12.06.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Seçim
heyecanını kaybetmiş bir seçmeni var Ankara’nın. Özellikle genel seçimlerde.
Gerçi 31 Mart 2014 Yerel Seçimi’yle 7 Haziran 2015 Genel Seçimi’nde bir
hareketlenme oldu ama ikisinde de büyük ümitler besleyecek bir gelişme
olduğundan değil, “Tepki hareketlenmesiydi”
demek lazım. Hayati işler, ya çok yavaş ilerliyor ya hiç ilerlemiyor ya da
halkın gündemiyle pek kesişemiyor çünkü.
Özal iyi özetlemişti
Merhum
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan olduğu yıllardı herhalde, “Vatandaş önümüzde, devlet halkın gerisinde kalmış” biçiminde
bir laf etmişti. Hiç unutamadığımız bir laf oldu. Durumu çok güzel özetleyen
bir tanımlamaydı. Tam da Ankara’nın bugünkü durumu için kullanabileceğimiz
türden bir tanımlama; Ankaralılar önden gidiyor ama yerel yönetimleri, devlet
bürokrasisi ve siyasetçileri, geride kaldılar.
7
Haziran 2015 Genel Seçimi’ni nihayet tamamladık ve yeni vekillerimiz, istikametini
belirleyememiş Ankara kayığımıza çok yakında atlayacaklar. 12 Haziran 2011
Genel Seçimleri’nde 29 olan vekil sayımız 31’e çıkmıştı, bu seçimde 32 oldu
sayıları. 32 vekilden 21’ini yeniledik, 11’i eskilerden.
Her yeni etkilemez başkenti
Siyasetteki
değişiklikler başkenti pek etkilemediği için ‘yeni’ sözcüğü ümit vaadetmez Ankaralılar’a. Seçim heyecanını da o
yüzden kaybetmiştir zaten; vatandaş, istisnai bir-iki vekili dışında kendi
vekillerini tanımaz bile. Tanıdığı da yaraya merhem, derdine derman olmaya
yetmez.
Biraraya
gelip, kent adına bir lobi gibi davranma, öncelikli ve hayati projeleri hükümet
ve devlet içinde takip etme, bir güç oluşturma, o gücü, yeri geldiğinde kentin
yararına harekete geçirme gibi kaygılar taşımazlar çünkü. Hem içinde yaşar hem
ekmeğini yer hem de başka bir şehirmiş muamelesi yaparlar Ankara’ya.
Başkent
ya, ortaya bırakırlar. Memleketi farklı olup burada doğup büyüse de kendi
memleketi için yapmaya çalıştığının yarısını, Ankara için yapmaz seçtiği
vekilleri. Çoğunun, Meclis’in ya da partinin 100 metre ötesinden haberleri
olmaz. Başkentin de vekilleri olduğunu, seçimden seçime fark ederiz;
etkinlikten etkiliğe koşup, ortalıkta boy gösterdikleri, seçim afişlerinden sırıttıkları
zaman.
Herhangi bir il gibi
O
yüzden günlük yaşamından sosyal ortamına, yatırımlarından istihdamına, kent
dokusundan mimarisine, plansızlığın ve gelişigüzelliğin eline bırakılmıştır
başkent. Devletin merkezi olma vasfını, bir fırsat olarak değerlendiremez.
Yakında ya da uzakta herhangi bir ilin sorunlarını, yıllarca çözülmeden aynen
yaşar. Ne vatandaşı ne esnafı ne de sanayicisi, hükümete ve devlete yakın
olmanın nimetlerinden faydalanabilir. Sahip çıkanı olmayan, kaderiyle baş başa
bırakılmış bir şehirdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder