10 Şubat 2016 Çarşamba

SANAYİ 4.0


09.02.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi


Belki 4 yılı buldu “Dünyadaki üretim tarzı bu biçimde devam etmeyecek, her şey birden değişecek, bunun altyapısını hazırlamakta gecikiyoruz” demeye çalışmalarımız. Kaçıran da bir daha çok ama çok zor yakalayacak bu değişimi. Eğitim sistemini çok hızlı biçimde uyarlamak ve üretim altyapısını, yeni üretim tarzına hazır hale getirmek zorundayız. Değilse bu sisteme geçen ülkeler, yüzlerce yıl yakalayamayacağımız bir tavşan gibi koşacak önümüzde, biz de tozunu yutmakla kalmayıp, onların artıklarıyla yetinmekten fazla bir şey yapamayacağız yüzlerce yıl boyunca.

Yeni sanayi devriminin adı
27 Ocak 2016 günkü Ankara Sanayi Odası Ocak ayı olağan meclis toplantısında, bu gelişmelere ilişkin önemli bir konu gündeme geldi. Başkan Nurettin Özdebir, Davos Dünya Ekonomik Forumu’nda gündeme gelen bir konuyu taşıdı meclis toplantısına; ‘Sanayi 4.0’ı.

Bu kavramla başlamış olan yeni sanayi devriminin, adı konmuş diyebiliriz. Bazı ülkelerin çoktan altyapısını hazırladığı, 20-30 yıl içinde dünyanın geri kalanından onları iyice koparacak devrim bu. Tarih boyunca yaşanan bilgi sıçramaları ve sanayi devrimlerinden, çok farklı olacak. İşin içine bilişimin, bilgisayarın girmesiyle bilginin iletilme ve sanayinin üretim hızı, tarihte hiçbir dönemle kıyaslanamayacak seviyelerde geldi. Böyle kalmadığı gibi bu hız, katlanarak artacak, başı dönenler, geç kalmış demektir.

Bilgisayardan müdür!

Sanayi 4.0’da ne olacakmış?

- Bilgisayarlar, internet üzerinden birbirine bağlanarak akıllı fabrikalar oluşturulacak.
- Akıllı fabrikalardaki bu bilgisayarlar, üretimi denetleyecek, makinelerin bakım ve onarımlarını programlayacak, düzenleyecek.
- Satış noktalarındaki bilgisayarlarla haberleşerek, yeni siparişlere göre üretim miktarını ayarlayacak.
- Fabrikalarda insanların aldığı kararların uygunluğunu denetleyecek, gerekirse uyarılarda bulunacaklar. Vah, başımıza müdür de olur bunlar, anlatsan halden de anlamazlar!
- Sadece fabrikalarla kalsa iyi. Evler, arabalar, hastaneler, kamu kurumları, sürekli bir iletişim içinde, üretimi ve kararlarımızı kontrol edecekler.

Sabaha hesap yapılsın
Sanayi 4.0’ın kuralları şu an oluşturuluyor. Bu üretim tarzı, toplumsal yaşamın da çok değişeceği anlamına geliyor. Bu açıdan şimdilik bilim aleminin değerlendirmelerini bekleyeceğiz ancak en büyüğünden en küçüğüne tüm firma ve imalatçılar, babadan kalma üretim tekniklerini derhal unutacak. Şu an unutmuş olsun, sabaha, geleceğin yenilikçi tasarım ve üretim tarzına nasıl geçeceğinin hesabını yapsınlar.

Hükümet, 14 Ocak 2016’da ‘Ar-Ge ve Yenilik Reform Paketi’ni açıklamıştı. Pakette araştırma-geliştirme merkezleri, tasarım merkezleri, teknoloji geliştirme bölgeleri ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgeleri için teşvikler yer alıyordu.  Biz de ‘Bu Paketlerden Çok Lazım’ demiş, uygulamada çok gecikmemizden yakınmıştık. 3 yılımız seçimlerle geçti. Dost ahbap gözetmeksizin, hızla doğru adreslere yönlendirmeliyiz bu teşvikleri.

Yeni çağın asli gerekleri
Buraya kadar hep birinci adımı atlayarak anlattık. Bu çağı yakalayacak nitelikli insanı yetiştirmek gibi çok hayati bir sorunumuz var. Çırak-kalfa yetişmiyor, çocuklarımızı ve gençlerimizi bir plana göre yetiştirip, yönlendirmiyoruz, devletin meslek okulları atıl, üniversite-sanayi işbirliğini kavramakta yavaş kalıyor üniversitelerimiz. Bu kısmı çözmeden teşviklerle gidebileceğimiz yol, fazla uzun olamaz. Geride kalanları, hızla aynı hizaya getirmemiz lazım. Bir de zaten çok geciktik, siyasetin çatışma alanına katiyen sokulmamalı bu çalışmalar.

Sanayi 4.0 için, ‘ön fırtına’ diyebiliriz. Arkasından, karşı konması imkansız bir teknoloji kasırgası bekleniyor. Siyasetler üzeri, topyekun işbirliği konusudur. Geleceğin ya yönlendiren ya da yönlendirilenleri arasında olma konusudur.

Hiç yorum yok: