22 Eylül 2014 Pazartesi

ÜRETİMİN YOLUNU NİYE AÇAMIYORUZ?



19.09.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi

Orada bir köy var, o köy bizim köyümüz. Orada bir de sanayi bölgesi var, o bizim değil mi? Orayı sanayi bölgesi ilan eden bizim devletimiz, gereğini kim, ne zaman yapacak?



O köy Malıköy. Eskişehir’e giderken Temelli’de. Sanayi bölgesi de etrafında. Anadolu, Başkent, ASO 2, ASO 3 ve Dökümcüler Organize Sanayi Bölgeleri var içinde. Varolan fabrikalarda 5-6 bin kişi çalışıyor. İstanbul’da olsa daha bu fabrikalar kurulurken Malıköy’ü Malışehir’e çevirirlerdi. Ancak 13 yıldır, su bile götürülmedi bölgeye.



Sanayi değil otobüs durağı sanki

Su gitmiyordu, bu kez de inat etti yol gitmiyor. 2 yıldır Sincan’daki ASO 1 Organize Sanayi Bölgesi’yle Malıköy arasına yapılacak yol, bilinmeyen bir nedenle götürülemiyor. Yol ihalesi 3 kez iptal edildi. İlk ikisine birer bahane bulundu ama üçüncü iptalin bahanesi de yok. Bekliyor herkes.



Satın alınmış boş parseller fabrika, fabrikalar suyla yol, vatandaş iş bekliyor. Bir de çalışanlar için yapılmış binlerce konut var ki su olmadığı için kimse gelmiyor, onlar da dolmayı bekliyor. Sanayi bölgesi değil otobüs durağı, bekleyen bekleyene.



Evvelki gün Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir’e sorduk yolun akıbetini, “Parası, projesi, her şeyi tamam, niye başlamadığını biz de bilemiyoruz” dedi. Yani o da bekliyor. Biz de 2 yıldır yanıt bekliyorduk, tam ekip olduk!



“Büyüme modeli gözden geçirilmeli”

10 Eylül’de Özdebir, üretim artışındaki düşüklüğe dikkati çekerek “Özel sektör yatırım harcamalarındaki düşüş, yatırım şevkini korumanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Açıklanan veriler, bu konudaki uyarılarımızın ne kadar haklı olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum, büyüme modelimizi gözden geçirme ihtiyacını açıkça ortaya koymaktadır. Birbirimize ev yaparak zenginleşemeyiz. Bu nedenle, öncelikle kıt kaynaklarımızı rant fırsatlarına değil, üretime ve yatırıma yöneltmemiz gerekmektedir” demişti. Yolu ve suyu olmayan sanayi bölgesi yapan, üretmeden zengin olabilmenin yolunu bulmuş da bizim haberimiz yok herhalde.



Savunma ve havacılık sanayisinde, raylı ulaşım sistemleri ve tıbbi araç hatta ilaç üretiminde yeni bir atılımın eşiğinde Ankara. Teknokentlerindeki yeni strateji değişiklikleri ve üniversitelerle geliştirilen işbirlikleri de bu gelişmelere büyük katkılar sağlayacak. Gelin görün ki lüks konut üretiminin kuyruğuna takılmış ekonomik bir hareketlilik hakim  şimdilik. Büyümenin ve gelişmenin temel öğesi sanayi üretimi, zorlu yolları aşıp, gerçek atılımını gerçekleştiremiyor bir türlü. Oysa durgunluk dönemini, yeni yatırımlarla atlatabilirdik.



Gidişatın göstergesi
Ankara’da sanayinin altyapı ihtiyaçları hala tamamlanmış değil ama Sincan-Malıköy arasındaki yol ve su, gidişatı anlayabilmek için bir gösterge oldu bizim için. Çünkü Malıköy’deki parseller fabrikalarla dolduğunda 5-6 bin değil, 55 bin ile 250 bin civarında kişiye ekmek kapısı açılacak. Üretme kararlılığı, tescil edilmiş olacak. Malıköy’ün fabrika mezarlığı olmayacağını anlayacağız. Şöyle ki; yapılmasını niye beklediğimizi bilmediğimiz yol, gelecek planlarını bilmeyi de engelliyor.

Hiç yorum yok: