17 Mart 2018 Cumartesi

YEREL BASIN VE HABERTÜRK ANKARA



17.03.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi

Bizim gazetemiz gibi sadece Ankara’ya has çıkan gazetelerin işlevi bellidir; ulusal çapta duyurulamayan sorunlar, ihtiyaçlar ve etkinlikleri haber yapmak, köşe yazılarımızda değerlendirmek, yorumlamak. Kendi içinde kent yaşamını, yönetimini, ticaretini, sanayisini etkileyen bir iletişim alışverişi olur yerel basının. Hele ki Ankara gibi ülke nüfusu kadar 5 buçuk milyonluk bir şehir olmuşsanız yerel basının yaşama etkisi bir adım öne çıkar.

Dünya gazeteciliğinin öngörüsü, ‘geleceğin gazeteciliğinde kral, yerel basın olacak’ şeklinde özetlenebilir. Şehirler ülke nüfusu kadar kalabalıklaştıkça, herkes kendi ülkesinden haberdar olmak istemeye başlıyor önce. İstanbul Kadıköy’de yaşanan heyelan ve onun içine düşmek üzere olan arabayı İstanbullular bilmek isteyebilir ama Ankara ya da İzmir, Antalya, Bursa, Adana gibi diğer bir başka kalabalık şehir için olay, öncelikli değildir artık.

Şehri yansıtır
Kalabalıklaşan şehirler, kendinden haberdar olmaya çalışıyor önce. Yakınındaki bir olayı bilmek istiyor, çözüm beklediği sorununu seslendirmek, değerlendirebileceği etkinliklerden haberdar olmak istiyor. Ulusal basın, şehirler kalabalıklaşıp, karmaşıklaştıkça, yetişemez oluyor bu debisi yüksek nehir gibi akan iletişim nehrine. Kapıdan çıkmadan da çıktığınızda yaşadığınız şehir, bazen birçok ulusal sorunun bile önüne geçebiliyor.

Bu geniş arazinin üzerindeki kalabalık ve karmaşık şehri yurttaşa ve yöneticilere yerel basın-yayın kuruluşları yansıtıyor, bu sayede şehir yaşamının her alanında sağlanan etkileşim, şehrin yaşam kalitesine etki etmiş oluyor.

Gelişme sürecinde etkilidir
Güçlü bir basın-yayın kuruluşuna bağlı yerel şubeler, izlenme oranlarının yüksekliği nedeniyle mali gücü yeterli olmayan diğer yerel basına göre daha şanslıdır. Bu şehir için de şanstır. Birbirini etkilemeye başlarlar. İzmir, Bursa, Eskişehir, Adana, Trabzon, Konya gibi yerel basını güçlü şehirlerde, etkinlik ve gelişme sürecinin de hareketli olduğunu görürüz.

Geçtiğimiz Perşembe öğleden sonra, Habertürk Ankara Gazetesi’nin kapatıldığı haberini aldık. Ankara’da yerel basın ilk kez böyle güçlenirken iyi bir şehir gazetesini ve kaliteli bir rakibimizi kaybettik. Önce şehir adına çok üzüldük, sonra hepsi arkadaşımızdı, çalışanları adına.
Bir dükkan eksildi
İletişim Fakülteleri’nde, konuşmacı olarak davet edildiğimiz açık oturumlarda yeni nesil gazeteci arkadaşlarımıza, geleceğin gazeteciliği ve kalabalık şehirlerindeki yerel basının önemini anlatmaya çalışıyoruz uzun zamandır. Önlerinde bir seçenek belirmesinden duydukları heyecanı hemen belli ediyorlar. Tabii Habertürk Ankara’nın kapanışı, söylemlerimizle örtüşmedi. Ulusal basın-yayın kuruluşları, yereli keşfedemedi çünkü, işlevini yeterince değerlendiremiyor. Yukarıda saydığımız şehirlerde kendini benimsetmiş yerel basın-yayın kuruluşları ise ulusalla yarışıyor.

Meşhurların uğrak balık lokantası Trilye’nin sahibi Süreyya Üzmez’le söyleşimiz sırasında “Ardı ardına balık lokantaları açılıyor Ankara’da. Bu sizi rahatsız ediyor mu?” diye sormuştum, Tam aksine memnun oluyorum, açılan her yeni dükkan, çarşıyı büyütür” demişti. Kafama mıh gibi saplanan sözlerden oldu. Bizim çarşıdan bir dükkan eksildi, çarşı kadar şehir adına insan üzülüyor tabii ki.

Hiç yorum yok: