16.12.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
O
anne babaların yürek parçalayan çaresizliklerini, 10 dakika dinlemeye tahammül edemiyorsunuz. Ancak onlar,
her gün aynı kabusa uyanıyor. Ne büyük ve baş edilmez bir acı. Hangi insan,
bile bile evladının ölümünü izlemek ister. Yaşarken ölü gibi; nefes alıyor,
insana benziyor ama insanlıkla ilgisi kalmamış.
Bir kerecik
‘Bir kerecik’le başlıyor, bir kere,
yaşarken cehennemin kapılarını açmaya yetiyor da artıyor. Önlem alınamazsa acı
habere kadar her gün ve her gün yeniden, uyanılamayan kabusun içinde
çırpınıyorlar.
‘Bonzai’ denen, çok hızlı alışkanlık
yapan ve hızla da öldüren meretle yeniden
gündeme geldi uyuşturucu kullanımı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerinden,
11 yaşın altına kadar düştüğünü öğrendik bonzai kullanımının. 4-5 yıldır da
gençler arasında yaygınmış. “Biz
neredeydik bu sırada? Sigaranın kötülüğünü anlatan milyonlarca liralık
kampanyalardan, bonzai için niçin yapılmadı?” demiştik.
Hükümetin girişimleri
Geçtiğimiz
Kasım ayının son birkaç günü, Birinci Uyuşturucuyla Mücadele Şurası’na ayrıldı.
Hükümet, Başbakan ve bakanlar seviyesinde temsil edildi Şura’da. Başbakan Ahmet
Davutoğlu, okulları da içeren çok kapsamlı bir konuşma yaptı ve 24 saat hizmet
verecek ‘Uyuşturucu ile Mücadele
Danışma Hattı’ kurulacağını, sonra
Narkotimler’in ve en sonunda AMATEM'lerin devreye gireceğini açıkladı.
Uyuşturucu ile Mücadele Danışma
Hattı’ndan
önce Narkotimler göreve başladı. İlk günden yılın en büyük uyuşturucu
operasyonunda, 556 kilo eroin ele geçirdiler. Moral oldu hepimize, devamını
diliyoruz. Okul kapılarında, elini kolunu sallayarak uyuşturucu satanların da
aynı hızla yakalamasını bekliyoruz.
AMATEM’lerse
ayrı bir dert. Koskoca 5 milyonluk Ankara’da, 32 yataklı bir tane AMATEM kaldı.
Gazi Üniversitesi Bağımlılık Ünitesi, Ağustos ayında kapatılmıştı. Yetersizlikler
nedeniyle çoğuna çare olamıyor ama ailelerin son çaresi, son umudu AMATEM’ler.
Başka gidecekleri kapı kalmıyor çünkü.
Yozlaşma göstergesi
Uyuşturucu
kullanımının artışı, toplumsal yozlaşmanın en önemli göstergelerinden biridir.
Artıyorsa bileceksiniz ki bir şeyler hiç iyi gitmiyor. Bu günlük yaşam
koşulları olabilir, aile dokusunun bozulması olabilir, eğitim sisteminin çarpıklığı
olabilir, maddi değerlerin insani değerlerin önüne geçmesi olabilir. Aynı anda
bunların hepsi de olabilir. Hayatının baharında bile diyemeyeceğimiz gençlerin,
ergenliğini dahi yaşamadan ölümle dansı, açık bir yozlaşma göstergesidir, başka
nasıl tarif edilebilir?
Demek
ki önlemin hası, uyuşturucuyla tanışmadan, tanışmaya gerek duymayacak bir yaşam
biçimiyle başlayacak. Gençlerin hedefleri, bu hedefe ulaşabileceklerine olan
güveni olması lazım. Uğraşları olmalı, bu uğraşlar için olanaklar yaratılmalı.
Gelir dengesizliği, eğitim eşitliği, mutlaka başka biçimlerde telafi edilmeli.
Ailesi yetersizse onları yönlendirecek, cüzdanının derdine düşmeyen
öğretmenleri, yol gösterecek büyükleri olmalı.
Bozulan bir şeyler var
Biliyorsunuz,
haftada bir Çarşamba günleri, eski Ankara’yı anlattırdığımız söyleşilerimiz
oluyor. 60-70 yıl öncesini anlatıyor konuklarımız. Bu söyleşilerin önemli bir
kısmında, mahallenin büyüklerinin, çaktırmadan çocukları ve gençleri
kollayışını dinliyoruz. Kendi çabalarıyla yardımcı olmuş ya da uğraşlar
oluşturmuşlar onlar için. “Niye?”
diyoruz, “Çocukları kahve köşelerinden
kurtarmak için” diyorlar. Kahve köşesinden kurtarmayı, kötü
alışkanlıklardan uzak tutmak anlamında kullanıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder