25.03.2016 Milliyet-Ankara Gazetesi
Başkentte
güvenlik zaafı varmış, önlem alınırsa şehir turu ata ata bomba
gezdirilemeyeceğini yaşayarak görmüş oluyoruz. Boşalan sokakların, çarşıların,
bir haftalık bir aradan sonra yeniden dolmaya başlaması, güven duygusunun içimizde
yeniden oluşmaya başladığının göstergesi. Önlem alacak, dayanışmamızı
güçlendirecek, o bombaları patlatanlar kadar patlattıranları da açıklayacağız
kamuoyuna.
Ki
bu destekleyenler arasında belirgin bir ayrım yok; Müslümanı Hristiyanı,
medenisi az gelişmişi, batılısı, doğulusu, kuzeylisi güneylisi, bir ittifak var.
Bomba ve silah patlatarak bizi hizaya çekmeye alışmış bir ittifak. Sokakların
güvenliği, onların ifşa edilmesiyle de ilgili dolayısıyla.
İngiliz gazetesi de sordu
İngiliz
The Guardian Gazetesi, Güvenpark’taki patlamadan sonra Ankara’da yaşayan
İngiliz piyanist James Taylor’un talebini, 15 Aralık’taki internet sayfasında, “Charlie oldunuz, Paris oldunuz, Ankara
olacak mısınız?” sorusuyla tartışmaya açmıştı. Bin 17 yorumdan çıkan sonuç,
istisnalar vardı ama bizim için üzücüydü. Özetle; uzaklığı, Müslümanlığı, Orta
Doğululuğu, aynı medeniyetten olmamayı içeren gerekçelerle patlamalardan hiç de
rahatsızlık duymadığı anlaşılıyordu tartışmaya katılanların.
Uzakta
olan, Müslüman olan, aynı medeniyeti paylaşmadığınız, Orta Doğulu madem, her
türlü sizden bu kadar uzak Irak’ta, Suriye’de, petrol ve doğalgaz çeşmelerinin
başında, hiç kalkmadığınız ihale masalarında ne işiniz vardı o zaman?
“Bürokrasi ağır”
Önce
Dışişleri Bakanımız, sonra Başbakanımız, ondan sonra da Cumhurbaşkanımız uyardı
Belçika’yı; “Terör örgütünün açtığı
çadırlara niye izin veriyorsunuz?” diye. Üstelik Türkiye’nin
Güneydoğusu’nda terör örgütüyle Temmuz ayından beri şiddetli çatışmalar
yaşanırken Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Brüksel’de katılacağı toplantının
yapıldığı binanın yanına açılmıştı çadırlardan biri.
Belçika
Dışişleri Bakanı Didier Reynders, çadırların kaldırılma talebini yineleyen Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nu, “Belçika’da
bürokrasinin biraz ağır işlediğini kabul ediyorum” diye yanıtlıyordu. Bir gün sonra 22 Mart’ta, kendi
başkentinde patlayınca bombalar, ağır bürokrasisinden eser kalmadı Belçika’nın.
Anında olağanüstü hal durumuna geçildi, tüm Avrupa başkentleri alarma geçti.
“Başarıyla eğitiyoruz”
Patlamadan
bir gün sonra Suriye’deki Rus Orduları Kumandanı Kıdemli Orgeneral Aleksandır
Dvornikov, Rus gazetesi Rossiyskaya Gazeta’ya, "Suriye ordusunun savaş gücünü geliştirmek için onlara
modern silah ve araçlar bıraktık. Bunlar topçu sistemleri, muhabere ve
istihbarat araçlarından oluşuyor. Askeri uzmanlarımız, hükümet güçlerinin, Kürt
ve diğer grupların(!) eğitilmesi görevini başarıyla tamamladı" diye demeç veriyordu.
Hiç niyetleri yokmuş
32
yıldır terörle yaşıyorduk, 6 aydır da masum insanlara yönelmesiyle ciğerimizi
söküyordu yaşattığı acılar. Paris’in acısını içinde hissedenler, Ankara’nın,
Güneydoğu’nun acılarını paylaşmıyor, bir şey hissetmiyor, üstüne katkıda
bulunuyormuş meğer. Meğer bize medeniyet nutukları atan, aklınca insaniyet
dersi verip terbiye etmeye çalışanlar, medenileşmenin prangası terörden
rahatsız değilmiş yakın(!) olmadığımız için.
Ülke bizim, caddeler
sokaklar bizim, kaybedilen bizim çocuklarımız. Sokağımıza ve çocuklarımıza
sahip çıkacak, safları sıklaştıracak, onları yaşatacağız. Gördük ki Ankara olamayanların,
olmaya da hiç niyetleri yokmuş zaten.
1 yorum:
ANKARALI VEYA BAŞKA MEMLEKETİN İNSANLARI BAZI ŞEYLERE GEVŞEK DAVRANIYORLAR HALBUKİ ÇOK CİDDİ VE CAN ALICI HADİSELERDE İNSAN OĞLU GEVŞEK DAVRANMAKTA VURDUM DUYMAZLIK GÖSTERMEKTEDİR TA KENDİNE ÇARPANA KADAR İYİŞALLAH BU HADİSELER İNSANLARA DERS OLUR DAHA DUYGULU DAVRANIRLAR.
Yorum Gönder