27 Kasım 2014 Perşembe

YERLİ ÜRETİMİN ENGELİ BİZİZ



25.11.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi


Dilimizde, tüy bitti. Damlayan suyun taşı oyması gibi, yine yine yazmaktan gazetenin bu köşesi oyuldu. Ancak taştan katı tabiatlı zihinler, 3 yılı aşkındır adım atmamakta direniyor. Tabiri caizse yerli üretimi teşvik için konulan hedefleri, söylenen sözleri, yayınlanan genelgeleri ‘sallamıyor’lar. Kamu kurumları ve yerel yönetimler tınmıyor bile, yerli eşdeğeri olduğu halde, başka ülkelerden yüksek bütçelerle alımlar yapmaya devam ediyor.



Takılmayan genelgeler

Önceki Başbakan, şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan imzalı, biri 2008 diğer ikisi 2011 tarihli 3 tane genelge yayınlandı ama ihaleleri yabancı firmalara vermeye devam ediyor kamu kurumlarımız. 2008/20 Sayılı, 2011/13 Sayılı, 2011/6 sayılı Başbakanlık Genelgeleri bunlar. Hatta 2008’de yayınlanan genelgede, “Yerli teklif yüzde 15’e kadar pahalı bile olsa onu tercih edin” deniyordu kamu yöneticilerine. Bildiğini okumaya devam ettiler.



Hükümetin hedef ve uyarıları

Yeni Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, 6 Kasım’da, uzun bir masanın arkasında ilgili bakanlardan oluşan heyetiyle ekonomide dönüşüm programını açıkladı. “Araştırma-Geliştirme ve Yenilikçilik’e (inovasyon) dayanarak üretim teknolojisindeki değişime intibak ve öncülük etmeliyiz” diyordu. Tarımdaki tohumdan sanayiye, dışarıdan alımı azaltmaktı hedef. “Enerji, sağlık, havacılık ve uzay başta olmak üzere kümelenme çalışmalarını destekleyeceğiz” diyordu. Biz buna toplu taşıma araçları ve raylı ulaşım sistemlerini de ekliyoruz. Açıklanan 9 öncelikli plan, yerli üretimi bir devlet politikası haline getirme, bir bomba gibi üzerinde oturduğumuz işsizlikle mücadelenin programıydı.



Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, “Kısa vadeli  karlar için sanayici inşaat sektörüne yönelmemeli” diyor, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Üretim verimliliğini arttırmak, işsizliği düşürmek zorundayız” diyordu Başbakan’ın açıkladığı programdan sonra.



Nihayetinde tarımdan sanayiye ve enerjiye, yerli üretimi teşvik edici planlar ve açıklamalar sıklaşıyordu. Gidişatı kavrayamayanlar, sıklaşmasını anlayamayanlar çoğunluktaydı, bunların çoğu da kamu yöneticileriydi maalesef.



Ankara’da durum


Ankara’ya gelirsek...

Ülke çapında 82 firmanın kurduğu Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi ARUS’un kuruluşuna Ankara çok emek verdi. Ancak metro ihalesini kazanan Çinli firma Ankara’ya üretim merkezi kurmakta ağırdan alırken bir başka Çinli firma Kazan’da yer bakmaya geldi tren üretmek için. ARUS içindeki biri Ankara diğeri Bursa merkezli 2 firma, zar zor Malatya, Kayseri ve İzmir’den ihale alabildi. Oysa yerli otomobil ya da uçak üretiminden daha çok raylı sistemlere hazırlıklıydı sanayicilerimiz. Üstelik onlardan daha uygun ve hazır pazarları olduğunu düşünüyorlardı. Gel gör ki seslerini duyuramadılar.



Temelli Malıköy’de, 5 organize sanayi bölgesi yol ve su bekliyor 13 yıldır. Sincan ASO 1 Organize Sanayi Bölgesi’yle arasındaki yolun, her şeyiyle ihalesi biteli aylar geçti ama Ankara Sanayi Odası Başkanı dahil, herkes neyi beklediğimizi bilmiyor. 30 milyon dolarlık yatırım yaptı bir ilaç fabrikası, hammaddesi olan su yok Malıköy’de. Kimsenin de getirmeye acelesi yok maşallah! Bunlar tamamlandığında 7 bin kişinin çalıştığı bölgede en az 55 bin kişiye ekmek kapısı açılacak.



Ağır topallıyor başkent

Üretime zarar verecek biçimde dengesiz elektrik kesintileri, su, yol, kavşaklar gibi altyapı sorunları, aynen devam ediyor yerli üretmeyi hedefleyen ülkenin başkentinde. Bir de buna 35 bin civarında nitelikli eleman ihtiyacını katın. Çünkü meslek okulları güncellenmiyor ve ihtiyaca yönelik donatılmıyor. Bu görüntüye bakılırsa programın Ankara ayağı, çok ağır topallıyor.


Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Bakanlarımız, Ankara ayağında görülüyor ki yerli üretimin önündeki en büyük engel biziz. Öncelikle de kamu kurumlarının bizzat kendisi. Onların tepesine çökmeden yaptığınız planlar ve açıkladığınız program, mundar olur. Dünyada oluşan koşullar açısından 100 yılda bir ele geçecek bu fırsatı, dar görüşlü yöneticiler yüzünden, ne yazık ki tamamen kendi tasarrufumuzla tepmiş oluruz.

Hiç yorum yok: