toplu ulaşım
ağı var. Çayyolu ve Sincan metro hatlarının büyük katkı sağlayacağını
düşünüyorduk ama en son geçen hafta yaşadıklarımızdan sonra bu hatların
tamamlanmadığı, planlamaların masa başında yapıldığı kaygısına kapıldık.
İçindeki ağır geldi, patladı sanki torba; döküldük geçen hafta.
Çayyolu
hattında sinyalizasyon hatası dendi, binlerce kişi metro duraklarında yığıldı.
Ulus-Kızılay yönündeki otobüsler de kaldırıldığı için işine gidemedi. Hata,
aynı hafta ikinci kez tekrar edince Eskişehir yolunu kapattı vatandaşlar.
Hopladık
yolun öbür yanına, Etimesgut ve Sincanlılar da şikayetçiydi. Birincisi; ring
seferleri yüzünden daha fazla araç değiştirmek zorunda kalıyorlar, ikincisi;
Kızılay-Ulus yönüne giderken ring seferlerinin, Batıkent tarafından değil de
sadece Çayyolu üzerinden gitmesiydi. OSTİM’e işe gidecekse nerdeyse bir ‘O’
çizmek zorunda kalıyor yani. Bu kez de “Planlamayla değil, deneme yanılma
yoluyla mı yürüyor işler?” kaygısına kapıldık.
Teleferik ve diğerleri
Bu
arada Yenimahalle metro istasyonuyla Şentepe arasındaki teleferik, 1 saat havada
kaldı. Bir vatandaş “Biz alıştığımız için korkmadık” demiş. Haftada en az bir
kez oluyormuş. Biliyorsunuz, o teleferik ‘toplu ulaşım’ amaçlı yapıldı. Alışık
vatandaş, işe yetişme derdi olmayanlardandı galiba.
ODTÜ,
Hacettepe ve Bilkent Üniversiteleri’nin metro duraklarından çok uzak kaldığını
ve duraktan ötesine başınızın çaresine baktığınızı da hatırlatalım. Bunlara 2
aydır yürümeyen yürüyen merdivenleri ve bazısı başından beri çalışmayan
asansörleri de ekliyoruz. Yetmez; arkasına turizmi patlatacağımız kentin Kale’sine,
hala otobüs seferi olmadığını takıyoruz. Alışveriş Şenliği kapsamında bile
sefer konmadı. Daha da yetmez; son metro seferi en son gece 11’de bitiyor. İyi
mi?
Dünya kenti mi?
Diğer
altyapı ya da üstyapıyla ilgili başlıklara girmedik, ulaşımdayız daha. Hiç bir plan dahilinde
hareket edildiği, dünya kenti olmaya aday bir kent hissi ediniyor musunuz bu
gidişattan?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder