13 Temmuz 2016 Çarşamba

ÇATLATAN YANIT



12.07.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi

Çatlayan sur çatlatıyordu, yanıtı da çatlatıyor. İşi bilene değil de konu hakkında bilgisiz, konudan habersize yönelik bir yanıt; hiçbir bileni tatmin etmedi çünkü açıklama. Genelde böyle oluyor zaten, kuru kalabalık laf yığınıyla ciddi ya da bilimsel karşılığı olmayan açıklamalar düşüyor hakkımıza.

28 Haziran’da Ankara Kalesi girişindeki meydan düzenleme çalışmalarına da değinerek surlardaki artan ve genişleyen çatlakları ‘Çatlatan Çatlak’ diye ele almıştık. Milliyet Ankara Gazetesi haber ve uzman söyleşileriyle konuyu takip etti. 1 Haziran’da Büyükşehir Belediyemiz’den yanıt geldi. Açıklamayı Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıkları Daire Başkanı Akarpınar Üstün yaptı.

Duvarizm, kaleizm!
Akarpınar Üstün açıklamaya, Ankara Kalesi surlarında meydana gelen çatlaklara ilişkin ortaya atılan iddiaların tamamen ideolojik ve gerçek dışı olduğunu bildirerek "Gerçekleştirilen güzel çalışmalar, her defasında olduğu gibi, yine karalanmaya ve engellenmeye çalışılmaktadır” diye başlıyordu.
* 2 bin yıllık Kale surlarının korunmasına yönelik uyarıların ideolojikliği nasıl oluyor acaba; ‘duvaristlik, kaleistlik’ diye ideoloji mi var? Bunun karşı ideolojisi ne oluyor, ‘bildiğini yaparistlik’ mi? Tarihi esere sahip çıkılmasının ideolojiyle ne alakası var? Böyle açıklama siyasi mesaj olur, bizse bilgi talep edebiliriz ancak.
Kale Meydan Düzenlemesi
Hangi Koruma Kurulu?
Üstün, “Ankara Kalesi’nin bulunduğu yer, Birinci Derece Arkeolojik SİT sınırı. Bu nedenle burada herkes, her şeyi kafasına göre uygulayamaz. Bu bölge, 2863 Sayılı Kanun'a tabidir. Koruma kurullarından onaysız hiçbir proje uygulanamaz” diyor açıklamasında.
* Kendi gönderdiğiniz fotoğrafların içinde sur üstünde çekilen bir tane var. O fotoğraftaki surun içine ve üstüne beton doldurma iznini Koruma Kurulu mu vermiştir? Ayrıca Kale girişine yapılan havuzun iznini kimin verdiğini, o kurul dahil kimseden öğrenemedik. Nerede Koruma Kurulu, nerede Birinci Derece SİT Alanı? Hacı Bayram’da, Hamamönü’nde, Kale’de özgün mimarinin tamamen bozulup, ytong evler yapılmasını seyreden Koruma Kurulu mu kudretinden bahsettiğiniz?
Sur içi ve üstü beton doldurulmuştu.
Beton dolgu kaçmış gözden
Üstün devam ediyor: Sur duvarlarındaki çatlakların yeni oluşmadığını, önceki yıllarda devam eden çatlaklar olduğunun anlaşıldığını ve kılcal çatlamaların devam ettiğini söylüyor ve “Yani bizim çalışmalarımızdan çok daha öncesinden bahsediyoruz. Ancak tüm bunların dışında biz zaten belli periyotlarla statik raporları alıyoruz, günlük fotoğraf ve video çekimleriyle herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için tüm araştırmaları yapıyoruz” diyor.
* Bu raporları bir okuyan oluyor mu acaba? Haber yaptığımız 2 yıl öncekinden daha da açıldı çatlaklar ve yenileri oluştu? Bazısı vahim 7-8 yeni çatlak oluştu. Kendi çektiğiniz fotoğraftaki sur içine dökülen beton kaçmış mesela gözünüzden. “Biz kuruyemişçileri ve otları kaldırınca çatlak ortaya çıktı ve herkes yeni oluştu sandı” demişsiniz ama kuruyemişçilerle bizim bahsettiğimiz çatlaklar arasında 3-4 metreden başlayıp 10 metreye kadar fark var. Çatlaklar aşağıda değil, yanlış yere bakmışsınız.

İçi beton doldurulan surdaki çatlak sayısı daha fazla ve artıyor
İdeolojik yıkılmıyorsa eğer
Kale Meydan Düzenlemesi Projesi’ni 5 yıl önce görmüş, esnafa da “Yapılınca çok güzel bir meydana kavuşacaksınız” diye övmüştük. Yani itirazımız projeye değil, tarihi eserlerin, inşaat şirketlerinin ve birkaç işçinin insafına bırakılmasına. Hacı Bayram zaten 2015 model oldu, tarihiliği tarihte kaldı. Kale’de de tarihi dokuya dikkat bir yana, mühendislik hatası yapıldığı için itirazlar geldi. Girişteki iki dairesel sur da sağdaki biraz daha fazla olmak üzere, yıkılma tehlikesi taşıyor. Bize inat ideolojik yıkılmıyorsa eğer, nedenini bir araştırsaydınız keşke.

Kale surlarının çatlakları çatlatıyordu, bir de aldığımız yanıtlar sabır taşımızı çatlatır oldu. İşte kafalar da bu yüzden çatlıyor, gördüğümüzü bize anlatıyorlar. Koruma(ma) Kurulu da sessiz, seyrediyor, kendini koruyor.

Hiç yorum yok: