14 Şubat 2018 Çarşamba

YEŞİL KATLİAMA TAM GAZ DEVAM



13.02.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi

Biz çocukken anne ve babamız oraya gitmemizi yasaklamıştı. Kurtlar, yılanlar, kartallar vardı orada. Gençken oraya gitmeye niyetlendiğimizde mutlaka yanımıza tüfek alırdık.. Sadece yırtıcı hayvanlar değil, bülbüller, kuşlar, kayaların arasına yuva yaparlardı. Hatta arılar... Ve onların ürettikleri nefis bal akardı kayaların arasından. O balı alabilmek için özel kürekler yapmıştı insanlar. Gider toplar, getirirdik.. Orası bir vahaydı. 100, hatta 200 yaşında meşeler vardı. Köyün yakacak odun ihtiyacı buradan karşılanıyordu.

Diri diri gömülüyor
Gazete Çayyolu'ndan Engin Uç’a böyle anlatmış Dodurga’nın bir amcası. Başkenti ‘bozkırın kraliçesi’ yapan doğal zenginliklerin, Dodurga kısmını anlatmış. Nasıl zenginmişki bitki örtüsü, nasıl sevmişki arılar, kayalardan akmış balları.

Balları akan o vadiye, o asırlık meşe, söğütler üzerine, şimdi hafriyat yığılıyor mezar toprağı gibi. Diri diri gömülüyor arıların cenneti. Açılan 25 metrelik yol, gözünün yaşına bakmıyor önündeki ağaçların. Yüzlercesi, binlercesi meşelerin, söğütlerin... Vadiden geçen dereye, Allah rahmet eylesin; bir su kaynağı daha yerin altına gömülüyor başkentin.

Havamızı alırız
Ankara’nın en eski köylerinden Dodurga hakkında bilgi ararsanız satılık arsa ilanından bulamazsınız. Dodurgalılar çok memnun. Zaten bu hafriyatı da 120 bin konutluk bir inşaatın kamyonları deviriyormuş vadinin üzerine. Arazisi değerlenmiş, seviniyor Dodurgalılar. Dedesinin dedesinden bakılagelmiş asırlık meşeleri, bugün dikse çocuğunun görmeye ömrü yetmeyecek, seviniyor Dodurgalılar.

O konutlarda oturacaklar da yamacındaki cennet köşesi, mesire yerinden oluyor. Ağaçlar içinde, dere kenarında, bir kır kahvesinde kahvaltı ederlerdi belki. Çocukların etrafında tavuklar, kazlar gezinirdi nasiplenmek için. Havasını solurlardı ağaçların. Havalarını alırlar artık.

Medeniyet geliyor!
Tabii böyle bir doğa katliamının gerçekleşmesine, ilgili kamu kurumlarının da rızası var demek. ODTÜ Ormanı’na açılan yolda gösterdikleri kadar duyarlı oldukları anlaşılıyor. Birkaç değil, binlerce meşe ve söğüt, bir dere topu topu...

Dedesinde ninesinde olan, kendisinde kalmayan doğa bilinciyle geliyoruz Dodurga’ya. Satılık arsalar köyüne, medeniyet geliyor!
 Fotoğraflar: Engin Uç'un sayfasından alınmıştır

1 yorum:

Abidinpaşa dedi ki...

Ankara'mızın saklı cennetlerinden Çay yolundan sonra Dodurga maalesef ranta esir oluyor Kentin akciğerleri dereleri vadileri bir bir yok oluyor Yarın Rant paralarının bir kısmı eğlenceye şehirdeki pavyonlara lüks otolara gidecek sonra kalanlara torunlar üzüntü ile bakacak Ankara'nın Ankaralının kaderi hep bu oldu.