27 Mayıs 2011 Cuma

ÇILGINLARIN ARASINDA EN ÇILGINI


27.05.2011 Milliyet-Ankara Gazetesi

Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara’yla ilgili projelerini açıkladı ama bence en çılgını, diğerleri arasında kayboldu. Hatta bazı gazeteler, televizyonlar ve internet siteleri, atlamıştı projelerin içinde bu kısmı. Projeden bile saymamışlardı herhalde. Bir hayli zamandır Ankara’dan kopan basın-yayın kuruluşları, Başbakan’ın projelerine, Fransız kalmıştı. Ankara’nın önceliklerinden habersiz, ‘Güneykent’ projesine saplandı, ötesine geçemediler.  Gerçi uzun zamandır, İstanbul dışındaki her yere Fransız kalmaya başladılar ya!

Gecikmiş ihtiyaçlar
Birkaç tanesi tartışılacak ama genelde Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı projeler, Ankara’nın gecikmiş ihtiyaçlarıdır. Her çakılacak çiviye, acilen ihtiyacı var Ankara’nın. Havacılık ve Savunma Sanayi, sağlık, şehriçi raylı sistemler ve ülkeyi bir uçtan diğerine bağlayacak hızlı tren, önceliği olanlar yatırımlardır. Ek olarak ülkenin en iyi üniversitelerinin, desteklenmesi olabilir. Diğer projelerin hepsini, bu listenin arkasına aciliyet sırasına göre ekleyerek devam edebiliriz. Ankara’ya, yatırım yapmak bile çılgınlıktan sayılır oldu; en çılgınını söyleyeyim:

En çılgını
Birçok basın-yayın kuruluşunun atladığı projelerin en çılgını, Ulus Tarihi Kent Projesi kapsamında Ulus ve Kaleiçi’yle çevresinin, tarihi ve mimari dokuya uygun düzenlenmesidir. Yok öyle kaçmak, dinleyin, niye çılgınlıkmış fikriniz olsun. Bu Kale’de, bir şey var; elektrik verilmiş gibi dokunanı zıplatan, arkasına bakmadan kaçıran, kulaklarına pamuk tıkatan. En  Ankara uzmanlarına, en cevval girişimcilerine, “Kale…” dememle 5 metre öteye sıçramaları bir oluyor. Niye? Kördüğüm olmuş çünkü. Gordion’un ‘kördüğümü’, Ankara Kalesi’nde artık!

Kördüğüm
Kördüğümün, birinci ve en çetin nedeni, mülkiyet sorunları. Çözene kadar birkaç belediye başkanını yemiş, yutmuş oluyor davalar. Gözü korkan, sonrakine devretmiş yıllarca bu sorunu. İkincisi ise kördüğümün kördüğümü olmuş alt-yapı sorunları. El atmaya kalkan belediye başkanlarını, kabuslar basmış. Arapsaçı çünkü altyapı. “Bu kadar mıymış?” diyorsunuz. Bu kadar… Çözsün bakalım “Bu kadar mı?” diyen.

Bir cesaret Vali Alaaddin Yüksel, 15 Şubat 2011 günü, önemli bir adım sayılacak ‘Ankara Kalesi Toplantısı’ düzenledi. 4 ay olacak, etrafındaki sivil toplum örgütleri, girişimciler, bürokratlar arazi oldu. 15 katttan 60 dairelik bir bina diker, bir yıl sonra kazanmaya, milyon dolar döker, gelecek yıla fabrikasını çalıştırmaya başlar girişimci. Sonunu göremediği için, sivil toplum örgütü geride durur; “Azıcık gücümüz var, onu da Kale’de telef etmeyelim” diye. Bürokrat, başkasının yiyeceği kaymağın cefasını çekmeye gönüllü olmaz. Karışmaya başladı değil mi işler? “Karışık, kördüğüm” demiştim.

En uzun vadeli çılgınlık
Başbakan Erdoğan, bir cümlede, “Ankara için çılgın projemiz Kale’dir” deyip, kürsüden inse yeriydi. ‘Çılgın Proje’ diye buna denir çünkü Ankara’da. Hamamönü’nde, Bentderesi ve Hacı Bayram’da, düzenlemeler sürüyor ama olanaklar ve para çok sınırlı. Belediyeleri, Valiliği aşan bir çalışma Ulus Tarihi Kent Projesi; hükümetler ve siyasetlerüstü, bir devlet projesi. Bu kördüğüme kılıcını vuran yöneticiler, Augustus gibi, hem tarihe hem Ankara taşına kazınacaktır gelecekte.

Kale dışındaki bütün projeler, maliyetine karşın yapılabilir projelerdir. Ancak içlerinde sadece Kale, gelecek 3 yüz, 5 yüz belki bin yıla uzanacak yatırımdır. İhtiyaçlar, üretim biçimleri ve teknolojiler değişebilir ancak modası asla geçmeyecek olan tarih ve kültürdür. İncik cıncık çok  uğraşmak ister ama her nesilde, alıcısı eksilmeyecek en uzun vadeli yatırımdır. İstanbul’a hitap etmese de Ankara’nın çılgın projesi, basit olarak budur.

Hiç yorum yok: