04.02.2014 Milliyet-AnkaraGazetesi
Eskiden
şehirlerin kapısı olurmuş. Kapısı olurmuş çünkü eski şehirlerin çevresi
surlarla, duvarlarla çevrilirmiş korunmak için. Gece olunca kapatılırmış. Şehrin
büyüklüğüne ya da konumuna göre de kapı sayısı değişirmiş. Gidin Ankara
Kalesi’ne, 2 tanesini görürsünüz. Ya da Polatlı Gordion’a gidin, görkemiyle
ünlüymüş zamanında. 2 bin 800 yıl önce…
Girmeden fikir verirmiş
Eski
şehirlerde kapı, geldiğiniz yer hakkında fikir verirmiş. Zengin mi, fakir mi,
korunaklı mı, sanatı, bilimi yüksek mi daha girmeden anlaşılırmış. Çünkü
varlık, teknoloji ve sanatın birleşimi, o kapılarda uygulanırmış. Bugün pek çok
ülkede, ilk göze batan ve gezdirilen yerler o kapılardır. Korumasını bilen
ülkelerin şehirlerinde tabii.
Demir profile kaplama kapı
Ankara’nın
5 girişine kapı yapılıyor şu an; Eskişehir, Konya, İstanbul, Samsun ve Esenboğa
yollarına. Demir profillere tutturulan tabakalar üzerinde, tarihimizin değişik
dönemlerinde sanatını ya da mimarisini temsilen işlenmiş motifleri var.
Mimarların ve sanatçıların, kapılar ve uygulanış biçimi hakkında ne düşündüğünü
bilemiyoruz. Sorulmadığı içi olabilir. Ancak kıt bilgimizle yapılacaksa böyle
kapı yapılmaması gerektiğini düşünüyoruz.
Demir
profille tutturulmuş tabakalardan yapılmaz şehir kapısı. Taş, mermer, belki
Eyfel Kulesi’ndeki gibi teknolojik gösteriye dönüşen metal malzemelerden,
yüzlerce, binlerce yıl dayanacak eserler olarak yapılır. Üstelik de Ankara
taşımız varken bizden başka herkese meşhur.
Ağırlığıyla kalıcı olmalı
Bir
ağırlığı ve kalıcılığı olmalıdır. Şehir kapısı dediğinin, hem sanat eseri hem
teknolojik değeri olacak, o kentin ruhunu ve kimliğini simgeleyen nitelikler
taşıyacak. Nasıl İran İsfahan’daki muhteşem Âli Kapısı ya da Irak’ta Babil’in
Asma Bahçeleri’nin İştar Kapısı Ankara’yı temsil etmezse Erzurum ya da
Konya’daki kapıyı Ankara’ya getirirsek o da kenti temsil etmez.
Kapı
dediğiniz böyle bir şey işte; olacaksa ağırlığı olmalı, kenti temsil etmeli ve
kalabildiği en uzun geleceğe kalmalı. Öyle 2 ayda yapılacak, demir profillere
tutturulan bir şey değil yani.
Maliyeti 25 milyon
25
milyon(trilyon) liraya malolmuş Ankara’nın yeni kapıları. Ankara Kalesi ve konakları,
hanlarıyla tarihi dokusu onarım ve düzenleme beklerken içi titriyor insanın.
Oralara yatırılsa da Ankara’yı gezmeye gelen turistler, Kalesi’nde çamur
banyosu yapmadan gezebilse, konakları, hanlarında yemek yiyip, alışveriş
yapabilseydi keşke.
Torunları hayran bırakmalı
Kapıya
karşı değiliz, şanıyla simgeleyecekse kenti gurur bile duyarız. Ancak 21’inci
Yüzyıl’da, sanatı, teknolojisi ve kentin kişiliğiyle bu yüzyılın eserlerini
vermeliyiz. Geleceğe, bu tarihi ve kimliği iz bırakmalıyız. Bunu da bir kapıyla
yapacaksak profile kaplama olanı fazla yaşamaz.
1 yorum:
HAP YAP
PARA KAP...
Yandaş ve kimler nasıl kazanacak ⁉
Yorum Gönder