Silecekleri, aşınmasın diye uzun aralıklarla çalıştırma huyumuz var. Belirsiz görüntü, çalıştırınca netleşir, ıslanınca yine seçilemez ya manzara. Sağanak yağmur şiddetlenirken huyumuz huy, devam ediyoruz uzun beklemelere. Bir silecek lastiğiyle yapacağımız kazayı kıyaslayamıyoruz bazen. Sağanak şiddetlenmeden, aklımızı başımıza alırız inşallah.
Bir uyarı da Yılmaz’dan
En son Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’dan geldi uyarı. Tüketiciler Birliği’ne misafir olan Yılmaz, ‘kriz’ demedi ama şiddetli yağışlardan, düşük büyüme hızlarıyla değil, hızlı büyümeyi koruyarak çıkabileceğimizi vurguladı. “Hızlı büyümemiz için de cari açık ile büyüme arasındaki ödünleşmeyi ortadan kaldırmamız lazım. Bunun için ne yapıp edip, tasarruf etmemiz, üretmediğimiz ürünleri üretir hale gelmemiz lazım. 60'li, 70'li yıllarda sanayileşme trenini kaçırdık, bugün onun sıkıntısını yaşıyoruz” dedi.
Bir süredir Ankara sanayisi de yerli üretime dikkat çekmeye çalışıyor, çabasına destek arıyor. Organize sanayi bölgeleri, yurt dışından aldığımız birçok ürünün, yurtiçinde çok makul maliyetlerle üretilebileceğini hatta üretilebildiğini duyurmaya çalışıyor sesinin çıktığı kadarıyla. Uluslararası çapta projelerin altından kalkabileceklerine inanıyorlar. Bu yolda günden güne, üniversiteleri de işbirliğine çağırıyorlar.
ASO’nun çığlığı
Birkaç gün önce Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir’in sesi, taa Kıbrıs’tan yankılandı. Orada katıldığı bir toplantıdan buraya kadar geldiğine göre ‘çığlık’ta diyebiliriz! Kamuda yerli malı kullanımına, yerli sanayinin desteklenmesine ilişkin tavsiye mahiyetinde bir Başbakanlık Genelgesi olduğunu ama yeterli ilgiyi henüz göremediğini söylüyordu. Bakanlıklar yeniden yapılandırılırken, yerli sanayinin desteklenmesi, korunması, görev tanımlarına eklenebilirdi. "Ancak biraz geç kaldık"diyordu, "Sadece Sağlık Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı’nın görev tanımına koydurabildik."
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’da, önceki hafta OSTİM ziyaretinde görev tanımına uygun sözler söylemiş, “Türkiye’nin cari açık sorunu, sadece sağlıkta değil, her sektörde yerli üreticinin desteklenmesiyle çözülecektir. Bunun başka yolu yoktur” demişti. Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nınsa böyle bir görev tanımı zaten vardı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, tamamen yerli üretim otomobil beklentisini de bu çerçeveye ekleyelim.
Rant ekonomisi patlak balon
Paradan para kazanma, rant ekonomisi, patlak balona üflemeye benziyor artık. Üflediğinizden daha fazlası, eskisinden hızlı kaçacak delikten. Delik büyüdü çünkü. Sanal değil gerçek üretim, yatırım zamanı. Nedir gerçek üretim? Dışarıdan alıp, içeride birleştirmek değil örneğin. Mecbur olmadığınız hammadde ve ürünler dışındaki her şeyi üretmeye çalışacaksınız. İş alanları açmak, büyümek, varolmak için üreteceksiniz. Hiç olmazsa kendi ihtiyaçlarınızı. Yeni dünya masasında oturmanın da söz sahibi olmanın da anahtarı, doğayla barışık gerçek üretim olacak. Rant ekonomicileri, rehavete düşüp, silecekleri uzun aralıklarla çalıştırdığı için eninde sonunda kaza yapacak.
Ankara’nın ticaret camiası, sanayicilere göre daha sessiz henüz. Üretimin başarısı yönlendirecek onları. Yine de maddi manevi desteklerini esirgemesinler yerli çabalardan, araştırma-geliştirme çalışmalarından. Yeni ekonominin, yeni ticareti olacak mutlaka.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder