7 Nisan 2012 Cumartesi

MİRASA SAHİP ÇIKILMAZSA

06.04.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi

Panel, Türkçesi açıkoturum. Yer, Ankara Kulübü. Konusu ‘Ankara’nın Somut Olmayan Kültürel Miras Değerleri’. Yeterince elle tutulur somut değerler, ilgisizlikten kaybolmaya yüz tutunca masallaşıyor, yeni moda adıyla ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Değeri’ne dönüşüyor. Elinizde tuttuğunuza, anlıyorsunuz ki yakın zamanda müze camekanları arkasında dokunamayacaksınız. O eseri yaratan kültür, son nesil ustasıyla beraber tarihe gömülecek. Dünya’da, sizi diğer kültürlerden ayıran özellikleriniz dokunulabilir olmaktan çıkacak, kendi kültürünüzü dışarıdan bir yabancı gibi izleyeceksiniz. Kültür, masal olacak yani!

Telkari
Ankara’nın Somut Olmayan Kültürel Miras Değerleri’ne aday değerlerden biri ‘Gümüş Telkari İşlemeciliği’. Beypazarı’nda telkari yapılıyor ama kolaya kaçılıyor artık. Örneğin zor olduğu için, balıkbaşı yüzükler ve kuş desenli telkariler yapılmıyormuş. Hiç anlamazdım ama Doçent Doktor Feriha Akpınarlı hanımefendi, anlatırken birkaç örnek gösterdi, bana bile “akla zarar işçilik” dedirtti.

Sofçuluk
Elle tutulamaz hale gelen Ankara’nın en özgün değerlerinden biri de ‘Sofçuluk’. Sof kumaşının şahı Ankara’dan çıkmış, başka yerden çıkan yanına yaklaşamamış. Ancak Ankara, numunelik, bir santimetre sof dokumuyor artık. Hayrettin İvgin beyefendi anlattı, masal gibi dinledik mazisini. Hastası olduğunuz dizinin padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın, iç dış, sadece sof kumaş giydiğini biliyor muydunuz? Özellikle yeşil sof. Bugün üretilse hala marka olabilecek bir değer ama kolay kazanma hırsı, hammaddesi keçileri kaçırttı hepimize!

İğne oyaları
Ya ‘İğne Oyaları’? Uzmanı, Profesör Doktor Taciser Onuk hanımefendiden dinledik. Tez konusuymuş doktorası için. ‘Osmanlı’dan Günümüze Oyalar’ adıyla kitap olmuş araştırması. Japonya’ya davetle gitmiş. Bir beyefendi, bir toplantıda, elinde kitabıyla yanına gelmiş. Kitabını Japonya’da görünce şaşırmış Taciser hoca. Çalışmasını övdükten sonra eklemiş; “Dünya’da hiçbir kadın, iğne ve iplikle böyle bir şaheser yaratamadı. Sadece Türk kadını yarattı.” Övgülerin sahibi beyefendi, Japon İmparatoru’nun amcasıymış.

Anlatırken ekranda, kırmızı biber desenli oyalar belirdi. Açıkladı hoca; “Kocamla aramız biber gibi acı, aramızı düzelt” diyormuş kaynanasına. Gevezelik edip, yüz göz olmadan, oyalar üzerinden haberleşme. Kültür yaratan aklıyla göz nuru emeğini akıtan kadının elleri, yasayla öpülmeye mecbur edilsin!

Saz yapımı
Elinde bağlamasıyla Halk Ozanları Kültür Derneği Başkanı   Kenan Şahbudak, ‘Saz Yapımı’nı anlatacaktı. Konuşmasına türküyle girdi, bütün salon gitti arkasından. Ülkenin en iyi bağlamaları, Ankara dutu ve cevizine bir de o bağlamaları yapan Ankaralı ustalara borçlu şanını. Mahsuni, Arif Sağ, Neşet Ertaş gibi ustaların tezenesi, bu bağlamaların teknesinde gezinmezse kulakları doymazmış. Bunu da ben ekleyeyim: Ustalar, mesken tuttukları Hamamönü’nden, yeni düzenlemeler sonrası dağılmaya başladı. Sadece bağlama değil, her türlü  müzik aletini yapmaya maharetli ustalar, ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Değeri’ olmak üzereler.

Seymenler
Ve ‘Seymen Geleneği’… Anakara Kulübü Başkanı Metin Özaslan anlattı. Seymenlik; esnaf, asker, edep, söz, saz, oyun, gelenek derken ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Değerleri’ne sığdırılamamış, benzersiz bir marifet. Anlatılamayan, kavramayla sindirilen kültür ve ahlak mirası. O da aday.

Miras diye ne taşıyacağız?
Bu değerler, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu UNESCO’nun, ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Değeri’ olmaya aday. Ankara, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, Bakanlık, UNESCO’ya önerecek tescillenmesi ve korunması için.

Kendi sahip çıkamadığına sahip çıkacak kapı aranması, içine dokunuyor insanın. Şaheserlerine bile sahip çıkamayan kültür, miras diye ne taşıyabilir geleceğe?

2 yorum:

Unknown dedi ki...

2012 de yazılmış bu kadar önemli konuları vargulayan yazıya 2016 de ilk yorumu yazıyor olmam bile durumun ne kadar acıklı olduğunun delili.Emeeğinize yüreğinize sağlık Ali Bey.
Dr.Gülnur Esma Gürler

ERKAN AYHAN dedi ki...

2020 10 gün sonra gireceğim KPSS sınavına göz atarken (Osmanlı önemli üretim merkezleri Ankara=Sofculuk)yazıyordu ve ne olduğunu bilmediğim için araştırırken bu sayfaya geldim okudum ve utandım çünkü bende Ankara'liyim ve bilmiyorum
Şimdi düşünüyorum suç bizimki yoksa bize bugüne kadar bu değerlere sahip çıkmayıp öğretmeyip unutturanlarinmi?