23 Aralık 2012 Pazar

GÖZDE AKBAYIR’IN HAYALİNİ YIKMAYIN


21.12.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi

2 ay önceydi. Ulus metrosunun uzun merdivenlerinden indik, metroya ulaşmak için diğer uzun merdivenleri çıkmaya hazırlanıyorduk. Çıkacağımız merdivenlerden, elinde görme engellilerin kullandığı bastonla eşofmanlı genç bir kız, seke seke, adeta koşarak iniyordu. Dikkat kesildim. Görüyorsa niye baston kullanıyordu, görmüyorsa nasıl böyle görür gibi çabuk, çevik iniyordu merdivenleri? Arkadaşımla konuşuyorduk, sesimize yöneldi ve “Metroya nereden inebilirim?” diye sordu. Görme engelliler için yapılan kaldırımlar onu metroya yönlendirememiş, çok alakasız bir yere gidiyordu. “Biz de ineceğiz, beraber inelim” dedim, girdim koluna.


Günüm şenlik oldu
Eşofmanında bir okul arması vardı. “Yahu” dedim “ben görürken inemiyorum, sen nasıl koşa koşa indin o merdivenleri?” Güldü. 14-15 yaşlarında. “Yürüyüşten falan mı geliyorsun?” dedim, “Yok, bugün yarışlar vardı, oradan geliyorum” dedi. Okul atletizm takımındaymış. Yenimahalle’ye gidiyormuş, benimle aynı yön, kolkola indik. Nerede okuyor, ne zamandır spor yapıyor, okul nasıl gidiyor derken “Nasıl geçti yarışlar?” diyemeden, “Bugünkü yarışlarda hep bizim okul kazandı” dedi. 3 yarış koşmuş o gün, madalyasını gösterdi. “Ver elini, önce ben kutluyorum o zaman” dedim. Öpemedim ama içimden bin kere öptüm alnından. Bin kere de ailesinin, hocalarının alnından; daha çok gençken böyle olgun, kendine güvenli birini yaratmayı başardıkları için. Günüme şenlik oldu hem kendisi hem başarısı. Sık adımları, biran önce eve gidip, başarısını paylaşmak içindi galiba ama piyango vurdu, paylaşmak ailesinden önce bana nasip oldu. Kendini bulmuş, sokağa karışmıştı.

Duyulmayan çığlık
Salı günü duyulmayan bir çığlığın haberi vardı: 40 günlükken annesinin terk ettiği, sonrasında tatsızlıklarla devam eden hikayesine “Dur” demek isteyen kızımız Gözde Akbayır, elinden tutulması için sesleniyordu. Tekvandoda Türkiye Şampiyonu olmuş, Kickboks’ta Türkiye ikincisi. 50’den fazla madalyası var. Annesiz, babası hapisteyken zor durumdaki babaanne ve dedesiyle, Altındağ’da bir gecekonduda yaşıyor. Kızımız  başarılı ama başarının kıymetini, hocası Özcan Ağırdaş dışında bilen yok. Tek dileği, bir kurum takımı ya da kulüpte, lisanslı sporcu olabilmek. “Biz sizi ararız” deyip, aramıyorlarmış. Biz de orada insanlığı arıyor, bulamıyoruz.

Yıkılmasın bu hayal
Gözde Akbayır, “Bir kulüp çatısı altında çalışmak, öğrenim hayatıma devam etmek, ileride ne olacağımı bilmek istiyorum” diyor. Bir işte başarılı olarak gereğini yerine getirmiş Gözde. Sahip çıkmak, başarısının karşılığını vermek için ne bekliyoruz? “Hayallerimin yıkılmasını istemiyorum” diyor, daha ne desin? Kim bize örnek olacak efendim? Bu gençler mi yoksa eski parayla trilyonlar yeni parayla milyonlar alan, vitrinleri şımarıklığıyla dolduran sözde sporcular mı?

Hayallerini yıkmayın, bir daldan hayata tutunmuş, o dalını kırmayın Gözdeler’in. Çünkü onlar tutununca yaşam şenlik oluyor.

Hiç yorum yok: