1 Şubat 2016 Pazartesi

KAĞIT TOPLAYICILARI DÖNÜŞTÜRMEDEN



29.01.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi


Bakarken görmediğimiz insanlardan onlar. Gözümüzün önünde yokmuş gibiydiler. Onlar kimseyle değil, çöplerde ve çevreye saçılmış kağıtlarla ilgiliydi, biz de onlarla ilgilenmezdik. En eski çevrecilerden kağıt toplayıcılar, bir kalemde çöpe atıldı.

Yaptık oldu
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sokaklarda katı atık toplanmasını önlemek amacıyla 2005 yılında bir düzenleme yapmış, bir yönetmelikle de bunu ilgili birimlere bildirmişti. Yasaklamaya, katı atık toplayanların sayısının hızla kontrolden çıkması, çöp toplarken hiçbir hijyen kuralına uyulmaması, hastalık bulaştırma riski ve güvenlik zafiyeti gerekçe gösterilmişti.

Aradan geçen sürede düzenli denetimler yapılmadı. Ankaralı atık kağıt ticareti yapan iki firmanın şikayetiyle Ocak ayı boyunca 27 firmaya ardı ardına 140’ar bin lira ceza kesildi ve bizim ‘kağıt toplayıcıları’ diye tabir ettiğimiz katı atık toplayıcıları, bir gecede işsiz kaldı. Oh, biz yaptık oldu!

Sokağın gerçeğini atlıyoruz
Ankara’da, 5-6 yıldır kağıt toplayıcılarına karşı önlem alınmasını talep edenler vardı zaten. Fakat bu talepte bulunanlar, bu işle geçinenlerin ne olacağına yanıt vermiyordu talebin sonunda. “Yasaklansın”da kalıyor, bizim sokakta bakıp da görmediğimiz binlerce kişiyi, iyice gözden çıkarıyorlardı.

Daha iyi bir marifeti ya da gelir kapısı olsa, kim çöp karıştırmak ister. Eğer “yasaklansın” diyorsak, onca insana da başka bir ekmek kapısı açmak, yol göstermek gerekmez mi? Türkiye çapında yaklaşık 500 bin kişinin ekmek yediği kapıyı, bir çırpıda nasıl kapatırsınız? Yasal düzenlemenin gerekçeleri doğru ama sokağın gerçekleri değil maalesef.

Dinamit gibi
Ayakları yere basmayan yasaların uygulanabilirliği havada kalacak, sonuçları, çözdüğünden fazla sorun olarak unuttuğumuz sokaklardan geri dönecektir hepimize. Zaten hiçbir kayıt ve sosyal güvence altında olmayan binlerce insanı, dinamit gibi aramıza bırakacaksınız. Ne yapacağız, biz de göz göre göre oturup, patlamalarını mı bekleyeceğiz?

Devlet, böyle bir karar alırken sonrasını da hesaplayarak alır. Bu insanları nasıl istihdam edeceğinin, bir marifeti yoksa nasıl meslek edindireceğinin planını yapar, dönüştürür, koparmadan onları, toplumun içinde korur. Her şeyi çok doğruymuş da bu kalmış gibi vahim toplumsal sonuçları olacak keskin kararlar alamaz. Alırsa eski bakarken görmediklerimiz, yeni görmezden geldiklerimiz, gözümüze soka soka, bir gün çok ayan kendini gösterir.

Hiç yorum yok: