İki ileri bir geri,
iyice mehter yürüyüşüne benzedi. Ankara sanayisi, bırakın koşmayı, düzgün bir
yürüyüşe bile geçemiyor bir türlü. Ekmeğin, işin yeri belli, bütün çabalarına,
çırpınmalarına karşın gidemiyor. Çok prangası var ayağına dolanan. “Hah, attı
iki adım!” derken prangalardan birinin zinciri geriliyor, çakılıyor yerine.
Bazı prangaları, hep gergin, azimli olmasa hiç adım atmasın diye bağlanmış
sanki.
Kabiliyeti mi yok?
“Zaten kabiliyeti yok yürümeye” deseniz
“Dünyanın dev şirketlerine parça üretirken nasıl yürüyoruz?” diye merak eder
insan. Savunma sanayisinin en büyük firmaları, Ankara’da nasıl çalışabiliyor o
zaman? Ülkenin en başarılı teknokentlerini, ilk 10 içine en az 5 tanesi giren
üniversitelerini nereye koyacağız bu durumda?
Türkiye çapında, araştırma-geliştirme personelinin yaklaşık 3’te 2’si
Ankara’da çalışıyor. Kabiliyetsiz şehirde, bu kadar değerin ne işi var peki?
Prangalar eskittik!
4 büyük organize
sanayi bölgesinin bulunduğu Malıköy’de, sanayinin birinci koşulu olan su yok,
yol yok. Sincan’la arasındaki yol projesi, hala ihaleye açılacak. Parseller
alınmış, fabrikalar açılamıyor. Kazan’nın Saray bölgesinde olduğu gibi düzensiz
gelen ve sık sık kesilen elektriği sorunlu. Çubuk ve Akyurt’u, tren hatlarına,
İstanbul yoluna bağlamak gerekiyor. Karadeniz Bölgesi’ne açıldığı yolu da
genişletmek. 35 bin eleman ihtiyacı var, yetiştirmek yine sanayiciye kalmış. Geciken
yasal düzenlemeleri, ağır bürokrasi prangalarını da ekleyelim. İnsaf!
Bütün bunlara rağmen
prangalarını sürüye sürüye ilerlemeye çalışıyor ya Ankara sanayisi! Bir tünele
sıkışmıştı, bu kez gerçekten çıkmak istiyor.
Hava alsa da yılmıyorlar
Bu haliyle metro
trenleri, hızlı trenler yapmaya adaylığını koyuyor. Türkiye çapında Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri
Kümelenmesi’nin (ARUS) oluşturulmasında büyük emek sarfettiler. Geçen yıl
yüzde 51’ini yaparız derken bu yıl yüzde 100’üne talip oldular trenlerin. Ancak
Başbakan’ın, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın bütün uyarılarına
karşın Çinli firma sözleşmenin gereklerini yerine getirmediği için, ilk parti
tren üretiminden temiz hava kaldı paylarına.
“İstanbul’u pazarlıyoruz”
11 Kasım’da Türkiye
İhracatçılar Meclisi(TİM), düzenleyeceği 'İnovasyon
Dünyası İstanbul'da Toplanıyor' etkinliğinin duyurusu için Ankara’daydı. TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi, şirketlerin araştırma-geliştirme bölümlerindeki
çalışanları çağırıyordu toplantıya. Katılımcılara, yanlışlıkla “İstanbul Sanayi
Odası (İSO)” diye seslenince ASO Başkanı Nurettin Özdebir patladı; "Ankara'da bile İstanbul'u pazarlıyoruz.
Hepimiz İstanbul'u pazarlıyoruz" diyerek. Taze güç dururken hala
üretimden ranta kayan İstanbul ekonomisine yükleniyorsak işimiz iş!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder