02.10.2015 Milliyet-Ankara Gazetesi
Tarih,
insana ve devlete, bir şeyi defalarca göstermiştir; gelir dağılımı dengesi
bozuldukça toplum da o kadar bozulur. Bozulmuş toplumda, adaletin kefesi denk
durmaz. Eğitim sistemi ile kolluk güçlerinin yozlaşması süreci hızlandırır ve toplumlar
da devletler de çöker.
Ders
almamakta ısrar eden insanoğlu, büyük savaşlarla yeni dengeleri kurmaya çalışırdı
ama bu anlamda olmuyor artık savaşlar; güçlüyü daha güçlü kılmak için gelişemeyen
ülkeleri birbirine düşürmekte kullanılıyor. Savaşın hası, günlük hayatın içine
sindirilmiş ekonomik ve toplumsal etkinliklerle veriliyor asıl.
Gelişemeyenler koptu
Son
20-25 yılda, ülkeler arasındaki gelir dağılımı dengesizliği çok daha
belirginleşti. Çünkü bazı ülkeler, arkasında 250-300 yıllık bilgi birikimiyle insana
ve teknolojiye yaptığı yatırımların meyvesini yemeye başladı. Bilişim
teknolojisi ki onun da arkasında bir 60-70 yıllık birikim vardı, son 20 yılda
kartopunun çığa dönüşmesi gibi baş döndürücü bir hızla ilerledi. Bu ilerleme, gelişemeyen
ülkeleri iyice kopardı gelişmişlerden.
İkinci
Dünya Savaşı’ndan sonra, ekonomik dengelerin büyük dünya savaşlarıyla
kurulmadığını gördük. Savaşların yeni cephesi, fabrikalar, laboratuarlardı.
İcat eden ve üretenin sözü geçiyor, dünya ekonomisini de siyasetini de onlar
belirliyordu. En önemli kopuşunu bilişim teknolojisiyle gerçekleştirdi ve daha
üst katlara çıktı gelişmiş ülkeler. Çıkarken de arkalarındaki merdivenleri
ittiler.
Yeni kopuş nano teknolojiyle
Gelişemeyenler,
çok güçlenen gelişmişlerin öne sürdüğü koşullara karşı koyamaz, bağımlılıktan
kurtulamaz hale geldi. Bunun bir kısmı da kültürel ve toplumsal etkinliklerle
gerçekleştirildi. Gelişemeyenler, tamamen tüketici durumuna itildi. Buna, kendi
insanlarını tüketmek de dahil.
Ve
dünyada, bilişim teknolojisinden daha etkili, yeni bir kopuşun perdesi açılmak
üzere. Hatta açıldı bile; sahneyi, nano teknoloji alıyor. Kendi çapında
atlıyor, sıçrıyordu ama bu kez merdivenin ucunu yakalamaya çalışan gelişmekte
olan ülkeler için bile hayal olacak üst katlara çıkmak.
“Daha bile güçlü itiyorlar”
Paylaşmayı
aklından geçirmediğini anladığımız zengin ülkeler için “Merdiveni daha bile güçlü itiyorlar” diyor Ha-Joon Chang. ‘Sanayileşmenin Gizli Tarihi’ kitabıyla
dünyada yankı uyandıran Güney Koreli iktisatçı, OSTİM Gazetesi’nin Ağustos
sayısına verdiği söyleşide, özellikle gelişmekte olan ülkeleri uyarıyor, “Yüksek üretkenlik düzeyini gerektiren
faaliyetleri yürüten belirgin sayıda ulusal firmanın büyümesi sağlanmadıkça bir
ülkenin kendi ekonomisini geliştirmesi çok zor olacaktır” diyordu.
1970’lerde
aynı koşullarda yola çıktığımız ama bugün Samsung, Hyundai, LG gibi dünya
markalarına sahip Güney Kore’yi değil de “Hadi
bizim yolumuzdan gidemediniz bari” dercesine Singapur’u örnek veriyordu
Chang. Ülkenin yerli, yabancı yatırım dengesini anlattıktan sonra “Singapur, en serbest piyasa politikalarının
bazılarını, en sosyalist politikaların bazılarıyla biraraya getirmiştir. Eğer
bir ekonomik teoriye bağlı kalınsaydı kimse Singapur’u icat edemezdi” diyordu.
Bu çığırı yakalamalıyız
Yani
illa başkalarının ekonomik sistemi ya da önerilerini taklit etmeye uğraşmayın,
siz de kendinize uygun sistem neyse onu uygulayın demeye getiriyordu.
Teknoloji
ilerledikçe merdivenden uzaklaşıyor ancak yakalamak için atılması gereken
adımları atmakta ağırlığımızı hiç bozmuyoruz. Oysa zaten günlük hayata çoktan
girmiş nano teknolojinin açacağı çığırı yakalamak zorundayız. Son 30-40 yılı
diyor uzmanları. Özellikle de önümüzdeki 10 yıla dikkat çekiyorlardı 3 yıl
önce. Bu çığır, öyle matbaayı geç getirmeye benzemez, her şeyin çok hızlı
değiştiği yüzyılları, hep yakalamaya çalışmakla geçiririz. Hep geride yani.
Biz ne yapıyoruz?
Demek ki buna göre
eğitim sistemi kuracak, buna göre kurumları biraraya getirecek, şirketleri
destekleyecek ve kendi icadımızın üretimini yapacağız. Üst kata çıkmak kolay
değil. Biz ne yapıyoruz? İlk 10 yılın 3 yılını seçimlerle harcıyor, kardeş
kavgasını körükleyenleri yolumuzdan çekmekle uğraşıyoruz. Siyaset, bürokrasi ve
üniversiteler, bir titrese artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder