05.11.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Son dönem bütün
belediyelerimizin bir gayretini alkışlarla izliyorum hep. Hem Ankara’nın içinde
hem de bütün ilçelerinde… Yarışırcasına
parklar yapıyor, yeşil alanlar açıyorlar ya, kendi arazimden altın çıkmış gibi
seviniyorum. Bir kentte, ‘insanı ve çevreyi gözeten her şeyin en güzeli’
diyebiliriz bu yeşil alanlar için. Öncelik yeşile verilmişse eğer, insanın
insanlıktan çıkmadığı bir kent ya da mahalledir diyebiliriz oraya.
Sanki oksijen solumuyorlar
Üst üste yığılmış beton bloklar ve asfalttan oluşan bir kent, modern bir kent olamaz. İnsanın, yozlaştığı yerdir orası. Doğa, insandan bağımsız bir şey değil, insanın parçasıdır çünkü. Değilse niye ilk tatil gününde kendini toprağın, yeşilin ve suyun olduğu yere atmaya çalışır insan? Üstelik bazen kilometrelerce yolu göze alıp, şehir dışına kaçar. Kenti bozup, düzeltmeye çalışmak yerine baştan planlamanın faydaları, saymakla bitmez.
Üst üste yığılmış beton bloklar ve asfalttan oluşan bir kent, modern bir kent olamaz. İnsanın, yozlaştığı yerdir orası. Doğa, insandan bağımsız bir şey değil, insanın parçasıdır çünkü. Değilse niye ilk tatil gününde kendini toprağın, yeşilin ve suyun olduğu yere atmaya çalışır insan? Üstelik bazen kilometrelerce yolu göze alıp, şehir dışına kaçar. Kenti bozup, düzeltmeye çalışmak yerine baştan planlamanın faydaları, saymakla bitmez.
Kalabalıklaşan
kentler, yoğun beton ve asfalt baskısı altında. Bunun önemli bir kısmı da rant
yüzünden. Bulduğu boşluğu betonlaştırıyor, delik kalmasına tahammül
edemiyor rant canavarı. İstanbul, çocuğunuzu çıkarabileceğiniz 20 metrekarelik
yeşillik kalmayan semtlerle doldu. Hala bahçeli apartmanı yıkıp, bahçesini de
inşaata katma derdindeler. Rantın kolay
ve tatlı getirisinden başı dönenler, oksijen solumuyor sanki. Parası neyse
verilip, alınabilen bir şey galiba onlara göre.
Bir yandan yaparken
Ankara, uzun zamandır Atatürk Orman Çiftliği’ndeki gelişmeleri tartışıyordu bir de ‘ODTÜ Ormanı’ diye bildiğimiz Atatürk Ormanı eklendi tartışmalara. Ağaçlar kesiliyor, binalar, yollar yapılıyor, kimi ihtiyaçtan kimi ihtiyacın yanlış yerde giderilmesinden şikayet ediyor, araya Konya Yolu genişletmesi, Yenimahalle’deki Şentepe teleferik inşaatı da karışıyor ancak yeşil, başkentte, tartışmanın merkezinden bir türlü çıkamıyor. Üstelik bu tartışmalar, yukarıda her hafta yeni parkların açılışını alkışladığımız Ankara’da oluyor. Ya yeşil politikasının ayarını tutturamamışız ya da plansızlığın acısını çekiyoruz.
Ankara, uzun zamandır Atatürk Orman Çiftliği’ndeki gelişmeleri tartışıyordu bir de ‘ODTÜ Ormanı’ diye bildiğimiz Atatürk Ormanı eklendi tartışmalara. Ağaçlar kesiliyor, binalar, yollar yapılıyor, kimi ihtiyaçtan kimi ihtiyacın yanlış yerde giderilmesinden şikayet ediyor, araya Konya Yolu genişletmesi, Yenimahalle’deki Şentepe teleferik inşaatı da karışıyor ancak yeşil, başkentte, tartışmanın merkezinden bir türlü çıkamıyor. Üstelik bu tartışmalar, yukarıda her hafta yeni parkların açılışını alkışladığımız Ankara’da oluyor. Ya yeşil politikasının ayarını tutturamamışız ya da plansızlığın acısını çekiyoruz.
“AVM yapabilirdik”
Geçen Cuma Çankaya
Belediyesi’nin açtığı Çansera Kent Bahçesi’ni gezdirdi Başkan Bülent Tanık.
Dibinde, ODTÜ Ormanı’ndan geçirilen yeni yol inşaatı. Tanık’ın bir cümlesi
takıldı kaldı aklıma; “Moda şimdi, buraya büyük bir alışveriş merkezi de yapılabilirdi!”
Daha son düzenlemeleri bitmediği halde genci yaşlısı parkta geziyor, yürüyor,
çocuklara hava aldırıyordu. O bölgede ne büyük ihtiyaç olduğunu da kendi
ağızlarından dinledik. Yanındaki MTA’nın bahçesiyle yeşil bir kuşağa dönmüş
çorak arazi. Yerinde, bir büyük alışveriş merkezi hayal ettim. Ohh, olsaydı gelsin
paralar!
Plansızlığın tartışması
Yeşili kesip, “Başka
yere daha fazlasıyla dikeceğiz” demek biraz da “Senden geçtik, gelecek nesile
inşallah” demek gibi. Onlar ağaç olana kadar zaten dibindeki toprağa karışmış
olurum, benim günahım ne? İkincisi; ODTÜ’de olduğu gibi, “Siz de kesmişsiniz
zamanında” savunması. “Aynı itirazı zamanında siz niye yapmadınız” diye
sormazlar mı; “Niye seyrettiniz kesilişini?” diye. Plansızlığın ve ilgisizliğin dik alasına işaret
ediyor bu kısır tartışmalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder