16 Kasım 2013 Cumartesi

ANKARA SANAYİSİNİN MEHTER ADIMLARI




15.11.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi

İki ileri bir geri, iyice mehter yürüyüşüne benzedi. Ankara sanayisi, bırakın koşmayı, düzgün bir yürüyüşe bile geçemiyor bir türlü. Ekmeğin, işin yeri belli, bütün çabalarına, çırpınmalarına karşın gidemiyor. Çok prangası var ayağına dolanan. “Hah, attı iki adım!” derken prangalardan birinin zinciri geriliyor, çakılıyor yerine. Bazı prangaları, hep gergin, azimli olmasa hiç adım atmasın diye bağlanmış sanki.



Kabiliyeti mi yok?
Zaten kabiliyeti yok yürümeye” deseniz “Dünyanın dev şirketlerine parça üretirken nasıl yürüyoruz?” diye merak eder insan. Savunma sanayisinin en büyük firmaları, Ankara’da nasıl çalışabiliyor o zaman? Ülkenin en başarılı teknokentlerini, ilk 10 içine en az 5 tanesi giren üniversitelerini nereye koyacağız bu durumda?  Türkiye çapında, araştırma-geliştirme personelinin yaklaşık 3’te 2’si Ankara’da çalışıyor. Kabiliyetsiz şehirde, bu kadar değerin ne işi var peki?



Prangalar eskittik!
4 büyük organize sanayi bölgesinin bulunduğu Malıköy’de, sanayinin birinci koşulu olan su yok, yol yok. Sincan’la arasındaki yol projesi, hala ihaleye açılacak. Parseller alınmış, fabrikalar açılamıyor. Kazan’nın Saray bölgesinde olduğu gibi düzensiz gelen ve sık sık kesilen elektriği sorunlu. Çubuk ve Akyurt’u, tren hatlarına, İstanbul yoluna bağlamak gerekiyor. Karadeniz Bölgesi’ne açıldığı yolu da genişletmek. 35 bin eleman ihtiyacı var, yetiştirmek yine sanayiciye kalmış. Geciken yasal düzenlemeleri, ağır bürokrasi prangalarını da ekleyelim. İnsaf!

Bütün bunlara rağmen prangalarını sürüye sürüye ilerlemeye çalışıyor ya Ankara sanayisi! Bir tünele sıkışmıştı, bu kez gerçekten çıkmak istiyor.



Hava alsa da yılmıyorlar
Bu haliyle metro trenleri, hızlı trenler yapmaya adaylığını koyuyor. Türkiye çapında Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi’nin (ARUS) oluşturulmasında büyük emek sarfettiler. Geçen yıl yüzde 51’ini yaparız derken bu yıl yüzde 100’üne talip oldular trenlerin. Ancak Başbakan’ın, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın bütün uyarılarına karşın Çinli firma sözleşmenin gereklerini yerine getirmediği için, ilk parti tren üretiminden temiz hava kaldı paylarına.


Yılmıyorlar; ay başında Almanlar’la görüşüldü. Alman Demiryolu Sanayicileri Birliği’nden(VDB) 23 firma, işbirliğine sıcak baktı, “Beraber üretmeye hazırız” dediler. Havacılık alanındaysa ihalelerin yüzde 40’ına talip Ankara sanayisi. Tünelden çıkmaya kararlı olmasa susuz, yolsuz, elektriksiz, bu kadar büyük projelere talip olunur mu?



“İstanbul’u pazarlıyoruz”
11 Kasım’da Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM), düzenleyeceği 'İnovasyon Dünyası İstanbul'da Toplanıyor' etkinliğinin duyurusu için Ankara’daydı. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, şirketlerin araştırma-geliştirme bölümlerindeki çalışanları çağırıyordu toplantıya. Katılımcılara, yanlışlıkla “İstanbul Sanayi Odası (İSO)” diye seslenince ASO Başkanı Nurettin Özdebir patladı; "Ankara'da bile İstanbul'u pazarlıyoruz. Hepimiz İstanbul'u pazarlıyoruz" diyerek. Taze güç dururken hala üretimden ranta kayan İstanbul ekonomisine yükleniyorsak işimiz iş!


Engellere rağmen zincirlerini zorluyor başkent sanayisi. Azimli, üzerindeki ölü toprağını atmaya kararlı. Mehter yürüyüşü yetmiyor artık, yürümek de değil koşmak istiyor. Bunun için de önce prangaların çözülmesi sonra yolunun açılması gerekiyor.

Hiç yorum yok: