31 Mart 2018 Cumartesi

YIKILASIYLA YIKILMAYASI


31.03.2018 Milliyet - Ankara Gazetesi

Başkasına bırakmadan kendi tarihini sulandırabilen, silebilen tarih algılayışımız var. Bileni okumayan, dinlemeyen, ilgilenmediği için sahip çıkmayan, sahip çıkmadığı için hafızasının silinmesini bile bile kabullenmiş gönüllü alzaymır hastası gibiyiz. O yüzden bu ülke, kendi kaynaklarından çok başkalarından öğreniyor tarihini.

Saraçoğlu Mahallesi gitti gidiyor, aman gitmesin!” demeye çalışırken Keçiören’deki Ziraat Mektebi’nden, eski adıyla ‘Çoban Mektebi’nden yangın haberi geldi. Marmara Köşkü, Çubuk Barajı Göl Gazinosu, Su Süzgeci, Etibank, Çiftlik’teki Merkez Lokantası, Havagazı Fabrikası, en son İller Bankası derken Çoban Mektebi ekleniyordu listeye.
Çoban Mektebi yanmadan birkaç gün önce
Yöntem aynı
Listenin uzayacağı duyumları alıyoruz, 2 bin-2 bin 500 yıllık Frig, Roma, Bizans kalıntıları kalacak da kendi tarihimizden eser kalmayacak yakında. Üstelik bunlar tarihi olduğu kadar mimari değeri olan, bir kısmı ödüllü yapılar. Ayrıca İsmetpaşa, Hacıbayram, Hamamarkası ve İtfaiye Meydanı çevresinde mimari değeri olan eski evleri yok ediyoruz.

Çoban Mektebi de genelde olduğu gibi önce yalnızlığa terkedilip yağmalanması beklenen, o yalnızlık içinde kazara bir yangına kurban verilmesiyle işlemi tamamlanan yapılarımızdan olacak. Saraçoğlu’na bakarken Çoban Mektebi’ni, Çoban Mektebi’ne bakarken sonrakine gelecek sıra. Genelde yöntem bu.

Yanmadan önce Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından çekilen fotoğraflar
Hakkı yıkılmak değil
Osmanlı’nın son nefesinde, tarımı ülke çapında geliştirme amacıyla 1895-1897 yılları arasında kurduğu bir okul Çoban Mektebi. Bu özelliği nedeniyle zaten müze olma hakkını kazanıyor öncelikle.

27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal ve 9 Heyet-i Temsiliye üyesi arkadaşının da ilk yerleştiği yer bu mektep. 118 gün karargah olarak ev sahipliği yapmış, Anadolu’nun her yanı, tıkır tıkır telgraflarla bu binaya bağlanmıştı. Daha sonra Halide Edip ve Adnan Adıvar çiftine ev sahipliği yapmıştı.
Yanar ve murada erilir!
Mustafa Kemal ve arkadaşları gelmeden 3 ay önce padişahı telgraf başına çağıran Ankaralılar’ın, “Millet, padişahla görüşemez!” diye çıkışan Sadrazam Damat Ferit Paşa’ya Öyleyse Ankaralılar da ne senin gibi Sadrazamı ne de senin Padişahını tanımıyor!” dediği Ankara Telgrafhanesi’ni de sahip çıkmamış, yıkmıştık. Hafızanın kısmı boşaldı, Valiliğin karşısında şimdi yeri boş duruyor.
Ankara Telgrafhanesi
Yıkılası
Samanpazarı’nda herkesin güzel anılarla andığı bir Esenpark vardı. Çay bahçesi, ünlü sanatçıların konserleriyle en güzel seyir teraslarından Ankara’nın. Ne yaptık yerine; Altındağ Belediye binasını. “Bu binayı yıkan başkan, Altındağ’ın tarihine damga vurur” demiştik bir sohbetimizde. Önce bir parçası yıkıldı, arka izbede kalan sokaklara ışık geldi, eski evler onarıldı ve sokak hareketlenerek tekrar yaşamaya başladı. Altındağ Belediyesi, bir bloğunu daha yıkma karar aldı binasının. Hiç itiraz ediyor muyuz, etmiyoruz.
Altındağ Belediye binası

Etmiyoruz çünkü hiçbir mimari uyumu olmadan tarihi dokunun ortasına, şehrin herkeste iz bırakan bu sosyalleşme alanına yapılmış çok büyük bir yanlış düzeltiliyor. Tarihi dokunun halkasını, bizzat sahip çıkması gereken belediyesi koparıyordu. “Yıkmayın” diyor muyuz, yıkanın eline sağlık.

Tarihi olan, hafızamızdır, yıkılası ve yıkılmayası olanlar var. Değersizden değil değerliden oluşur kültür, bir ülke ve şehir de o kültürün gücü kadar kişiliklidir. Değerliyi yok etmek, hafızamız kadar kişiliğimize yansır.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Malatya Oto Kiralama olarak başarılarınızı diliyorum. İyi Bloglamalar :)