27.01.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi
Şehir
sakinleri, ‘AŞTİ’de Değil Cepte İnelim’
diye imza kampanyası başlattı. Şehirlerarası otobüslerin indirip
bindirebileceği, uzak semtlere yakın cep duraklar ya da otogarlar yapılmasını
istiyorlar. Bu isteği ilk dillendirişimiz üzerinden neredeyse 8 yıl geçmiş;
2010’un 22 Mayıs’ı...
Ümitköy’de
oturan bir ahbabımızın sözleri üzerine olayın vehametini kavramıştık, “Eskişehir’e Polatlı üzerinden gidiyorum,
böyle daha hesaplı oluyor” demişti. Yol ayrımından Polatlı otobüsüne
biniyor, orada inip, geçen Eskişehir otobüslerine biniyordu. Sonra merkezden
uzak diğer semtleri sormuş soruşturmuş, şikayet etmeyenini görmemiştik.
Bolu kadar zaman
İstanbul’dan
yeni taşınmış bir Batıkent sakini olarak, metronun bitiş saatinden sonraya
kalınca anlamıştık çekilen eziyeti. Otobüsle İstanbul’un Avrupa yakasından 6,
Anadolu yakasından 5 saatte geliyorsunuz Ankara’ya. İster metro ister AŞTİ
servisleriyle Sincan-Batıkent sapağından itibaren AŞTİ’den eve gidişiniz,
yaklaşık 2 saati buluyor. Yolculuk 7-8 saate çıkıyor yani.
AŞTİ Şehriçi Servisleri, semt merkezlerine uzun güzergahlardan gidiyor |
Sincan-Batıkent
sapağından AŞTİ’ye en az 20-30 dakika sürüyor şehirlerarası otobüsün gidişi.
Metroya binerseniz 45-50 dakika, AŞTİ servisleriyle bekleme durumu, trafiğe
göre en az 1 buçuk-2 saat ekleyin Batıkent’e kadar. Oradan da ayrıca bir araca
bineceksiniz eve kadar. Ankara’ya geliyor, Bolu’ya gitme süresi kadar zaman da eve
gitmeye harcıyorsunuz.
Bir büyükşehir sorunu
Metrosu
olmayan çevre semtlerin durumuysa çok daha kötüydü. İstanbul otobüs biletinden
fazla parayı taksiye verip AŞTİ’ye ulaşmaya çalışıyor ya da bavullarla
otobüslerde, bazen çantaları görünce almayan minibüslerde çile çekiyordunuz.
AŞTİ servisleriyle gidecekseniz havaalanına gidiyor gibi saatler önce
çıkıyordunuz yolcuyu indirir indirmez beklemeyen servisi yakalamak için.
O
8 yıl önceki ‘Gar Otogar Bizden Bu Kadar’
başlıklı yazımızdan bu yana zaman zaman işlesek de hiç etkisi olmadı Büyükşehir
Belediyemiz’in üzerinde. Adı üzerinde ‘büyükşehir’, 5 buçuk milyonu bulmuş
nüfusu ancak gündeminde yer bulamıyordu böyle gereksiz bir zaman ve para kaybı.
Hayatı kolaylaştıran değil, zorlaştıran belediyecilik zamanları!..
Otobüs
firmaları da memnun kalmıştı zaten kendi servislerinin kaldırılmasından;
maliyetleri düşürmüşlerdi. Başının çaresine bakmaya bırakılan vatandaş, kendi maliyetleriyle
baş başa kalmıştı; zaman kadar parası da gidiyordu artık. Gar için de geçerli
bu sorun, tekrarlamaktan olağanlaşan, unutulan bir başka sorununa dönüştü
başkentin. Vatandaş, bir kez gündeme getiriyor imza kampanyasıyla.
Firmalar istemiyor
İstanbul
Ankara’nın neredeyse 3 katı ama orada, mini medeni otogarlarla çözüldü bu
sorun. Bizim tüm çevre semtler, hele ki metro hattı olmayanlar, yola harcıyor
zamanını da parasını da. Gitmek
ayrı gelmek ayrı sorun oluyor.
Bu
semtlerin girişinde otobüslerin indirme-bindirmesine izin verilmediği için
AŞTİ’ye gidiyor, bir de aynı yolu geri dönüyorsunuz gayet gereksiz bir zaman ve
para kaybıyla. Vatandaştan başka kimseye saçma gelmiyor bu durum. Hatta otobüs
işletmecileri, “Ceplere gerek yok”
diyor.
Efendiler,
tamam firmanız servis koymasın ama indir-bindir yapılabilsin bari. Gece geç
indiğimizde Sincan yolcularının hararetli pazarlığına çok denk geldik. Çaresiz
AŞTİ’ye gidiyorlar. Çünkü giderse dönemiyor da. Yani efendim bu cep duraklar ya
da otogarlar konusuna, AŞTİ gözlüğüyle değil, vatandaşın gözlüğüyle bakmak
lazım medeni bir şehirde yaşıyorsak eğer.
Lütfü Yanar’ı kaybettik
Ankara’nın,
özellikle Hacettepe’nin simge isimlerinden, son nefesine kadar Hacettepespor ve
Ankara takımlarının destekçisi, müthiş arşiviyle bize göre Hacettepe’nin ‘yaşayan ansiklopedisi’ Lütfü Yanar,
uzun süredir mücadele ettiği rahatsızlığına yenik düştü. Bize de 19 Aralık
2012’de yaptığımız bilgi dolu söyleşisi yadigar kaldı.
Ankaralılar’ın
‘Ankara beyefendisi’ olarak tanımladığı ve çok sevdiği Lütfü Yanar’a Allah’tan
rahmet diliyoruz, nurlar içinde yatırsın. Ailesi, yakınları ve Ankaralılar’ın
başı sağolsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder