27 Mart 2016 Pazar

ANKARA OLAMADILAR



25.03.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi

Başkentte güvenlik zaafı varmış, önlem alınırsa şehir turu ata ata bomba gezdirilemeyeceğini yaşayarak görmüş oluyoruz. Boşalan sokakların, çarşıların, bir haftalık bir aradan sonra yeniden dolmaya başlaması, güven duygusunun içimizde yeniden oluşmaya başladığının göstergesi. Önlem alacak, dayanışmamızı güçlendirecek, o bombaları patlatanlar kadar patlattıranları da açıklayacağız kamuoyuna.

Ki bu destekleyenler arasında belirgin bir ayrım yok; Müslümanı Hristiyanı, medenisi az gelişmişi, batılısı, doğulusu, kuzeylisi güneylisi, bir ittifak var. Bomba ve silah patlatarak bizi hizaya çekmeye alışmış bir ittifak. Sokakların güvenliği, onların ifşa edilmesiyle de ilgili dolayısıyla.

İngiliz gazetesi de sordu
İngiliz The Guardian Gazetesi, Güvenpark’taki patlamadan sonra Ankara’da yaşayan İngiliz piyanist James Taylor’un talebini, 15 Aralık’taki internet sayfasında, “Charlie oldunuz, Paris oldunuz, Ankara olacak mısınız?” sorusuyla tartışmaya açmıştı. Bin 17 yorumdan çıkan sonuç, istisnalar vardı ama bizim için üzücüydü. Özetle; uzaklığı, Müslümanlığı, Orta Doğululuğu, aynı medeniyetten olmamayı içeren gerekçelerle patlamalardan hiç de rahatsızlık duymadığı anlaşılıyordu tartışmaya katılanların.

Uzakta olan, Müslüman olan, aynı medeniyeti paylaşmadığınız, Orta Doğulu madem, her türlü sizden bu kadar uzak Irak’ta, Suriye’de, petrol ve doğalgaz çeşmelerinin başında, hiç kalkmadığınız ihale masalarında ne işiniz vardı o zaman?

“Bürokrasi ağır”
Önce Dışişleri Bakanımız, sonra Başbakanımız, ondan sonra da Cumhurbaşkanımız uyardı Belçika’yı; “Terör örgütünün açtığı çadırlara niye izin veriyorsunuz?” diye. Üstelik Türkiye’nin Güneydoğusu’nda terör örgütüyle Temmuz ayından beri şiddetli çatışmalar yaşanırken Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Brüksel’de katılacağı toplantının yapıldığı binanın yanına açılmıştı çadırlardan biri.

Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders, çadırların kaldırılma talebini yineleyen Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nu, Belçika’da bürokrasinin biraz ağır işlediğini kabul ediyorum” diye yanıtlıyordu. Bir gün sonra 22 Mart’ta, kendi başkentinde patlayınca bombalar, ağır bürokrasisinden eser kalmadı Belçika’nın. Anında olağanüstü hal durumuna geçildi, tüm Avrupa başkentleri alarma geçti.

“Başarıyla eğitiyoruz”
Patlamadan bir gün sonra Suriye’deki Rus Orduları Kumandanı Kıdemli Orgeneral Aleksandır Dvornikov, Rus gazetesi Rossiyskaya Gazeta’ya, "Suriye ordusunun savaş gücünü geliştirmek için onlara modern silah ve araçlar bıraktık. Bunlar topçu sistemleri, muhabere ve istihbarat araçlarından oluşuyor. Askeri uzmanlarımız, hükümet güçlerinin, Kürt ve diğer grupların(!) eğitilmesi görevini başarıyla tamamladı" diye demeç veriyordu.

Hiç niyetleri yokmuş
32 yıldır terörle yaşıyorduk, 6 aydır da masum insanlara yönelmesiyle ciğerimizi söküyordu yaşattığı acılar. Paris’in acısını içinde hissedenler, Ankara’nın, Güneydoğu’nun acılarını paylaşmıyor, bir şey hissetmiyor, üstüne katkıda bulunuyormuş meğer. Meğer bize medeniyet nutukları atan, aklınca insaniyet dersi verip terbiye etmeye çalışanlar, medenileşmenin prangası terörden rahatsız değilmiş yakın(!) olmadığımız için.

Ülke bizim, caddeler sokaklar bizim, kaybedilen bizim çocuklarımız. Sokağımıza ve çocuklarımıza sahip çıkacak, safları sıklaştıracak, onları yaşatacağız. Gördük ki Ankara olamayanların, olmaya da hiç niyetleri yokmuş zaten.

1 yorum:

Rıfat Rıfkı dedi ki...

ANKARALI VEYA BAŞKA MEMLEKETİN İNSANLARI BAZI ŞEYLERE GEVŞEK DAVRANIYORLAR HALBUKİ ÇOK CİDDİ VE CAN ALICI HADİSELERDE İNSAN OĞLU GEVŞEK DAVRANMAKTA VURDUM DUYMAZLIK GÖSTERMEKTEDİR TA KENDİNE ÇARPANA KADAR İYİŞALLAH BU HADİSELER İNSANLARA DERS OLUR DAHA DUYGULU DAVRANIRLAR.