20 Şubat 2018 Salı

AYAŞ NİYE GERİ VİTESE TAKTI?



20.02.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi

Biz göremeden çok mu ileri gitti de geri gelme ihtiyacı duyuluyor, ileriden niye geri geliniyor bilen beri gelsin. Son 4-5 aydır hiç hayırlı haber almadığımız gibi gün geçtikçe şikayetlerin sayısı artıyor, Ayaş’ı olduğundan da geri götürecek işler uygulamaya konuyor.

24 Ağustos 2014’de gazetemizde yayınlanan çiçeği burnunda Belediye Başkanı Bülent Taşan’la sohbetimizden önce “Nasıl bir tarihi hazineye başkan olduğunuzun farkında mısınız?” demiş, bilincinde olduğuna ilişkin olumlu karşılık almıştık: “Öncelikle gelişmiş bir Ankara’nın dibinde böyle bir Ayaş olmamalıydı. Geçmişe ihanettir bu. Turizm, kültür, içmeceleri, sağlık olanakları, her şeyi var Ayaş’ın ancak ısrarla ihmal edilmiş. Bir kere daha günlük yaşamında sorunlar var.. Ayrıca sosyal donatıları, tesisleri yok şehrin. Olmayınca ölü şehre dönüşüyor tabii Ayaş..” demişti hevesli Başkan Taşan.
Yola çıkmışken durdu
Sonrasında şehrin tarihi dokusuna, dokuyu bozan yapılara yönelik çalışmalara başlamış, birkaç tarihi konak da bu arada sosyal tesis olarak kullanıma sokulmuştu. Osmanlı’nın üniversite, medrese kenti, bilim ve devlet adamı yetiştirme kaynağı Ayaş, yarım yüzyıl sonra değerlerini değerlendirmeye başlıyordu. Ankara Üniversitesi, bir yüksekokulunu, okullar şehrine getirmeyi kabul etmişti girişimler sonucu.

Okul bitiyor, ona yurt inşaatı başlıyordu. Birden, işte ne olduysa artık, yurdun inşaatı, şehir merkezini ilçenin tarihi dokusuyla uyumlu hale getirecek Meydan Projesi, sulama, taşkın önleme ve aynı zamanda sosyal bir eksiği tamamlayacak mesire yeri çalışmalarını içeren gölet projeleri, otoyola yakın köylerin uzun yolu dolanmadan otoyola çıkmasını sağlayacak yol çalışması durduruldu. Yeni Ayaş Hastanesi az kalsın durduruluyordu.

Remzi Paşa'nın yıkılan evi
Ayaş evleri yıkılıyor
Bunlar bitecek, bağlantılı projelerle sonrası vardı daha. Gerisi gelmedi. Sanki zamanın durduğu Ayaş’ta bir hareket vardı ama ne projelerle ilgili ne de şehrin geleceğiyle ilgiliydi. Ayaş’a gitmek dışında Güdül, Beypazarı ya da Nallıhan’a giderken de mutlaka uğruyoruz ilçeye. Şikayet küpü olmuş Ayaşlılar. Yüreğimizi cızlatan haberi de almış olduk.

Onarılacak, korunacak diye gözüne baktığımız Ayaş evlerinden ikisi yıkılmıştı. Nasıl yani, hani tarihi doku korunacak, evler turizme kazandırılarak değerlendirilecekti? Sorduk, soruşturduk, daha acı bir sonuçla karşılaştık; yetkililerin salaş diye baktığı tarihi evler, bir de Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan izin alınmadan yıkılmıştı.


Yıkılmaya yüz tutan evlerden
Ankara pek alıştırılmıştı böyle yıkımlara ama kitabına uyduruluyor, Koruma Kurulu kararı çıkarttırılıyordu en azından. Ayaş Kentsel SİT Alanı içindeki bu yapılar, tescilsiz bile olsa izinle yıkılabilirdi ancak. Haydi hayırlı olsun, eski Ayaş’ı ayağa kaldıracağımıza yeniden yıkmaya başladık.

Emanete yapılan
Yıkılan evlerden İncipınarı Sokak’taki, 1940’larda 100 civarında Ayaşlı çocuğu yatılı askeri liseye aldıran, onların subay olmasına vesile olan Remzi Paşa’nın eviymiş. Kızı, babasını gördüğü bir rüya üzerine Ayaş Belediyesi’ne hibe eder evi. Onca zaman sonra Belediye’nin de yapa yapa yaptığı bu; Ayaş’ın hafızasını silmek.

İncipınar Sokak'ta boş, yıkılmayı bekliyor
Daha yıl olmadı, 9 Mayıs 2017’de ‘Olan Ayaş’a Oluyor’ demiştik siyasi çekişmelerin verdiği zararı kastederek. Türkiye’nin de Ankara’nın da ilçelerinin de gecikmeye tahammülü yokken bakıyoruz, bir de geri vitese takmış Ayaş. Ayaş’ın kayıp yarım yüzyılına, belediyecilikte geri kaldığı 20 yılı, bir de bu geri vitesi eklersek nereye gider bu Ayaş. Bu devirde hiç aklımıza gelmezdi “Bırakın kardeşim, dokunmayın, bari olduğu gibi kalsın” diyeceğimiz.
Tarihi Remzi Paşa Konağı'nın yerindeki muhteşem otopark.. turistler bayılacak!

Hiç yorum yok: