Özellikle
çocuklar ve gençler görmeli. Görmeyen büyükler de görmeli ki unutulanlar
hatırlansın. Üzerinde tepindiğimiz devletin harcındaki kan kadar alınterinin,
azmin kıymeti bilinsin. Şimdi mutfaktan su getirmeye üşenen çocuklar yetiştiriyoruz
ama bu çocuklar, çocuk halleriyle ülkenin kaderinde yeni bir sayfa açmış, paha
biçilmez emekleriyle o sayfayı doldurmayı becermiş.
Yılmak yok
Köy
Enstitüleri’nin çocuklarından bahsediyoruz. Kızlı erkekli omuz omuza vererek,
1940’la 1947 arasında, ülkenin önünde yepyeni bir ufuk açan 7 yıllık bir nesil.
Bütün iftiralara, bütün yalanlara, bütün engellemelere karşın 12 Eylül 1980 Askeri
Darbesi’ne kadar önü kesilemeyen nesil. O nesle yönelik en büyük kıyım, bu
darbeyle yapılmıştır diyebiliriz.
Önü
kesilemiyor çünkü aldıkları eğitim, yaptıkları işler, mücadele üzerine, yılmak
yok kitaplarında. Zorla mücadeleyi, yaşayarak, yaparak öğrenmişler.
Kendi
ellerliyle okullarını, yatakhanelerini, fırınlarını, hamamlarını, işliklerini,
yollarını, sinemalarını, amfitiyatrolarını yapmış, uzaklardan sularını
getirmişler. Yemeklerini, ekmeklerini pişirmiş, kıyafetlerini dikmiş,
yırtıklarını yamamışlar. Çatlamış eller, bu işleri yaparken bir yandan da müzik
aleti çalmayı, tiyatro oyunları hazırlamayı, kütüphanenin kitaplarını yutmayı
becermiş.
Türkiye’nin
her yanından gelen çocuklar, tek çalı olmayan araziye öyle bir yerleşke
kurmuşlar ki bugünküler, çürümesini beklerken gölgesinde oturuyor dikilen
ağaçların. Oturduğu gibi kıymet de bilmiyor. Yeni nesil, gölgenin sefasını
sürmekten iyice rehavete düşmüş.
Gelir gelmez
21
Köy Enstitüsü’nün 15’incisi Hasanoğlan. İlki 17 Nisan 1940’da kurulan Eskişehir
Çifteler Köy Enstitüsü. Hasanoğlan, 10 Nisan 1941’de kurulmuş. İlk öğrencileri
Kırklareli Kepirtepe ve Çifteler Köy
Enstitüsü’nden gelenler. Daha üçüncü gün, kendiliklerinden köy meydanında boşa
akan kaynağa el atmış, üstüne şadırvan inşaatına girişmişler. Sonrasında,
gelenek olduğu üzere, her enstitüden öğrenciler takımlar halinde gelip, bir
eksiğini tamamlamış yerleşkenin. Tabii ki Hasanoğlan’dakiler de diğerlerine
aynı katkıda bulunmuş.
“Komonist”
demiş, “faşist” demiş, çirkin iftiralar savurmuş, bir kılıf uydurmaya
uğraşmışlar. Herşeyin kıt olduğu zaman harcanan büyük emeğe, hocaların ve
çocukların tertemiz alınterine, göz nuruna kara çalmış, sonunda kapattırmışlar.
1947
yılında kapatıldıktan sonra 1975’e kadar Hasanoğlan Atatürk İlköğretmen Okulu
olarak, 1975’den 1989’a kadar Hasanoğlan Atatürk Öğretmen Lisesi, 1989’dan
bugüne kadar da Atatürk Anadolu Öğretmen Lisesi olarak devam etmiş büyük
emeklerin ürünü.
Bugünkü hali
İçindeki
hamam gibi bazı yapılar dökülüyor, çatıları çökmüş. Sinema salonunda ciddi bir
tadilat var ama özgünlüğünden çok uzak bir tadilat. Amfitiyatronun sahne duvarı,
özgün taşlarla hiç ilgisi olmayan bir taşla kaplanmış, ‘Beceriksizlik Oyunu” hiç
eksik olmuyor sahnede! Genelde yapılan onarımlar, yapıyı tamamen bozuyor,
enstitünün özgün dokusundan koparıyor ama..
Ama
daha bozulmamış hamam, kiler, mutfak, fırın yanında terzi, ağaç ve demir işlikleri, idari binalar
gibi çok bozulamamış kısımlar var. O zaman yapılan amatörce heykeller, yol
üzerlerinde, bina girişlerinde, havuzbaşında sergileniyor.
Koca
yerleşke ve içindeki emeği düşününce içine işliyor insanın. Tam bir gezi
ortamı; çocuklarımız ve gençler, mutlaka bu haliyle görmeli. Şımarıklığa, iyi
gelir diye düşünüyorum.
Ben de önce bu örnek işleri yapan o çatlak, yumuk elleri tek tek öpüyor,
saygıyla selamlıyor ve düşünmeye gidiyorum. Bakalım bunca laftan sonra ‘komonist’ mi ‘faşist’ mi, acaba hangisi
oluyorum!Arşiv fotoğraflar, Hasanoğlan'da kendisi de bir öğretmen olan Mustafa Güneri'nin, yine kendisinin çektiği fotoğrafların olduğu 'Hasanoğlan Köy Enstitüsü Kurulurken' kitabından.
Ve birkaç fotoğraf daha..
Tuvalet yerine taşınıyor |
İstasyona gelen kerestelerin nakli. Hasanoğlan'a kadar çekecekler |
Bir müzik aleti öğreniliyor, tiyatro oyunları hazırlanıyor, konserler veriliyor |
Lalahan istasyonuna gelen tuğlalar boşaltılıyor. Daha köye taşınacak |
Özgünlüğünü kaybederek tadilatı süren sinema salonu |
Ahşap işliği... Arkadaki bina terzi işliği |
Sağdaki yüksek bina arşiv |
Hamamın arka kısmı |
Sahne arkasındaki duvar tarihi dokusuyla ilgisiz bir taşla kaplanmış amfitiyatro |