23 Mayıs 2012 Çarşamba

ŞAPKA ÇIKTI İÇİNDEKİNİ BEKLİYORUZ

22.05.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi

Şapka çıktı, dikkat kesildik; merakla içindekini bekliyoruz. Tavşan mı çıkacak, üflediğini yakan ejderha mı, belli değil.  Bilmediği için niyet okumaya, tahmin yürütmeye çalışıyor bazılarımız. Açık açık gösterilmeyince en kötüsü geliyor herkesin aklına. Kamuoyu, işte bu yüzden bilgilendirilir; aklına kötü şeyler getirmesin diye!

Bir yasa bir kararname
Şapka, ‘Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’. Geçen hafta çıkarıldı. Daha çıkmadan tarihi ve doğal alanları, yeniden tartışmaya açtı. Öncesinde, 17 Ağustos 2011’de yürürlüğe giren ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname' var. 10 günde Atatürk Orman Çiftliği kıyısındaki Gazi Yerleşkesi’ni, 1’nci Derece Doğal ve Tarihi Sit Alanı’yken 3’üncü Derece’ye düşürüp, TOKİ’ye devrini söz konusu etmişti.

Gazi Yerleşkesi gibi mi olacak?
1998 yılında 1’nci Derece Doğal ve Tarihi Sit Alanı ilan edilen Yerleşke, 60 yıllık geçmişiyle en eski bitki koruma ve saklama müzemizdir. Bitkiler üzerine araştırmalar yapılan laboratuarlarıyla ciddi bir kütüphanesi ve bahçesi vardır. 10 günde  koruma alanı olmaktan çıkarılmıştı. Sonra ülke çapında benzer haberler gelmeye başlayınca kamuoyunun aklına da kötü şeyler düşmeye başladı. Yeni çıkan yasayla kararnameye, başka gözle bakmaya başladılar. 'Ben Ankara' diye bir hareket oluştu, sokaklara döküldüler.

Nasıl uygulanırsa itiraz olmaz?
Şapkanın içini görmeden önyargılı olmak istemiyorum ama tabii ki şapkadan tavşan çıkmasını tercih ediyorum. Ankara Tavşanı!.. Örneğin; artık bu yasa kapsamına giren Ulus’ta, 100.Yıl Çarşısı’nı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nü, Anafartalar Çarşısı ve Gümrük Bakanlığı binalarını yıkacaksanız itirazım olmaz. Tarihi bölgeyi, Gar’dan Kale’ye kadar, çirkin ve tarihi dokuyu birbirinden koparan yapılardan temizlemiş olursunuz.

Örneğin; 150 hektarlık Atatürk Kültür Merkezi arazisine, geniş yeşil alanı ve parklarıyla, kendi dokusuna uygun Ankara Taşı ağırlıklı, uluslararası güzellikte bir ‘Uygarlıklar Müzesi’ yapacaksanız itirazım olmaz.

Örneğin; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın güzelim binası arkasına sığdırılan ama tarihi yapıyla ilgisi olmayan sergi salonunu ya da Ankara Valiliği’yle Hacı Bayram arasındaki tarihi bölen Valilik Ek Hizmet Binası’nı yıkacak, Valilik Meydanı’nı açıp, çevredeki tarihi binaların arasını temizleyecekseniz hiç itirazım olmaz. Bu işlemi Gar’dan Kale’ye, Kale’den Hamamönü’ne kadar gerçekleştirirseniz hiç mi hiç ses çıkmaz. Bütün tarihi binalarının çevresini temizler,  aslına uygun düzenlerseniz minnettar olur Ankara.

Atatürk Orman Çiftliği içindeki tarihi binaları ve havuzları yeniden canlandırır, Çiftliği, amacına ve Ata’nın vasiyetine uygun düzenler, dünyanın en yeşil gözlü kentini kurmaya niyetlenirseniz itiraz olamaz.

Çirkin SSK İşhanı’nı yıkıp, Sakarya’nın ufkunu açsanız, Keçiören bağevlerini yaşatsa Akköprü’yü ortaya çıkarsanız  itiraz olmaz, yasaya dua edilir. En hızlı kaybettiği, doğal ve tarihi dokusudur Ankara’nın.

Ejderha çıkarsa
Yok eğer bu yasa ve kararnameyle iyice beton ve asfalta boğulacaksa şehir, şapkada ejderha var demektir. Hem kentleşmesini tamamlamamış Ankara’yı hem de ümitleri yakar. Canavar çıkarmamak lazım şapkadan. Üfleyince ateş nefesiyle, Allah muhafaza, kendisini tutan eli bile kömür eder!

Hiç yorum yok: