12 Temmuz 2014 Cumartesi

BAKANLIĞIN HEYKELİ DÖKÜLÜYOR



11.07.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi

Kızılay, Ankara’nın merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı da Kızılay’da. Atatürk Bulvarı’na bakıyor kapısı. Kapının önünde, artık kafalarda yer etmiş bir anıt var; Başöğretmen Atatürk Anıtı. Yani yüzbinlerce insan, her gün bu binanın ve heykelin önünden geçiyor, “Gözden ırak kalmış, unutulmuş” diyecek bahanesi de yok kimsenin. Herkesin gözünün önündeki anıt, dökülüyor.



10 küsur yıl Çayyolu metro durağı inşaatı yüzünden paravan arkasına saklanmıştı, inşaat biteli aylar oldu ama anıta dokunan olmadı. Mermerleri dökülmüş, toz kir içinde, salaş bir köşe halinde bekliyor.



Anıtı, aynası gibi

Başöğretmen Atatürk Anıtı, 10 yılı aşkın süre paravanların arkasında bırakılabildi, bu ayıba da Ankaralı katlandı. Ancak bu süre içinde, milli eğitimimizin gidişatı da bu anıtın halinden pek farklı değildi. Durmadan eğitim sistemi değiştiriliyor, her sınav, en son Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi TEOG’da 4 sorunun iptalinde yaşandığı gibi sorunlu geçiyor, çocuklar da aileler de ne yapacağını şaşırıyordu. Anıtı, eğitim mahallesinin hallerini yansıtıyordu  sanki.



Onca yıl beklemişiz, inşaat bitince yarın yapılır öbür gün yapılır diye biraz daha bekleriz diyorduk ama anlaşılıyor ki yetkililer de bu görüntüyü kendilerine yakıştırabiliyor,  anıtın halinden hiç rahatsız olmuyor. Paravanlar arkasında saklanmasına bile itiraz etmeleri gerekirken olağan karşılıyorlar kapılarının önündeki bakımsız vitrini.



Kopmuş, kırılmış mermer parçaları, toz, kir, gözümüzü yırtarak bizim aklımıza batıyor, sadece bizim üzülmemize neden oluyormuş meğer.



Gerçeğe uygun olsun!

24 Kasım 1983’te, Öğretmenler Günü’nde açılmıştı. Atatürk’ün tuttuğu meşalenin aydınlattığı sayfada “Öğretmenler, yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır” sözü yazılı. Ancak  öğretmenlerin dertlerine, milli eğitim sistemimizin haline bakılırsa anıtın durumuna şükür bile edilebilir. “Bu anıt, eğitim anlayışımızı yansıtmıyor, orasını burasını biraz daha kırın dökün, gerçeğe uygun olsun” diyebilir yetki sahibi. Ben olsam her sabah çekiçle gelirim Bakanlığa!



12 Eylül anıtı ama

Bıktırmak istercesine iki laflarından biriydi; “Laik Cumhuriyet” diye diye hem laikliğe hem Cumhuriyet’e, “Atatürk” diye diye de devletin kurcusuna saygıyı sarsıyorlardı. İşte o 12 Eylül 1980 zihniyeti devam ederken dikilmişti bu anıt. O dönem pek çok anıt, heykel, resim, ceza gibi zorlama konuyordu her boşluğa. Ama Başöğretmen Atatürk Anıtı, kazara doğru bir kararla doğru yere konmuştu. Bugünlere geldik.


Bugün mermerleri dökülüyor. Çok özgür bir ülke olduk, Atatürk’e saygı duymak da bir tercih haline geldi bu arada. Görüşlerimizi saygısızlıkla ifade ediyor, öyle davranmaktan çekinmiyoruz artık. Anıtın bakımsızlığı, hatadan dönme çabası belki de! Yarın da kaidesi çöker, saygı ve minnet sorumluluğunu sırtımızdan atmış, doğru yerdeki doğru simgeden kurtulmuş oluruz böylece.

2 yorum:

Abidinpaşa dedi ki...

ATATÜRKÜN ADINDAN KORKAN HARAMİLER ONUN ESERLERİNİ HEYKELLERİNİ YOK ETME GAYRET İÇİNDELER.GÜN OLA HARMAN OLA HİÇ BİR MAKAMIN İKBAL SAHİBİNE KALMAYACAĞI HESAP SORULACAĞI GÖRÜLECEK VE O GÜNLER GELECEK İYİ BİLİNE.

aslikk dedi ki...

24 Kasım 1981'de açılmıştı. Milli Eğitim Vakfı'nın desteğiyle yapıldı, bağışçı işadamlarına şilt verildi. Bu hali üzüntü verici.