23.10.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Seçim
bitse de işimize baksak diye bakıyoruz. Siyasi partiler dışında, ortada
hissedilen bir seçim heyecanı olduğunu söylemek zor. 7 Haziran’dan sonraki
uzlaşmaz tavır, vatandaşta da iş dünyasında da beklentileri düşürdü.
Belirsizlik, siparişleri durdurdu, tahsilatlar geciktikçe gecikiyor. “Az daha sabır” deyip, cümleten bekliyoruz.
Seçimi doğru yorumlamalı
Bazıları
“Bu seçim, milat olacak” diyor ama
geçtiğimiz seçimi milat kabul etmek belki daha doğru olacak. Vatandaşın ince
ayarla siyasete verdiği mesajı yeni seçimle yok saymamak, omurgayı o mesajın
üzerine kurmak, 3 yıla yaklaşan seçim sürecini de boşa harcamamak anlamına
gelecektir. 1 Kasım seçiminden sonra 7 Haziran’ın sonuçlarını kılavuz kabul
etmek, taleplerin doğru değerlendirilmesini de destekleyecektir mutlaka.
Girişler labirente dönüyor
Seçimin
gözüne bakıyoruz çünkü 3 yıla yakın bir zamanı işlerden çok seçime odaklanarak
geçirdik. Genelde bu seçim dönemleri, bürokrasi için fırsat oluyor,
dinleniyorlar. Bizim acelemiz varken onlar yeni hükümeti, yeni siyasi
yapılanmayı beklemeye geçiyor. Bürokrat ışınlanıyor, kapılar duvar oluyor,
işler de onları bekliyor.
Hele
ki ortalığa terördü, Suriye’ydi, içimizdeki mikserlerdi türünden duman çökmeye
yüz tutmuşsa resmi kurum girişleri, labirente dönüyor. Bir yere çıkmayan
koridorlarda, debelenip duruyorsunuz.
Rekabette geriliyoruz
Türkiye’yi
değerlendirmek haddimize düşmez ama evvelki gün 21 Ekim’de, Ankara Sanayi Odası
Başkanı Nurettin Özdebir’in değerlendirmesine başvurarak, son durumu
özetleyebiliriz. Özdebir,
Dünya Ekonomik Forumu'nun ülkeleri 12 başlıkta değerlendiren ‘Küresel Rekabet Endeksi 2015-2016 Raporu’ndaki
sonuçlara değinmiş ve küresel rekabetçilik endeksine göre Türkiye’nin, bu 12
başlığın 10’unda gerileme gösterdiğini, 6 basamak düşerek, 144 ülke arasında
51'inci sıraya indiğini belirtmiş.
Durumun
ayrıntılı göstergesi daha çok rakam var, istesek en jelatinlisinden bir sürü
sıralayabiliriz ama hedeften şaşmadan rapordan bir alıntı daha yapalım: “Genel olarak rekabet gücündeki düşüşün
nedeni, jeopolitik ve siyasi belirsizlikler. Yatırımların artması için yatırım
ortamını iyileştirecek ve işgücü piyasasına esneklik getirecek yapısal
reformların gerçekleştirilmesi gerekir. Ancak bu konuda uzunca bir süredir
hiçbir şey yapılmamış durumdadır. Yapısal reformlarda gecikildiği için rekabet
gücü de gerilemektedir.”
Biz de öyle diyorduk
Rapor
ortada yokken de sanayicisinden esnafına herkes bunu söylüyordu zaten. Biz de
Milliyet Ankara olarak, tam sayfa söyleşilerimizle defalarca tekrar ettik bu
talepleri. Arabayı durduruyor, bekliyoruz. Her seçim döneminde frene böyle sert
bastığımız için bu durumdayız ya zaten. Kendi kendimize geri kalıyoruz. Sağolsun
bürokrasi de “Aman işler durmasın, en
azından eksikleri tamamlayalım” demiyor. İmza bekleyen yönetmelikler, Bakanlar
Kurulu’na sunulacak yasa önerileri bekletiliyor.
Beklemeyi bekleyenler
Sanayiciler
ve tek tek esnaf odaları, basit rötuşlarla düzenlenecek yasa ya da
yönetmelikleri, hatta onaylanmışlarının uygulanmasını bekliyor 3 yıldır.
Örneğin
3 yıldır Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi ‘ARUS’, tren yapmaya hazırken yerli otomobil diye tutturduk. Bu
arada dünya çapında bir firma, birkaç gün önce 30 milyon Avro’ya Gebze’de
tramvay fabrikası kuracağını açıkladı.
3
yıldır Sincan-Malıköy arasındaki sanayi için çok önemli yol ve su projesinin
ihaleleri, 2’si gerekçesiz, 4 kez iptal edildi. Havacılık ve savunma sanayiyle
iş yapabilecek küçük ve orta ölçekli işletmelerin, bekleyecek sermayesi
kalmadı.
Her
sektörde on binlerce çırak ve nitelikli ara eleman ihtiyacı var, yetiştirmek
için çabamız yok.
Vites
boştayken gaza basıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder