22.11.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
‘Turizm’ diye bir adam var, o gelince
turizm oluyor. Ankara’da turizm, böyle
bir şey zannediliyor galiba. Herkes, o adam gelse de turizm olsa diye cümleten
oturmuş bekliyor.
Turizmciler, yöneticiler,
akademisyenler, söz ve tavır birliği oluşturamadı hala. Konuşmaya gelince çok
konuşuyor, şikayetten başka bir şey söylemiyorlar. O şikayetlerin bir kısmını
da kendi çabalarıyla çözmeleri gerektiği düşüncesini sevmiyorlar. Hatta
bazılarının, turizm olup olmaması gerektiği konusunda bile hiçbir fikri
olmadığına şahit oluyoruz.
Dev bir ekmek kapısı
kapalı duruyor, “Turizm efendi” diye
biri, ayağıyla gelsin diye bekleniyor!
Uzun yıllar ister turizm
Ankara Valisi
Alaaddin Yüksel’in, Ankara Kalesi’nde birkaç esnafın, üniversitelerinde birkaç
akademisyenin dışında turizmi kendine dert etmiş bir turizm sektörü göremiyoruz
pek ortalıkta. Oteller, yapılıyor, Hamamönü, Hacı Bayram gibi semtlerde tarihi
evler, binalar tadilattan geçiyor, yurtiçi ve yurt dışı ulaşımda yeni adımlar
atılıyor ancak turizmin insani boyutuna ilişkin ciddi bir hazırlık görünmüyor
ortalıkta.
Zor kazanılan, kolay
kaybedilen bir sektör turizm. İnce ince çalışmak, misafirin ihtiyaçlarını
santim santim hesaplamak gerekir. Bir haftada, bir ayda, bir yılda olacak iş
değildir. Uzun yıllar alır turistin ayağını alıştırmak. Çok uzun yıllar.
Öncelikle “Turizm” diye bir adam yok, o gelince
turizm olmuyor, ikincisi; turist, “Hay
Allah hazırlanamamışlar, inşallah bir dahaki sefere” demiyor, gitti
gidiyor, bir daha gelmiyor. Tanıdıklarına da ne gördüyse onu anlatıyor.
“Şehirde bir gün turist olalım”
Bu arada taze bir
gelişme; Ankara Ticaret Odası(ATO) üyeleri, “Şehrimizde bir gün turist olalım” diyerek
yaşadıkları il sınırlarını, önce kendileri öğrenmeye çıktı. Yaklaşık 3 yıldır
aynı uygulamayı Ankara Valiliği, 1 milyona yakın öğrenci ve öğretmenleri hedef
alarak başlatmıştı. Önce Ankara’yı anlamak, öğrenmek gerekiyordu tabii ki. Hem
turist gözüyle hem Ankaralı olarak eksikleri saptamak, bilgileri tamamlamak
gerekiyordu.
Çok geç kalmış, o
yüzden çok hızlı davranılması gereken bir uygulama. ATO’nun da elinden
geldiğince benzer etkinlikleri yaygınlaştırmaya yönelik katkıları şart. Konuya,
daha kapsamlı dahil olmaları gerekiyor.
Helva için mutfağa
ATO Başkanı Salih Bezci, “Şehrimizde eskiçağdan başlayan bir
zengin birikim var. Müzelerimiz, hanlarımız, göllerimiz, mağaralarımız, doğal
güzelliklerimiz, kültür ve eğlence merkezlerimiz, kaplıcalarımız, yaylalarımız,
kayak merkezlerimiz mevcut. Özetle turizm helvası için Ankara’nın unu, yağı,
şekeri yani yeterli malzemesi var. Bu malzemeyle de helva yapmamız kaçınılmaz”
demiş. Ağzına sağlık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder