27 Haziran 2015 Cumartesi

ÇILDIRTICI PROJELER



26.06.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Manidar oldu. Günlerdir Ankara’nın sel, su baskını görmeyen köşesi kalmadı, bu karar manidar oldu. Hayır yani ihtiyacımız yok. Yeri geliyor balık adam bile dalıyor caddelerimizde, boşa masraf. Şehir, alttan üstten dereler, nehirler, şelaleler diyarı zaten. İstanbul Boğazı da bu kadar akıyordur herhalde. Bir boğaz da insan eliyle Ankara’ya yapmak, Venedik’ten beter edebilir başkenti.



Bakanlar Kurulu Kararı

23 Haziran 2015 tarihli Resmi Gazete'de çıkan Bakanlar Kurulu Kararı, manidardı. Kararda, Çankaya’da Çayyolu, Yakupabdal, Mühye ve Karataş Mahalleleri, Mamak’ta İmrahor, Gölbaşı'nda Halaçlı, Velihimmetli ve Çayırlı Mahalleleri, Etimesgut'ta ise Fevziye Mahallesi sınırları içerisinde bulunan bazı alanlar, kentsel dönüşüm ve gelişim alanı ilan edilmişti. İki anlamda manidardı karar.



İki anlamda manidar

Birincisi; kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri, kötülemiş, mağdur semtleri yenilemek, çağdışı yaşam koşullarını düzeltmek, o bölgeyi kente uyumlu hale getirmek için yapılır. Bu da kimseyi yerinden yurdundan etmeden yapılır. Ancak bu karardaki alanların çoğu boş alan. O halde bu alanlardaki dönüşüm tanımını, Toprağı Betona Dönüştürme ve Asfaltla Geliştirme alanı olarak tarif etmeliydi Bakanlar Kurulu. Böylece biz de daha iyi anlamış olurduk kararın gerekçesini.



Kaldı ki kentsel dönüşüm, Ankara’da pek çok yerde zaten amacından saptı. Dönüşümle mahalle gibi sakinleri de değişiyor çünkü. Başka ilçelere, semtlere dağılıyorlar. Toplumsal doku, mahalle ilişkileri bozuluyor. Boş araziyi dönüştürüyorsanız da ne olacağı bellidir; beton ormanı siteler ya da ticari amaçlı tesisler yapılacaktır.



Manidar olan ikinci konuysa İmrahor Vadisi’yle ilgili. Büyükşehir Belediye Başkanımız Melih Gökçek, 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nden önce İmrahor Vadisi’ni, 11 kilometrelik bir kanal açarak Ankara Boğazı’na dönüştürmeyi vaat etmişti. Bakanlar Kurulu Kararı’yla Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen alanlardan İmrahor Vadisi’nde, bu projenin de yolu açılmış oluyordu. İyi de başta dediğimiz gibi; Ankara her yağışta boğaz oluyor zaten, niye katrilyonlar döküp, yenisini yapmaya harcayalım ki kaynaklarımızı?

İmrahor Vadisi
Vadi'ye yapılması düşünülen boğaz, etrafında oturanlar için keyifli olacak!


Parayı nereye harcasak?

Kaynakları, önce Ankara caddelerini derelere, nehirlere çeviren altyapıyı genişletmek ve geliştirmek için harcasak ya. En ciddi sorunlarımızdan toplu taşımacılığa harcasak, istihdam için sanayimizin ihtiyaçlarına harcasak ya da biraz da hiç olmayan turizmimize saklasak. Hiç yoksa yürümeyen yürüyen merdivenlerimizi yürütsek.



Bakanlar Kurulu’ndan çıkan karar, derdini anlatamayan vatandaşta şöyle bir his yaratıyor; idarecilerimiz başka gezegende yaşıyormuş da her sabaha dünyaya işe geliyormuş!



Yanlış bir dönüşüm

Kentsel dönüşüme, gereğinden fazla ve yanlış odaklandık. Üstte makyaj olarak kalan altyapısız yapılar, boş arazilerdeyse yükselen siteler, alışveriş merkezleri... Yanlış bir dönüşüm gerçekleştiriyoruz.


Ve bunların üzerine ‘çılgın projeler’ Ankapark’ı ya da Ankara Boğazı’nı, tüy gibi dikiyoruz. Çılgın olduğu söylenen projeler, bazen çıldırtıcı fikirler silsilesi olarak yansıyor bize.

Hiç yorum yok: