15.11.2016 Milliyet - Ankara Gazetesi
Bazı
günler resmi kurumların önünden geçerken düzenli park edilmiş dizi dizi
arabalardan alamıyoruz gözümüzü. Oto galerisi gibi de değil, otomobil
fabrikasının depolama alanı sanki. “Bu
kadar makam sahibi varmış demek bu binada” diye düşündürüyor.
Akşam,
yol kenarlarına ve kaldırımlara çift sıra dizilen personel servisleri, trafiğe
de yayaya da geçit vermiyor. Bazılarının birkaç kişiyle hareket ettiğine
şahitlik ediyoruz. Batıyorlar göze...
Bir yönetim taktiği
Ekim
ayında, kamuda yeni tasarruf önlemleri açıklandı. Kağıttan kaleme, ek servisten
makam aracına kadar her türlü mal ve hizmette tasarruf yapılacağını öğrendik.
Hatta Maliye
Bakanı Naci Ağbal, 2017 bütçesinde kamu harcamalarında kesintiye gittiklerini
belirterek, toplam mal ve hizmet alımlarında 2 milyar (katrilyon) liralık
tasarruf sağlanacağını söyledi. Böyle bir haber çıktı mı, o tasarrufların
sokağa ve hizmete yansımasını bekliyor tabii vatandaş.
Mesela
üst düzey dışındaki makamların altından araçların alındığını, servislerin
kaldırıldığını duymak istiyor. Hele ki yerel yönetimlerin halkla ilişkisi
açısından, aynı zamanda bir yönetim taktiği olarak düşünülmelidir.
Halden anlar mı?
Makam
aracıyla servisle işe gidecek, kurum yemekhanesinde yemeğini yiyecek, akşam kapının
önünden makam aracı ve servisle eve dönecek.. ee ne zaman halkın arasına
karışacak bu memurlar? Büyük alışveriş merkezlerinde alışveriş yaparken mi?
Toplu
taşımanın yetersizliğini yaşamadan..
Bazı
semtlere sardalye konservesi samimiyetinde yolculuk etmeden..
Kışın
ısıran soğuğunda, yazın kavurucu sıcağında araç beklemek zorunda kalmadan..
Bir
araçla gidilecek yere 3 araç değiştirmeden..
İşe
ve okula gidiş gelişin bir maliyeti olduğunu bilmeden..
Yürümeyen
yürüyen merdivenleri (1 yıldır çalışmayanı var) tırmanma zahmetine katlanmadan..
Her
yağmurda dereye dönüşen cadde ve sokaklarda sekerek ıslanmadan..
Kızılay’ın
da dahil birçok semtin bozuk kaldırımlarında yürümeden, açılıp kapatılmayan çukurlara
uzun atlama gerçekleştirmeden..
Halden
anlar mı o memur, o şef, o müdür?
Robot oluyor tabii!
Karşına
gelince, telefona çıkınca, bir robotla muhatap oluyorsunuz o yüzden. Halden
anlamaz, tepki vermez, bir ‘rahat’
çıkıyor karşınıza. Memur olduğu işi yapmaya gönülsüz bir ‘rahat’. Dibinde
onlarca otobüs durağı, metro ve Ankaray istasyonu olan Bakanlıklar’ı dolduran
makam araçları ve servisler, batıyor tabii o zaman göze.
Yerel
yöneticinin rahatı ise kapıdan çıkmadan da hissettiriyor kendini. Çıkmadan da çıktıktan
sonra da katlandığınız her hizmetsizlik, rahatlığı pekiştiriyor. ‘Çifte kavrulmuş rahat’ modeli ancak
modası çoktan geçmiş bir model artık.
İnsana, üretime kaynak lazım
Önceliği
olmayan yatırımlar da bu tasarruf önlemleri içindedir inşallah. Çok maliyetli
önceliği olmayan bir yatırım, pek çok acil kamu hizmetini aksatacaktır mutlaka.
Cılız ama balon yutmuş gibi göbekli bir vücut, kime sorsan gariptir en
nihayetinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder