23.09.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Kapıyı
açmak istedi ama aralamakla yetinmek zorunda kaldı. Yerel öneticiler,
bürokratlar, işadamları, esnaf, izlemekle gerisinde kalmakla günü geçirdi. Oysa
turizm, Ankara için çok bakir bir alan, yüzbinlerce kişiye yeni ekmek kapısı
olur. Ancak rahatını bozmadan iş yapmaya, kendi işine yaramayan işe bulaşmamaya
alışmış atıl bir zihniyetin kente hakim olduğunu görüyoruz. İnşallah şansını
tepmemiştir Ankara.
Ağırdan almak lüksü
Çok
çıplak bir gerçek var ki binlerce yıllık tarih ve kültür merkezi Ankara,
birikimlerini pazarlayamıyor, başkent olmasına rağmen bu birikimi
değerlendirerek bir cazibe merkezi olamıyor. Elalemin başkentleri, Türkiye’ye
gelen turistin 3 katını ağırlarken Ankara, pek çok konuda olduğu gibi turizme
açılmakta da ağırdan alıyor. Her yıl Polatlı kadar nüfusun eklendiği bir
şehrin, ağırdan almak gibi bir lüksü nasıl olabiliyor, onu da “Bilincim yerinde” diyen kimsenin
anlaması zor oluyor.
1 trilyon dolarlık pazar
Ankara
Valisi Alaaddin Yüksel emekli oldu. Antalya Valiliği sırasında turizm konusunda
edindiği tecrübeyle Ankara’nın birikimini gördü ve turizmi, kentin gündemine
soktu. Başta Hamamönü ve Hacı Bayram olmak üzere merkez ve çevre ilçelerde,
turizme katkısı olacak birçok projeye mali olarak destek sağladı. Ankara Kalesi
için adeta seferberlik ilan etti. “Dünya’da
turizm sektörü 1 trilyon dolarlık hacme ulaşmak üzere, Ankara niye bundan
payını almasın” diye toplantılar yaptı. Ancak aynı ilgiyi, ilgililerden
göremedi. Kendisini bilmiyoruz ama biz, saçımızı başımızı yoluyorduk bu
ilgisizlikten dolayı.
Yarım ve eksik kalan işler
Öncülüğünde,
Ankara Kalesi’ni turizme kazandırmak için bir eylem planı hazırlanmıştı ama defalarca
uyarmasına karşın 4’üncü yıl bitti, altyapı çalışmaları bitirilemedi Kale’de.
Dünyanın
en büyüklerinden biri olmaya aday Medeniyetler Müzesi için Kültür ve Turizm Eski
Bakanı Ertuğrul Günay adeta ricacı oldu ama temeli bile atılmadı müzenin.
Polatlı,
Haymana, Ayaş, Nallıhan, Güdül, Kızılcahamam gibi hemen turizme ayak
uydurabilecek ilçelerde, beklenen adımlar atılamadı, atılanlar da hep ağırdan
atılıyor. Beypazarı ise varolan koşullarda doygunluk noktasına geldi, yeni
açılımlara ihtiyacı var.
Akyurt’la
Çubuk arasında yapılması planlanan “Kongre ve Fuar Merkezi” lafının üzerinden 4
yıl geçti, onun da temeli hala atılamadı.
Bazı
yerel yemeklerini yapan 2 lokantası var Ankara’nın. Bir yemek kitabı çıkarıldı
ama sadece Ankara yemekleri yapan lokantalar, hiç özendirilmedi. Hamamönü’nde,
en çok Karedeniz yemekleri yapan lokantalar var.
Ne
yapılıyor derseniz; sadece sağlık turizmine yönelik kaplıca oteller ve
devremülk inşaatları hızla yürüyor.
Ankara’nın,
hava ulaşımında aktarma merkezi olması gibi daha çok başlık ve ayrıntı var ama
turizmi konuşmaya turizmcilerinin bile yanaşmaması, bir valinin görev süresine
bu kadarını nasip etti.
Kapı aralandı, açılması
lazım
Emekli
Valimiz Alaaddin Yüksel, toplumsal olaylarda alınan sert tedbirlerde ve Seymen
Alayı ile Garnizon Koşusu’nun güzergah değişikliğinde çok eleştirilmişti. Ancak
öte yandan gelir gelmez bütün ilçelerini dolaştı ve Ankara’nın uzun süredir
kemikleşmiş hatta gündeminde olmayan pek çok konusunu gündeme getiren Vali
oldu. Başkentin söylemeye utanılacak turist rakamlarıyla en bakir ve ekmekli
kapısına el attı, gelin görün ki kireçlenmiş eklemler, bu kadarını yapabildi.
Gidişat
ağır da olsa en azından Alaadin Yüksel’in turizm kapısını araladığını
söyleyebiliriz. Yeni Valimiz Mehmet Kılıçlar dün görevine başladı. Bu kapıyı
ısrarla zorlayarak, onun açabilmesini umut ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder