24 Ekim 2015 Cumartesi

SEÇİMİN GÖZÜNE BAKIYORUZ



23.10.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi


Seçim bitse de işimize baksak diye bakıyoruz. Siyasi partiler dışında, ortada hissedilen bir seçim heyecanı olduğunu söylemek zor. 7 Haziran’dan sonraki uzlaşmaz tavır, vatandaşta da iş dünyasında da beklentileri düşürdü. Belirsizlik, siparişleri durdurdu, tahsilatlar geciktikçe gecikiyor. “Az daha sabır” deyip, cümleten bekliyoruz.



Seçimi doğru yorumlamalı

Bazıları “Bu seçim, milat olacak” diyor ama geçtiğimiz seçimi milat kabul etmek belki daha doğru olacak. Vatandaşın ince ayarla siyasete verdiği mesajı yeni seçimle yok saymamak, omurgayı o mesajın üzerine kurmak, 3 yıla yaklaşan seçim sürecini de boşa harcamamak anlamına gelecektir. 1 Kasım seçiminden sonra 7 Haziran’ın sonuçlarını kılavuz kabul etmek, taleplerin doğru değerlendirilmesini de destekleyecektir mutlaka.



Girişler labirente dönüyor

Seçimin gözüne bakıyoruz çünkü 3 yıla yakın bir zamanı işlerden çok seçime odaklanarak geçirdik. Genelde bu seçim dönemleri, bürokrasi için fırsat oluyor, dinleniyorlar. Bizim acelemiz varken onlar yeni hükümeti, yeni siyasi yapılanmayı beklemeye geçiyor. Bürokrat ışınlanıyor, kapılar duvar oluyor, işler de onları bekliyor.



Hele ki ortalığa terördü, Suriye’ydi, içimizdeki mikserlerdi türünden duman çökmeye yüz tutmuşsa resmi kurum girişleri, labirente dönüyor. Bir yere çıkmayan koridorlarda, debelenip duruyorsunuz.



Rekabette geriliyoruz

Türkiye’yi değerlendirmek haddimize düşmez ama evvelki gün 21 Ekim’de, Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir’in değerlendirmesine başvurarak, son durumu özetleyebiliriz. Özdebir, Dünya Ekonomik Forumu'nun ülkeleri 12 başlıkta değerlendiren ‘Küresel Rekabet Endeksi 2015-2016 Raporu’ndaki sonuçlara değinmiş ve küresel rekabetçilik endeksine göre Türkiye’nin, bu 12 başlığın 10’unda gerileme gösterdiğini, 6 basamak düşerek, 144 ülke arasında 51'inci sıraya indiğini belirtmiş.



Durumun ayrıntılı göstergesi daha çok rakam var, istesek en jelatinlisinden bir sürü sıralayabiliriz ama hedeften şaşmadan rapordan bir alıntı daha yapalım: “Genel olarak rekabet gücündeki düşüşün nedeni, jeopolitik ve siyasi belirsizlikler. Yatırımların artması için yatırım ortamını iyileştirecek ve işgücü piyasasına esneklik getirecek yapısal reformların gerçekleştirilmesi gerekir. Ancak bu konuda uzunca bir süredir hiçbir şey yapılmamış durumdadır. Yapısal reformlarda gecikildiği için rekabet gücü de gerilemektedir.



Biz de öyle diyorduk

Rapor ortada yokken de sanayicisinden esnafına herkes bunu söylüyordu zaten. Biz de Milliyet Ankara olarak, tam sayfa söyleşilerimizle defalarca tekrar ettik bu talepleri. Arabayı durduruyor, bekliyoruz. Her seçim döneminde frene böyle sert bastığımız için bu durumdayız ya zaten. Kendi kendimize geri kalıyoruz. Sağolsun bürokrasi de “Aman işler durmasın, en azından eksikleri tamamlayalım” demiyor. İmza bekleyen yönetmelikler, Bakanlar Kurulu’na sunulacak yasa önerileri bekletiliyor.



Beklemeyi bekleyenler

Sanayiciler ve tek tek esnaf odaları, basit rötuşlarla düzenlenecek yasa ya da yönetmelikleri, hatta onaylanmışlarının uygulanmasını bekliyor 3 yıldır.

Örneğin 3 yıldır Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi ‘ARUS’, tren yapmaya hazırken yerli otomobil diye tutturduk. Bu arada dünya çapında bir firma, birkaç gün önce 30 milyon Avro’ya Gebze’de tramvay fabrikası kuracağını açıkladı.

3 yıldır Sincan-Malıköy arasındaki sanayi için çok önemli yol ve su projesinin ihaleleri, 2’si gerekçesiz, 4 kez iptal edildi. Havacılık ve savunma sanayiyle iş yapabilecek küçük ve orta ölçekli işletmelerin, bekleyecek sermayesi kalmadı.

Her sektörde on binlerce çırak ve nitelikli ara eleman ihtiyacı var, yetiştirmek için çabamız yok.

Vites boştayken gaza basıyoruz.


O yüzden gözüne, gözünün içine bakıyoruz seçimin. Rölantiden vitese atıp, tekerleri döndürecek işareti bekliyoruz.

Hiç yorum yok: