Bıkmadan yineliyor,
atılan her adımı izliyor, çabaları destekliyor, olunca da hakkını veriyoruz. Ulaşım
damarları yarım yüzyıldan fazla ihmal edilmiş bir kent, hatta başkentte
yaşıyoruz. Bugüne kadar ülkeye ve dünyaya, dar kılcal damarlardan akmak zorunda
bırakılmış bir başkentte. Yaşama atardamarlardan bağlanacağına, kılcal
damarlarda hızı kesilmiş bir başkentte. Hızı kesilmiş başkent, gönlünce
akamıyor, ülkenin de hızını kesiyor.
Açıldıkça yaşam akan damarlar
Eskişehir’le Konya’ya
açılan Yüksek Hızlı Tren seferleri başlayınca bir kez daha anladık durumun
ciddiyetini. Günde bin kişilik yolcu sayısı, 8 binlere, 17 binlere ulaşınca
anladık neredeyse kanımızın akmadığını. Esenboğa’dan, ülke içine ve dışına,
doğrudan uçuşlar eklenip, yolcu sayısı hızla katlanınca anladık; yurtdışı 1
buçuk milyon, yurt içinde 7 milyon 200 binlere ulaştı sayıları. Ulaşım damarı
genişledikçe yaşam akmaya başladı içinden. Kent içindeyse Metro ve Ankaray hatları yeni merkezlere ilerlemedi, o
merkezlere giden damarları, otomobil kalabalığı tıkadı.
Ankara’da,
başkentte, her türlü ulaşım ağı dibine kadar açılmalı ama bir tanesi daha fazla
gecikmeden daha erken açılmalıdır; demiryolları. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Kızılcahamam’da yapılan Ak Parti 19’uncu İstişare ve Değerlendirme
Toplantısı’nda, Ankara’yla ilgili projelere değindi. En çok yeri hızlı tren
hatlarına ayırdı. İstanbul, İzmir ve
Sivas tren hatlarındaki çalışmalara, geniş yer verdi. Daha önce bu hatların, Adana, Mersin, Antalya,
Samsun, Kayseri, Malatya, Gaziantep, Van, Diyarbakır gibi liman ve merkez
kentlerine ulaşması ümidimizi anımsayabilirsiniz. Başbakan’ın açıklamaları, demiryollarıyla
ilgili çok önemli bir konuyu gündeme getirmek için fırsat olabilir.
Pahalı demiryolu taşımacılığı
Ankara,
ülkenin en etkin teknoparkları ve üniversiteleriyle işbirliği içinde,
uluslararası büyük yatırımlara ev sahipliği hazırlığında, ağır ama kararlı
adımlarla güçlü bir sanayi kenti olma yolunda ilerliyor. Bir kentte sanayi
olabilmesi için deniz, hava, kara ve demiryolu olanaklarından üçü yeterli. Sadece
deniz yok, liman kenti değil Ankara. Diğerleri var. Bunların içindeyse
ürettiğinizi ulaştırabileceğiniz en ucuz taşımacılık yöntemi demiryolu.
Maalesef Türkiye’de demiryolu taşımacılığı, hala karayolu taşımacılığından
pahalı.
Örneğin:
Ankara’ya 20
dakikalık Malıköy Tren İstasyonu, ASO 2 ve 3 ile Anadolu ve Başkent Organize Sanayi
Bölgeleri’nin tam ortasında kalır.
Hepsine en fazla 1 dakikalık uzaklıktadır istasyon. Ancak demiryolu
taşımacılığı pahalı olduğu için TIR’lar doldurur Malıköy’ün köy sokaklarını.
Ürettiğini daha ucuza taşıyamayan bu organize sanayi bölgelerinin çoğu fabrika
parseli, boştur. Tren istasyonunun 1 dakika dibinde, malını ucuza taşıyamayan
sanayiciler çırpınır.
En birinci sorun
2023 yılına kadar 10
bin kilometre yolcu, 4 bin kilometre yük taşımaya yönelik demiryolu inşaatı planlanıyor
Türkiye’de. Ülkenin kalbinin düzenli
atabilmesi için başkent Ankara’nın, ikisine de aynı anda çok ihtiyacı var.
Kılcal damarları, atardamara genişletmesi gerekiyor. Öyle bir bilgi, işgücü ve
yatırım olanaklarına sahip çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder