7 Kasım 2012 Çarşamba

ANKARA AKMAK İÇİN SABIRSIZ

06.11.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi


Bıkmadan yineliyor, atılan her adımı izliyor, çabaları destekliyor, olunca da hakkını veriyoruz. Ulaşım damarları yarım yüzyıldan fazla ihmal edilmiş bir kent, hatta başkentte yaşıyoruz. Bugüne kadar ülkeye ve dünyaya, dar kılcal damarlardan akmak zorunda bırakılmış bir başkentte. Yaşama atardamarlardan bağlanacağına, kılcal damarlarda hızı kesilmiş bir başkentte. Hızı kesilmiş başkent, gönlünce akamıyor, ülkenin de hızını kesiyor.

Açıldıkça yaşam akan damarlar
Eskişehir’le Konya’ya açılan Yüksek Hızlı Tren seferleri başlayınca bir kez daha anladık durumun ciddiyetini. Günde bin kişilik yolcu sayısı, 8 binlere, 17 binlere ulaşınca anladık neredeyse kanımızın akmadığını. Esenboğa’dan, ülke içine ve dışına, doğrudan uçuşlar eklenip, yolcu sayısı hızla katlanınca anladık; yurtdışı 1 buçuk milyon, yurt içinde 7 milyon 200 binlere ulaştı sayıları. Ulaşım damarı genişledikçe yaşam akmaya başladı içinden. Kent içindeyse Metro ve Ankaray  hatları yeni merkezlere ilerlemedi, o merkezlere giden damarları, otomobil kalabalığı tıkadı.

Ankara’da, başkentte, her türlü ulaşım ağı dibine kadar açılmalı ama bir tanesi daha fazla gecikmeden daha erken açılmalıdır; demiryolları. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da yapılan Ak Parti 19’uncu İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda, Ankara’yla ilgili projelere değindi. En çok yeri hızlı tren hatlarına ayırdı. İstanbul,  İzmir ve Sivas tren hatlarındaki çalışmalara, geniş yer verdi.  Daha önce bu hatların, Adana, Mersin, Antalya, Samsun, Kayseri, Malatya, Gaziantep, Van, Diyarbakır gibi liman ve merkez kentlerine ulaşması ümidimizi anımsayabilirsiniz. Başbakan’ın açıklamaları, demiryollarıyla ilgili çok önemli bir konuyu gündeme getirmek için fırsat olabilir.

Pahalı demiryolu taşımacılığı
Ankara, ülkenin en etkin teknoparkları ve üniversiteleriyle işbirliği içinde, uluslararası büyük yatırımlara ev sahipliği hazırlığında, ağır ama kararlı adımlarla güçlü bir sanayi kenti olma yolunda ilerliyor. Bir kentte sanayi olabilmesi için deniz, hava, kara ve demiryolu olanaklarından üçü yeterli. Sadece deniz yok, liman kenti değil Ankara. Diğerleri var. Bunların içindeyse ürettiğinizi ulaştırabileceğiniz en ucuz taşımacılık yöntemi demiryolu. Maalesef Türkiye’de demiryolu taşımacılığı, hala karayolu taşımacılığından pahalı.

Örneğin:

Ankara’ya 20 dakikalık Malıköy Tren İstasyonu, ASO 2 ve 3 ile  Anadolu ve Başkent Organize Sanayi Bölgeleri’nin tam  ortasında kalır. Hepsine en fazla 1 dakikalık uzaklıktadır istasyon. Ancak demiryolu taşımacılığı pahalı olduğu için TIR’lar doldurur Malıköy’ün köy sokaklarını. Ürettiğini daha ucuza taşıyamayan bu organize sanayi bölgelerinin çoğu fabrika parseli, boştur. Tren istasyonunun 1 dakika dibinde, malını ucuza taşıyamayan sanayiciler çırpınır.

En birinci sorun
2023 yılına kadar 10 bin kilometre yolcu, 4 bin kilometre yük taşımaya yönelik demiryolu inşaatı planlanıyor Türkiye’de. Ülkenin kalbinin düzenli atabilmesi için başkent Ankara’nın, ikisine de aynı anda çok ihtiyacı var. Kılcal damarları, atardamara genişletmesi gerekiyor. Öyle bir bilgi, işgücü ve yatırım olanaklarına sahip çünkü.

Önce, ilk, en birinci sorunu, ulaşımdır Ankara’nın. Yarım yüzyıl sonra kendi içine, ülkeye ve dünyaya kolayca akabilmek için dolu, taşmak için sabırsızdır başkent.

Hiç yorum yok: