22 Kasım 2018 Perşembe

Ankara Nasıl Şehirleşiyor (7)


Yayın tarihi:01.03.2017

Milliyet - Ankara Gazetesi



“GEREDE SUYU 2007’DE GELMELiYDi”

Dünyanın en iyi su planlarından biri aksarsa ne olur? Ankara’nın geçmişten bugüne su tarihini ve plan aksayınca ne olduğunu İnşaat ve Çevre Yüksek Mühendisi Hasan Akyar anlattı



Bin 800 yıl önce suyu kontrol etmeyi becermiş dereler çaylar şehri Ankara, teknolojinin tüm nimetlerine karşın 10 yıl önce susuzluk yaşadı. Hiç hesapta yoktu ama aslında devlet, 48 yıl önce planlamıştı bugünlerin önlemini.

Hem Türkiye hem Ankara suyunun çok yakın takipçisi İnşaat ve Çevre Yüksek Mühendisi, aynı zamanda İMO Ankara Şubesi Su Çalışma Grubu Sözcüsü Hasan Akyar, başkentte suyun tarihsel sürecini ve planlardan sapınca başımıza gelenleri anlattı. Vitesi ileri takmazsak az zamanı var koca başkentin susuzlukla yeni sınavına. 

Ali İnandım- Hasan bey, medeni su şebekeleri kurulmadan önce içmesuyunu nasıl sağlıyor Ankara? En az 2 bin 500 yıllık geçmişi olan bir şehir çünkü.
Hasan Akyar- Şu anda varlıklarını sürdüren Paris, Londra, Vaşington, Moskova, Viyana, Roma, Prag gibi daha pek çok başkent niye deniz kıyısında değildir? Çünkü ulaşılabilir tatlı su kaynaklarına ihtiyaç var, yıl boyu akışı olan akarsu kenarında oluşmuş binlerce yıllık yerleşimlerdir buralar. Ankara da en az 2 bin 500 yıllık geçmişi olan bir şehirdir. Böylesi bir kentin içmesuyu kaynakları var demektir. Roma döneminden kalma içmesuyu tesisleri ve kanalları, hala bazı yerlerde korunmuştur. Milattan Sonra 200-250 gibi, yani yaklaşık bin 800 yıl önce Kayaş’ta Hatip Çayı’na paralel kanallar yapmış, süzülen suyu toplayan galeriler inşa etmişlerdir.

Üstte İvedik’ten gelen içme suyu hattı, altta yüzden fazla derenin değerlendirilmeden karıştığı Ankara Çayı

“Hatip Çayı boşuna seçilmemiştir”

- Kale’ye çıkarmışlar mı suyu?
- Çıkartmamışlar... Kale içinde yerleşim az o zaman, Kale etekleri ve Hatip Çayı çevresi yaşam alanı. Nüfusun önemli kısmı buralarda yaşıyor. Çıkartamamışlardır çünkü topraktan, kilden ürettikleri borular ve bağlantı yerleri, basınca dayanıklı değil. Çeşme ya da küçük havuzlarda sonlanır suyun güzergâhı.
Roma Bendi’nde çocuklar yüzerken...
Milattan Sonra 200’lerde bir bent inşa eder Romalılar. 55 yıl öncesine kadar yerindeydi o bent. Hatip Çayı’na ‘Bentderesi’ adını veren bu Roma bendi, 7 metre yüksekliğinde, dip ve dolu savağı olan (su tahliye delikleri), havuzlu bir benttir. Su oyunları düzenlenmiştir burada. İlk gecekondu yerleşiminin Hatip Çayı’nın kenarında, Dışkapı ile Aktaş Mahallesi arasında kurulması boşuna değildir. Ankara’nın Hatip Çayı’nın kenarında gelişmesinin, su yanında ekonomik nedenleri vardır. Çay üstünde 6 su değirmeni var 1900’lerin ortalarına kadar. Bugün hala en iyi izolasyon malzemelerinden olan Ankara Tavşanı’nın tüyünden angora üretiliyor. Ankara Keçisi’nin tiftiğinden üretilen sof kumaşı, bir dönem Ankara’nın en önemli zenginlik kaynağıdır. Bu deriyi ve tiftiği işlemek, onun boyama süreçleri için olağanüstü su ihtiyacı vardır. Deri işleyen tabakhaneler, hep bu çevrededir, adı da Tabakhane Mahallesi’dir. Tabakhane Köprüsü, 50-60 yıl öncesine kadar duruyordu. Çeşmeler dışında sakalar taşıyor suyu yüksek yahut uzak semtlere. Atık suyun, evsel atıkların, yağmur sularının kolaylıkla boşaldığı bir mecradır aynı zamanda Hatip Çayı; kirliliği de uzaklaştırır yani. Jansen Planı’nda (1932) bu bent yeniden tasarlanmış, betonarme olarak güçlendirilip yeniden yapılmıştır. Bendin arkası yüzme havuzu olarak düzenlenmiş, soyunmak giyinmek için kabinler bile yapılmıştır.


Abidin Paşa’nın hamlesi

- Ne zamana kadar bu sistem gidiyor?
- Son 200 yıl içinde içmesuyu adına yapılan en önemli adımlardan birini Ankara Valisi Abidin Paşa (1886-1894)atar. Artan su ihtiyacına karşılık Kayaş galerisini yeniden çalışır hale getirir. Elmadağ’dan Hanımpınarı, Kehriz gibi çeşitli pınarların suyunu, yeni gelişmekte olan Çankaya bölgesine, Kayaş sularını da Ulus’a font borularla (dökme demir boru) iletir. Bu çalışmalar sonucu Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar karşılanır içmesuyu ihtiyacı.
Kaleiçi’ne ilk su boruları döşenirken

- Cumhuriyet’ten sonra ne gibi önlemler alınıyor?
- Cumhuriyet’ten sonra çok hızlı artan nüfusla su ihtiyacı da artıyor. Gelenlerin çoğunun yaşam standardı yüksek olduğu için nüfus artışından fazla su talebi oluşuyor. Cumhuriyet kurumsallaşırken Atatürk’ün talimatı üzerine 1925’te İçmesuyu Komisyonu kuruluyor. İlk olarak Kusunlar Kaptajı (su toplama yapısı) yapılıyor, Hanımpınarı ve Şahnepınarı suları geliştiriliyor, iki de pompa istasyonu kuruluyor. Bu kaynakların suları, 10 kilometrelik bir iletim hattı ile şehre ulaştırılıyor. 1929’da Atatürk’ün sözü var; “Su İşleri teşkilatı etüdleri, henüz başlangıcındadır. İktisadiyatımızın ana tedbirlerinden olan su işleri umumi idaresinin fenni kabiliyet ve kudreti çok sağlam kurulmak lazımdır” der. O yıl taşkın önleme ve sulama amaçlı ‘Çubuk Barajı’nın inşaatı başlıyor. İçmesuyu ihtiyacının artışı üzerine baraj yapılırken tasarımı değiştiriliyor ve betonarme baraja çevriliyor. Açılışı da 1936 Kasımı’dır. 

“Su Müzesi olsun dedik ama yıktılar”

Yıkılan Su Süzgeci binası

Yüzeysel su(baraj gölü suları), doğrudan içmesuyu şebekesine verilmez. Çökeltilir, filtrelenir ve dezenfekte edilir. Bunun için Çubuk Barajı’na paralel olarak Ziraat Fakültesi’nin arkasına, Ağustos 2013’de yıktığımız ‘Su Süzgeci’ inşa ediliyor. Su Süzgeci ve tekrar yıkımına başlanan Havagazı Fabrikası, Ankara’nın‘Dünya Sanayi Mirası’ kapsamına alınan iki değerli yapısıydı. 1936’da Çubuk Barajı ile birlikte Su Süzgeci de açılır. Su Süzgeci’nin temeli atılırken dönemin Başbakanı İsmet İnönü’nün yazıp imzaladığı belge, bir anı kapsülü içinde binanın temeline konmuştur. Bina yıkılırken çok aradık ama bulamadık kapsülü. Döneminin dünyadaki en iyi içmesuyu arıtma tesislerinden biriydi. “Su Müzesi olsun” dedik ama yıktılar.
Elmadağ’dan Çankaya’ya iletim hattı döşenmesi

“1936 tam bir kırılma noktası”

- 1936 yılı mıdır suyun dönüm noktası?
- Ankara Sular İdaresi’nin ilk müdürü Eşref Özand’ı anmadan geçmemeliyiz burada. 1936’da bu medeni tesisleri kuran, Ankara için ilk uzun dönemli master planı hazırlatan kişidir. Bilimsel çalışmış, suyla ilgili verileri toplamış, dönemin son teknolojik sistemlerini kurmuştur. Bu dönem, tam bir kırılma noktasıdır. Bu sistem, 1960’ların ortalarına kadar getirir Ankara’yı. 11-12 Eylül 1957’de, kayıtlara geçen en büyük su taşkını yaşanır Hatip Çayı çevresinde. 196 kişi boğulur ya da kaybolur. 1961 ve 1963 yıllarında iki taşkın daha olur. Birincisinde 3 kişi, ikincisinde 2 kişi ölür. İşte bundan sonra derelerin ıslahı gündeme gelir. 1963 yılında ‘Ankara Taşkın Planlama Raporu’ hazırlanır ve onaylanır. Hatip Çayı’nın yan kollarında Kayaş Bayındır, Kusunlar Kapanı, Nenek Kapanı, İncesu Kapanı ve Dikmen Deresi Kapanı gibi su kapanları, seddeler (küçük baraj, bent) yapılır. Bu arada Hatip Çayı’nın üstü kapatılır, menfez içine alınır. 1968 yılına kadar getirebilir bizi bu önlemler. 

“Dünyanın en iyi içme suyu planıdır”

- 1968’de ne gibi bir gelişme oluyor?
- 1968’de yerel yönetimin baş edemeyeceği hale gelince hükümet el atar su sorununa. Çünkü artık suyun il sınırları dışından getirilmesi ihtiyacı doğar ve yerel yönetimin görev alanını aşar. 1968’de 1053 Sayılı Yasa çıkarılır. Adı da ilginç; ‘Ankara, İstanbul ve Nüfusu Yüzbinden Yukarı Olan Şehirlerde İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun’. Görev, Devlet Su İşleri’ne (DSİ) veriliyor. Amerikalı CAMP-HARRIS-MESARA ortak girişim grubuna ‘Ankara İçmesuyu Master Planı’ hazırlatılıyor. İddia ediyorum; bence dünyada yapılmış en iyi içmesuyu planlamasıdır. Hala geçerliliğini korur ve 48 yıldır yürürlüktedir. Amerika’da iki üniversitede, su kaynakları konusunda ders kitabı olarak değerlendirildiğine tanığım.

“100’ü aşkın dere var”

- Neler var bu planda?
- Şu anda Ankara içmesuyu tesis ve bileşenlerinin tümü o planda yer almaktadır. Bu plan kapsamında Kurtboğazı, Eğrekkaya, Akyar, Çamlıdere, Kayaş Bayındır, Çubuk 2 Barajları, Kınık, İncegez Tünelleri ile Pursaklar ve İvedik Arıtma Tesisleri yapıldı. İvedik Arıtma Tesisi 4 kademeliydi. İkisi açıldı; 565 bin + 565 bin metreküpten günde 1 milyon 130 bin metreküp su sağlar. Diğer 2 kademe, 2007’de faaliyete geçmiş olması gereken Gerede Projesi’yle yapılacaktı. Üçüncü kademesi ancak birkaç yıl önce açılabildi. Planlama bütüncül olmalı. Ankara çanağında İncesu, Hatip Çayı ve Çubuk Çayı birleşir, Akköprü’de Ankara Çayı olur. Bunların dışında 100’ü aşkın dere vardır bu çanakta. Ama Ankara’nın içmesuyu, bu kaynaklardan karşılanmaz. Ankara çanağı dışından, yani Ankara Çayı havzası dışından günde ortalama 1 milyon ile 1milyon 200 bin metreküp ek su getirilir. Bu arada tabii getirdiğiniz suyu uzaklaştıracaksınız. Planda buna da çözüm getirilmiş ama tam olarak uygulanmamıştır. Evsel atık su ve yağmur suyunun ayrılması lazımdır. Bu da planda var ama çok çok azı hayata geçirildi. Tatlar Pissu Arıtma Tesisi 1993 yılında işletmeye alındı ama kapasitesinin çok altında çalışıyor çünkü Ankara’nın pissularının büyük bir bölümü toplanıp buraya aktarılmıyor. Ankara’nın dereleri, aynı zamanda kanalizasyon şebekesi ve kollektör işlevi üstlenmiştir. Belki de bu nedenle üzerlerini kapatmış, ayıbımızı örtmüşüz!
Hasan Akyar

“DSİ su sıkıntısını öngörmüştü”

- Türkiye’nin başkenti, bir susuzluk sorunu yaşadı 10 yıl önce. Beklenmedik bir durum muydu?
- Değildi... DSİ, 2007-2008 yıllarında İç Anadolu’da kuraklık ve su sıkıntısı olacağını öngörmüştü. 48 yıl önce uygulanmaya başlanan Master Plan’a göre durdurulan Gerede suyunun, 2007’de devreye sokulması lazımdı. Planın son aşamasıdır Gerede Sistemi.
- Neden en son ayağı aksadı planın?
- 12 Mart 2004’de Hazine Müsteşarlığı’nda, Japonya ile kredi anlaşması imzalanacaktı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, “Ankara’nın mevcut su kaynakları yeterli, önceliğimiz metro” dedi ve projeye karşı çıktı. Proje durdurulmasa Gerede Sistemi’nin birinci kademesi 2007 yılında hizmete alınmış, kentin 2032 yılına kadar içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyacı karşılanmış olacaktı. 2007 yılındaki kuraklıkla birlikte içmesuyu barajlarında su biriktirilemeyince sıkıntı yaşandı. Ne yazık ki ‘acil çözüm’ olarak Kızılırmak’tan, Kesikköprü Barajı’ndan, İvedik Arıtma Tesisi’ne toplam 700 metrelik pompaj (basma) yüksekliğinde, yaklaşık 130 kilometrelik üç hat şeklindeki proje uygulanmaya konuldu. Planlarda, çeşitli etüt ve araştırmalarda içmesuyu kaynağı olarak kullanılmaması gerektiği defalarca ortaya konduğu halde Kızılırmak suyu, 2008’in yaz aylarında Ankara içmesuyu şebekesine paçallanarak (harmanlanarak) verildi. Bu suyun içme suyu olamayacağı, 48 yıl önce de tespit edilmiştir.

“2020-2021 yıllarında kuraklık bekleniyor”

- Bu planın gecikmesi yanında nasıl bir yol izliyoruz? Gidişat iyi mi?
- 2000’den sonra Çubuk 1 Barajı devre dışı bırakıldı, baraj gölü boşaltıldı. Kayaş Bayındır Barajı, içmesuyu kaynağı olmaktan çıkarıldı. Hemen arkasından Mamak’ta su sıkıntısı başladı çünkü Mamak, İvedik Arıtma Tesisi’ne çok uzak. Bir hafta sonra emlakçılar ‘Göl Manzaralı Evler’ diye ilan astı çevresine. Yeni adıyla Mavi Göl, mangal alanı oldu. Bu arada planı, projesi ve kontrollüğü DSİ tarafından yapılan ASKİ yatırımı Kavşakkaya Barajı sisteme bağlandı.
Gerede Ankara İçmesuyu Tünel
Projesi inşaatı
Gerede Projesi’ni, Orman ve Su İşleri Bakanlığı devraldı yapmak için. 25 Aralık 2014’te bitmesi lazımdı, bitmedi hala. Yakın gelecekte hizmete açılması da kolay görünmüyor. DSİ’nin orijinal projesi, 9 kilometre 600 metrelik tüneldir. Yerine ASKİ’nin 31 kilometre 600 metrelik tüneli tercih edildi. Dünyanın en uzun içmesuyu tüneli unvanını alacak eğer tamamlanabilirse. Bu tünel boyunca çok fazla fay hattı var. Tünel mansabına (akış aşağısı) doğru ciddi bir yeraltı suyu sorunu yaşanıyor. Biz, teknik elemanlar olarak, doğru bir proje olarak görmüyoruz bu tüneli. 2020-2021 yıllarında yine bir kuraklık döngüsü bekleniyor. O tarihten önce mutlaka bitirilmesi gerekir Gerede Projesi’nin.
 


“Son yılların en düşük yağışını aldık”

- Gerede Projesi biterse su sorunu bitecek mi?
- 2050 yılına kadar su sorunu olmaz. Ankara, kışın günde 1 milyon ile 1 milyon 100 bin metreküp su tüketiyor. Bazen 1 milyon 200 bin olabiliyor. Yazın azalır aslında ama çim sulaması ile yine aynı oranlara geliyor. Refüj sulaması için ciddi miktarda şehir şebeke suyu tüketiliyor.
- Bu yıl nedir durumumuz?
- Ekim ayından buyana 5 aydır uzun yıllar ortalamasının çok altında yağış aldı Ankara. Mart ayı ile birlikte normal yağışlar başlarsa 2017 yılında su sorunu yaşamayız. Ancak içmesuyu barajlarımızın doluluk oranları pek ümitlendirici değil; 28 Şubat Salı sabahı itibariyle toplamda doluluk oranı yüzde 13,7. Ek yağış almasa bile bu miktarda su, yaklaşık olarak 5 buçuk aylık su ihtiyacımızı karşılar. Ama ASKİ’ye göre yüzde 25 barajların doluluk oranı.

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Ankara'nın su sorununa dikkat çektikleri için gazeteci Ali İnandım ve uzman Hasan Akyar'a teşekkür ederim.

Abidinpaşa dedi ki...

Ankara'nın Derelerini üstünü kapatıp Lağım kanalı olarak kullanan zihniyet Tarihi gelişimi ve öncesin Bilseydi. Su Şehri Ankara'ya kıymazdı. Beceriksiz Cukkacı zihniyet Ankara'mıza görsel kirlilik getirmekten Başka bir şey yapamadı 16 yılda tamamlanamayan Keçiören Metrosu Anka Park Ucubesi. Boşa harcanan milyar dolarlar hesap sorulamayan bir yönetim Ankara'mızı Bahtı kara Ankara durumuna yeniden getirmiştir. Başkentin Tüm sorunları Bir tek Partili Belediye Başkanına Bırakılamayacak durumdadır Bir an önce Ankara'da alt yapı ve su sorunu Halledilmeli ve üstte de Otopark sorunu mutlak çözülmelidir. Otopark sorunu çözülmeyen Ankara Yakın zamanda yaşanmaz Ankara olacaktır. Mahalle araları dahil Çok katlı ve yer altı otoparklar derhal yapılmalıdır çözümümde gayet kolaydır