17 Şubat 2016 Çarşamba

ŞAŞI TÜRKSAT



16.02.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi

Ankara’nın hastasıyız. İyisini güzelini beğendiğimiz için her zaman hastasıyız, durup dururken çıkardığı akıl erdiremediğimiz icatları, sahiden hasta ediyor. Yağış görünce yolları dere, çukurları göl olan başkentimizde bazı gelişmeler bünyeye fazla geliyor, teknolojik sıçramalar, tansiyon hoplatıyor. Ankaralı olmak, panik atakla yaşamak gibi bir şey, nabız istikrarsız.

Teknolojiyse o da var
Mesela başkentin toplu taşıması yetersiz ama internet üzerinden, otobüsün kaç dakikaya geleceğini öğrenebiliyorsunuz cep telefonunuzla. 21 aydır metronun sinyalizasyon çalışmaları nedeniyle gece Çayyolu ve Sincan 10 buçukta, Batıkent, 11’de eve gidiyor. Metro inşaat süresi kadar süreceğe benziyor bu sinyalizasyon çalışması. Gerçi sorun sinyalizasyon değilmiş, yeni trenlerden kaynaklanıyor gecikme ama amirimiz “sinyalizasyon” dedi, biz onu biliriz. Nitekim teknolojiyse o da var yani.

Yollar dere, çukurlar göl olmaya devam ederken Ankapark’ı yapıyoruz mesela. Sayesinde 10 milyon turist bekliyoruz sulak kentimize. Turist yağışa denk gelirse “Ankara pirinciyle ünlü, buralar da çeltik tarlası” diye oyalayabiliriz bir süre. Yeter ki Ankapark’ı basmasın su.

Tuvalet yok kapı var
Tuvaletleri mesai saatleri dışında ve bayramlarda kapanan bir Kalemiz var ama 25 milyona (trilyon) 5 tane şehir kapısı yaptık mesela. Zaten turist gelen yerde ulaşımdan tutun otoparka, aydınlatmadan tutun sokaklarda biriken çöplere, değişen bir şey olmuyor. Belki de o kapılardan bir gün giriş ücreti alınacak, Kale altyapısına aktarılacak, çelişki son bulacak böylece.

13 Şubat Cumartesi günü bir haber vardı; ‘ODTÜ yolu’ olarak da isimlendirdiğimiz 1071 Malazgirt Bulvarı’na, ‘gürültü duvarı’ yapılacakmış. Kim rahatsız oldu acaba? O bulvarın etrafı, yüzde 90 boş da. Gelsin de İstanbul yolu olarak bildiğimiz Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nı bir dinlesinler. Fantastik duvar fikri, düşündürürken kıyaslatıyor.

Türksat’ı uydu biliyorduk
Aynı gün bu sefer esnaftan bir haber geldi; “Olmayan tabelalar için zabıta 2 kağıt imzalatıyor” diye. İlan ve reklam tabelalarıyla ilgili yoklama tutanağı ve tebligatmış. Meğer Büyükşehir Belediyesi’yle Türksat, 2014 yılında bir ön anlaşma imzalamış, Şubat ayından itibaren Türksat, sokak, cadde ve bulvarlardaki işyeri ve reklam tabelalarını tespit etmeye başlamış. “Ne müthiş teknoloji” diyecekken tespit eden, uydu yerine Türksat’ın arabası çıkmaz mı; sokak sokak dolaşıp görüntü alıyor, kafasına göre de tabela saptıyormuş.

Kameranın ayarı mı bozuk neyse artık, mesela 1 ışıklı tabelası olan dükkana, 8 de ışıksız tabela tespiti yapılmış. Saptadıkları, kanuni belge özelliği taşıyor. Tutanağı alan esnaf, burnuyla beraber çok yönlü soluma itibariyle yeni teknolojiyi idrak etmiş. Yolları dere, çukurları göl olan şehre, süper teknoloji gelmiş.

Uzun kuyruk bekliyor
Tabii eğer esnafın dediğine itibar edersek şaşı Türksat, zaten dertli küçük esnafın başına, süper teknolojik dijital, bir dert daha eklemiş. 1 hafta içinde itiraz etmezlerse bol tabelalı faturayı ödeyecekler. Binlerce esnafı, uzun mu uzun bir itiraz kuyruğu bekliyor.

Nasıl ama kan dolaşımını hızlandıran, tansiyonu 16’ya vuran süper teknolojik dijital şeysi yeni icadımız?

Hiç yorum yok: