16.06.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Sadık
yarimiz ama hor davranıyoruz vazgeçilmezimize. Betonla asfalt giriyor aramıza,
öyle tercih ediyoruz. İşlemiyoruz, arpalar buğdaylar, sebzeler meyveler
doğuramıyor toprak ana. Yine de durmuyor, kuşlara böceklere, kuzulara danalara
öğün hazırlıyor her gün. Çiçekler, çalılar, ağaçlar büyütüyor. Suları süzüyor
temiz temiz içelim diye. Oysa biz, kentleştikçe hoyratlaşıyor, doğanın
dengesini bozduğumuz gibi anamızı da küstürüyoruz.
Toprak Bayramı
11-17
Haziran arası Toprak Bayramı. Bizim gibi tarıma ve yeşile elverişli toprakları
olan, aynı anda dört mevsimin yaşanabildiği ülkelerde, şükredercesine coşkulu
yaşanması gereken bir bayram. Toprağına sahip çıkan, ülkesine ve geleceğine
sahip çıkar. Çocuklarımıza, toprağı ve yeşili hem anlatmak hem sevdirmek için
çok iyi bir fırsat ama özüne yabancılaştıkça, betonla asfalta rağbet eder
oluyoruz. Kentte toprak, yaşam kaynağı değil de çamur oluyor ayaklarımızda.
Vahşi kentleşmenin bedeli
Vahşi
bir kentleşmeyle betona asfalta boğuyoruz, topraktan koparıyoruz şehri.
Soluklanacak delik bırakmıyoruz toprak anamıza. Toprağın besini yağmurlar,
karlar, betonların asfaltların üzerinden toprağa değmeden denizlere akıyor. Sonra
sel oluyor, su baskını oluyor, kendi elimizle belamızı buluyoruz. Hatta Ankara,
ülke çapında su baskını meşhuru oluyor. Rant canavarı, doğa, akıl, kural
tanımıyor, doğa da her hatanın bedelini misliyle ödetmekten geri durmuyor uyum
içinde yaşamayı reddetmenin karşılığı.
Toprak kaç yılda oluşuyor
En
verimli tarım arazileri üzerine yapılaşmakta ısrar ediyoruz. Verimli toprak,
kolay bulunabilen bir şey sanki. 1 santimetre verimli toprağın oluşması için
100 ile 400 yıl beklemek gerek. O toprağın ekilebilir araziye dönüşebilmesi
içinse en az 3 bin yıldan 12 bin yıla kadar beklememiz gerekebiliyor. Kimin
ömrü bu kadar uzun ki bir kısmını böyle hovardaca zehir edebiliyor? Yarın
acıkınca vitaminsiz, beton arası asfalt mı yiyecek çocuklarımız? Doğa ana da
rant canavarının akıl ve kural tanımazlığını, yanımıza mı bırakacak sanıyoruz?
Toprağın koyu kısmı verimli kısmıdır |
Kaybettiğimiz verimli toprak
Ayrıca
işlemiyoruz toprağı. Aşık Veysel, “Kazma
ile dövmeyince kıt verdi” diyordu Kara Toprak türküsünde. Toprağa emek
verecek işleyeceksiniz ki içinde gizli yaşamı paylaşsın sizinle. O emek verip
yaşamı biriktiriyor, siz de emek verip hakkınızı alacaksınız. Ancak son 20
yılda, her yıl daha da artan bir oranda işlemekten uzaklaşıyor, terk ediyoruz
topraklarımızı.
Daha
beteri var. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Gökhan Söylemezoğlu
açıkladı; 26 buçuk milyon hektarlık tarım arazimizin, son 12 yıl içinde 2
milyon 600 bin hektarını kaybetmişiz. 12 yılda yüzde 10’u gitmiş verimli
arazilerin. İşte çoğunu yapılaşmayla kaybettiğimiz verimli arazilerin sayısal
karşılığı da ortaya çıkmış oldu. 2 milyon 600 bin hektar araziye, hiçbir şey
ekip, biçemeyeceğiz artık.
Pişman bile olamayacağız
Doğayla uyumsuz bir
kentleşmenin bedelini biliyor zaten insanoğlu, bile bile yapıyor. Anlaşıldığı
kadarıyla bu hızda doğayı ve toprağı bozmaya devam edersek yüzlerce yıl
beklemeye de gerek kalmayacak, normal insan ömrü içinde ettiğimizi bulacağız. Sadık
yarimize, bu umursamazlık ve kafayla davranmaya devam edersek önümüzdeki birkaç
10 yıl içinde, pişmanlığa bile zaman kalmadan bizi boşayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder