13 Haziran 2015 Cumartesi

ANKARA KAYIĞININ YENİ VEKİLLERİNE



12.06.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Seçim heyecanını kaybetmiş bir seçmeni var Ankara’nın. Özellikle genel seçimlerde. Gerçi 31 Mart 2014 Yerel Seçimi’yle 7 Haziran 2015 Genel Seçimi’nde bir hareketlenme oldu ama ikisinde de büyük ümitler besleyecek bir gelişme olduğundan değil, “Tepki hareketlenmesiydi” demek lazım. Hayati işler, ya çok yavaş ilerliyor ya hiç ilerlemiyor ya da halkın gündemiyle pek kesişemiyor çünkü.



Özal iyi özetlemişti

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan olduğu yıllardı herhalde, “Vatandaş önümüzde, devlet halkın gerisinde kalmış” biçiminde bir laf etmişti. Hiç unutamadığımız bir laf oldu. Durumu çok güzel özetleyen bir tanımlamaydı. Tam da Ankara’nın bugünkü durumu için kullanabileceğimiz türden bir tanımlama; Ankaralılar önden gidiyor ama yerel yönetimleri, devlet bürokrasisi ve siyasetçileri, geride kaldılar.



7 Haziran 2015 Genel Seçimi’ni nihayet tamamladık ve yeni vekillerimiz, istikametini belirleyememiş Ankara kayığımıza çok yakında atlayacaklar. 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri’nde 29 olan vekil sayımız 31’e çıkmıştı, bu seçimde 32 oldu sayıları. 32 vekilden 21’ini yeniledik, 11’i eskilerden.



Her yeni etkilemez başkenti

Siyasetteki değişiklikler başkenti pek etkilemediği için ‘yeni’ sözcüğü ümit vaadetmez Ankaralılar’a. Seçim heyecanını da o yüzden kaybetmiştir zaten; vatandaş, istisnai bir-iki vekili dışında kendi vekillerini tanımaz bile. Tanıdığı da yaraya merhem, derdine derman olmaya yetmez.



Biraraya gelip, kent adına bir lobi gibi davranma, öncelikli ve hayati projeleri hükümet ve devlet içinde takip etme, bir güç oluşturma, o gücü, yeri geldiğinde kentin yararına harekete geçirme gibi kaygılar taşımazlar çünkü. Hem içinde yaşar hem ekmeğini yer hem de başka bir şehirmiş muamelesi yaparlar Ankara’ya.



Başkent ya, ortaya bırakırlar. Memleketi farklı olup burada doğup büyüse de kendi memleketi için yapmaya çalıştığının yarısını, Ankara için yapmaz seçtiği vekilleri. Çoğunun, Meclis’in ya da partinin 100 metre ötesinden haberleri olmaz. Başkentin de vekilleri olduğunu, seçimden seçime fark ederiz; etkinlikten etkiliğe koşup, ortalıkta boy gösterdikleri, seçim afişlerinden sırıttıkları zaman.



Herhangi bir il gibi

O yüzden günlük yaşamından sosyal ortamına, yatırımlarından istihdamına, kent dokusundan mimarisine, plansızlığın ve gelişigüzelliğin eline bırakılmıştır başkent. Devletin merkezi olma vasfını, bir fırsat olarak değerlendiremez. Yakında ya da uzakta herhangi bir ilin sorunlarını, yıllarca çözülmeden aynen yaşar. Ne vatandaşı ne esnafı ne de sanayicisi, hükümete ve devlete yakın olmanın nimetlerinden faydalanabilir. Sahip çıkanı olmayan, kaderiyle baş başa bırakılmış bir şehirdir.


Ankara kayığı da nereden çıktı, deniz mi var Ankara’da?” diyecek şimdi vekillerimiz. Azıcık merak ederlerse kolayca öğrenebilirler. Kendisi, her dalgada yönü değişen dümensiz kayığa benziyor, içinde de kayığın ihtiyaç haline geldiği günleri oluyor başkentin.

Hiç yorum yok: