Geçtiğimiz hafta iki gün Kale’deydim. Şehir dışından misafirlerimi, bir yemek ya da çay, kahve için mutlaka götürmeye çalışıyorum. Hamamönü’nde, Hacı Bayram’da yapılan düzenlemeleri gösteriyor, ardından Kale’ye çıkarıp, yapılacak düzenlemeleri anlatıyorum. Bazılarıyla günün yarısını, geze dinlene Kale çevresinde geçiriyor, akşamı orada ediyoruz. “İyi bakın, birkaç yıl sonra buraya gelmek için siz beni zorlayacaksınız” diyorum.
Kale’de kar keyfi
Biri gece, diğeri öğlen yemeğiydi. 28 Şubat günkü öğlen yemeği öncesi atıştıran kar, yemek sırasında şiddetlendi. İlk kez kar yağışını Kale’de karşılıyordum. Paha biçilmez görsel bir şölenmiş meğer. Arkadaşlarım ilk kez, bense bir kez daha aşık oldum Kale’ye. Kar beyazı, bu kadar mı yakışır bir yere? Gramofon Kafe’de, gramofona bir de taş plak attırdık, çayları, kahveleri yudumlarken şarkılara, hep beraber eşlik ettik. Kar taneleri, bu kadar mı yakışırmış kat kat alçalan, kiremitleri baygın yorgun çatılara!
Keyfinden, uçaklarını kaçırıyordu az kalsın arkadaşlarım. Kalkamadık çünkü bir türlü. Kale’ye, Sıhhiye’den, Kızılay’dan başka bir kar yağıyordu sanki. Büyülendik adeta, içmeden sarhoş olduk cümleten. Soba üstünde kestane bile çevirdik, daha ne diyeyim!
Kale’de son durum
Huylu huyundan vazgeçmiyor, 2 gün dolaştığımız yerlerde sormazlık edemedim; Kale Toplantıları’ndan sonra gelişmeler, altyapı çalışmaları ne aşamadaydı acaba? Esnaf için neydi son durum? Gördüklerimle beraber son durum şöyleydi:
Hisar Kapı’ya kadar gelmişti altyapı çalışmaları. Hatta içeri bile girmişti. Ancak içeride ne olduysa müteahhidin kaçtığı söyleniyor esnaf arasında. Kapıdan içerisi kazılmış ancak bir şey yapılmadan kapatılmıştı tekrar.
Hisar Kapı’ya kadar geldiği halde meydanda, gece aydınlatmasına ilişkin bir çalışma göremedik yemeğe gittiğimizde. Çukurhan’dan yansıyan ışıkla aydınlanıyor meydan. Hatipoğlu Restoran’a ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne doğru, bildiğiniz karanlık sokak.
Trafik düzenlemesi yapılacaktı, Kale’ye araç giriş saatlerini gösteren tek bir tabeladan ibaret kalmış düzenleme. O da üzerine atılmış, asılmış eşyalardan görünmüyordu biz gittiğimizde.
Bir tane numunelik mobese kamerası var, hepsi o. Çukurhan’ın aydınlatması yansımasa karanlık çekerek boşuna çalışmış sayılacak.
Yeni bir güvenlik noktası oluşturulması söz konusuydu, oluşturulmamış. Gerçi hem kişisel tecrübelerim hem de Emniyet istatistiklerine göre suç oranı çok düşük bir bölge ama psikolojik bir etkisi var sanırım. Görmek istiyor insanlar. Aynı aydınlatma konusundaki psikolojik etki gibi. Aydınlanmayan bir sokak ya da mahalle, ne kadar güvenli olsa da ürkütüyor insanları. Simgesel de olsa polis noktası, o yüzden isteniyor.
Çukurhan’ın yanında yıkılan binanın, eskisine uygun yeniden yapılma çalışmaları başlamak üzereymiş. Erimtan Vakfı’na ait bina. Bitince bir halkası daha tamamlanacak tarihi dokunun.
Yakında başka sürprizler de duyacağız tarihi canlandırma çalışmalarına ilişkin.
Üstüne geçelim artık
Var, çok şikayet var, ümitsizlik var esnafta. “Ümitlendik ama bu sefer de olmayacak galiba” diyorlar. Olacak efendim, olmak zorunda. Ancak altyapı çalışmaları bitmeden Kale Eylem Planı’daki pek çok maddeyi gerçekleştirmek mümkün değil. Altyapı bitmeden üstüne geçilemiyor. Reklamcı tabiriyle Ankara’nın en güçlü ‘marka’sı Kale’dir. Turizm planları varsa birinci maddedir Kale. Ümitsizliğe kapılmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder