10.06.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Tiftik
keçisi, tavşanı, balı, leziz suları, 38 çeşit armudu, 10 çeşit üzümü ki 13 ya
da 17 diyenler var, her biri 300 gram elması, ceviz gibi vişneleri
kaydedilmişti Ankara salnamelerine. Bozkır, çorak denen Ankara’nın, bakınca bağ
olduğunu bir kez de oradan doğrulatmıştık.
Ankara Salnameleri
Salname
‘yıllık’ demek. Ankara
Salnameleri’nin ilki 1871’de, sonuncusu 1907’de yayınlanmış. Yani bu yıllar
arasında Ankara'daki arazi, çayır, hamam, çeşme,
köprü, fırın, cami, kilise, Müslüman ve Hristiyan kabristanlarından tutun,
kim, kaç kişi nerede oturuyormuş, ne ürün üretilmiş, ne vergi verilmiş, kentin
yöneticileri, hangi bölüğün komutanı kimdire kadar bir kenti ilgilendiren her
şey kaydedilmiş. Bir kentin resmi hafızası oluşturulmuş yani.
Kent ve tarih bilinci açısından çok önemli kayıtlar bunlar. Havada
uçuşan dedikodular yerine ayağı yere basan bilgiler. Yeni neslin kılavuzu.
Onların ayağını toprağa, aklını bilgiye dokunduracak bilinci taşıyorlar. Tozlu
raflardan, kitaplıklarımıza geldi nihayet.
Augustus’un
vasiyeti de var
Dumanı üstünde ‘Osmanlı
Kent Yıllıklarında Ankara’ kitabını, Ankara Sanayi Odası yayınladı.
Kayıtların derlenip toparlanmasını Doçent Doktor Bekir Koç yapmış. Koç ayrıca,
Hacı Bayram’daki Agustus Tapınağı duvarındaki orijinal vasiyetnameye de
değinmiş. Dünyada Roma İmparatorluğu’nun memleketi İtalya’da bile olmayan
Augustus Vasiyetnamesi’nin çevirisini, bu salnamelerde bulmanın mümkün olduğunu
belirtmiş. Biz de bu kayıtların, daha çok gün ışığına çıkmasını bekliyoruz.
Daha
önce 1648 ilkbaharında Ankara’ya gelen Evliya Çelebi de yarı resmi tarihi
sayılacak keçisi, sof kumaşı, pastırması, paçası, kerpici, Beypazarı ve yuva
kavunuyla üzüm turşusu ve Beypazarı armuduyla kaydetmişti Ankara’yı. Bu
kayıtların gün yüzüne çıkmasıyla Ayaş domatesi, Polatlı durum buğdayı, Gölbaşı sevgi
çiçeği, Ankara çiğdemi, kedisi, takla güvercini, Ankara taşıyla fikri
bozkırlaşmış Ankara’nın, çeşitlenmesini umuyoruz.
Ankara Şehrengizi
Geçtiğimiz
hafta iki Ankara kitabı daha çıktı. Biri Ankara araştırmaları ve yazılarıyla tanınan
Timur Özkan'ın 'Ankara Şehrengizi'
kitabı, diğeri Atılım Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nden
Doçent Doktor Savaş Zafer Şahin'in 'Şehreküstü'
kitabı. İkisi de Ankara’ya olan ilgileri ve bilgileri dolayısıyla çok
beğendiğim iki Ankara sevdalısı.
Aynı zamanda Ankaralı Gezginler Grubu
üyesi Timur Özkan, ‘Ankara Şehrengizi’nde,
gezilerinden de yararlandığı bir kısmı gazete ve dergilerde yayımlanmış, bir
kısmı yeni olmak üzere 60 Ankara yazısını derlemiş. Kentin geleceğine ilişkin
ilginç önerileri de var içinde. (Alter Yayınları, 2014)
Şehreküstü
Savaş
Zafer Şahin'in 'Şehreküstü'
kitabıysa öncelikle unutulmuş, sıcaklık ve samimiyeti içinde bir sözcüğü hatırlatıyor bize. Eski
Osmanlı kentlerinde, kenar mahalle ya da bugün varoş dediğimiz mahallelere 'şehreküstü mahalleleri' deniyor.
Şahin, yaşadığımız kente yabancılaştığımız için artık kentin içinde de küstüğümüzü
vurguluyor. Ankara’yla ilgili ödül de almış denemeler ve öyküler,
Şehreküstü’de. (Gece Kitaplığı Yayınları 2014)
1 yorum:
sayın Ali İnandım.
seni Takip etmek Yazdıklarını araştırmalarını ve Konuklarını İzlemek Çok Büyük zevk her bir Makalen tarihe Ve Ankara'ya Işık Tutuyor.Doç Dr Bekir Koçun OSMANLI KENT YILLIKLARINDA ANKARA Kitabını aldım Ve inceledim .Müstesna Bilgiler Var Araştırmalarımda Kaynak oluyor benim için diğerleride Önerdiğin Kitaplarda.Teşekkürlerimle HALUK BALABAN
Yorum Gönder