20 Nisan 2012 Cuma

ANKARA TURİZMİ VE GELECEĞİ

20.04.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi

Ankara’yı, en çok sevme nedenlerimdir; konuları kaba, günübirlik ya da çıplak ticaret algısıyla değerlendirmeyenler her zaman vardır. Onlarla oturup, kalktıkça üstad Güven Dinçer’in sözleri daha iyi yerleşir zihnime; “Ankara, gözle değil, akılla sevilebilen bir kentdir” demişti bir sohbetimizde. Konular, düz bir çıkar ilişkisinden öte toplumsal boyutuyla düşünülür; insani, manevi, felsefi yanları vardır. Katıldığım açıkoturumda, cümleyi başka türlü kurdu bir konuşmacı; “İstanbul günü, Ankara geleceği düşünür” dedi. Günlük düşünen yöneticiler baskın olabilir ancak bu, geleceği düşünen aklını kaybettiği anlamına gelmiyor Ankara’nın.

Atılım’ da atılımlar
Açıkoturumun başlığı ‘Ankara Turizmi ve Geleceği’. Yer Atılım Üniversitesi. Yan gözle kolladığım okullardan biri. Hacettepe, ODTÜ, Gazi ve Ankara Üniversiteleri gibi. Öğrencisini dersliklerden, hocalarını odalarından sahaya çıkarmasıyla dikkatimi çeken, atılgan bir üniversite. Ankara sorunlarının içine atlıyor, öneriler geliştirmeye çalışıyor. Turizm, Ankara’nın yeni açılımıdır ve şimdi bu konuyu anlamaya,  yapabileceklerini saptamaya çalışıyorlar.

Güncel döküm
Ankara turizmini avucunun içi gibi bilen İl Kültür ve Turizm Müdürü Doğan Acar beyefendi, güncellenmiş rakamlar ve turizm de başlayacak yeni projelerle turizmcilik öğrencilerine seslendi. Yeni uçuş noktalarıyla hızlı tren seferleriyle planlanan konaklama ve çeşitlendirilecek yeni turizm başlıklarıyla bir resim çizdi. Kaplıca, kongre, inanç, yayla, Kale ve müzeler gibi kültür, golf, kamp-karavan, doğa, jeopark, kış turizmlerinden bahsetti. Ankara’nın ilçeleri dahil çocuklarımızı, gezilerle nasıl eğittiklerini anlattı. Ayrı bir yazı konusu, şimdilik “Genç turizmcilerin haberi oldu” diyeyim.

Havaya giden emek
TÜRSAB(Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği)Başkan Danışmanı Alper Maçkan beyefendi, 32 yıllık bir turizmci ve şikayetçi bir Ankaralı olarak konuştu. Tunalı’daki yanlış trafik düzenlemesi yüzünden otellere müşteri götürememekten tutun, yanlış kongre turizmi yatırımlarından, sokak isimlerinin sık değişmesine kadar uzandı. “Yollarda çıkıntı rögar kapakları gibi, kentimle uyumsuzum” dedi. En ilgimi çeken saptaması, meslek okullarına yönelik olanıydı: “Turizm Meslek Liseleri, turizme ara eleman yetiştirmek için kurulmuştur. Ama anne babaların üniversite aşkı, gençlerin, mesleği dışında alanlarda okumasına neden oluyor. Onca yıllık eğitim ve ara eleman beklentilerimiz, havaya gidiyor” dedi.

Ankara’ya taşınan dernek
TÜROFED(Türkiye Otelciler Federasyonu) Genel Sekteri Savaş Çolakoğlu’na geldi sıra. İyi bir haberle sözlerine başladı; Ankara’dan taşınan ve taşınmaya çalışan kurumların aksine TÜROFED, Ocak 2012’den itibaren merkezini, İstanbul’dan Ankara’ya taşımıştı. “Düne kadar iş için Ankara’ya gelenler  bize yetiyordu. Eğer amaç geleni, 1 gece daha konaklatmaksa o zaman turizmden bahsedebiliriz” dedi. Ortalama 1 buçuk geceymiş. Bakar mısınız, 2 gün olunca neler fark ediyor.

Kongre turizminin önemine değindi. Kongre turisti, normal turistin 4 ile 6 katı fazla harcama yaparmış gittiği şehirde.  Bir de uluslararası markaların gelişine değindi. “O markalar, gittikleri ülkeye müşterilerini de taşırlar. Gelip, Ankara’nın müşterisini bölüşecekse bu marka ve ortaklıklar, yararlı değil Ankara turizmine” dediler.

Simgemiz yok
Son olarak SKAL Derneği Ankara Başkanı Çiçek Mayda hanımefendi söz aldı. “Ankara, kimlik tanımlamasını bile yapmamış, kentin pazarlayacağı bir simgesi yok” dedi. İç ve dış ulaşım ücretlerinin, turist için cazip hale getirilmesinin altını çizdiler.

Ortak şikayetlerin ve önerilerin muhatabı, daha çok  belediyelerdi. Alt yapı ve gidişata uyumlu yatırım beklentisiydi konular. Turizm mevsimi açıldı. Ankara’da açılan turizm mevsimi, bir süre daha ‘yapılan’ değil, ‘yapılacaklar’la meşgul olma mevsimi olarak geçeceğe benziyordu.

Hiç yorum yok: