22.05.2012 Milliyet-Ankara Gazetesi
Şapka çıktı, dikkat
kesildik; merakla içindekini bekliyoruz. Tavşan mı çıkacak, üflediğini yakan
ejderha mı, belli değil. Bilmediği için
niyet okumaya, tahmin yürütmeye çalışıyor bazılarımız. Açık açık
gösterilmeyince en kötüsü geliyor herkesin aklına. Kamuoyu, işte bu yüzden bilgilendirilir;
aklına kötü şeyler getirmesin diye!
Bir yasa bir kararname
Şapka, ‘Afet
Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun’. Geçen hafta
çıkarıldı. Daha çıkmadan tarihi ve doğal alanları, yeniden tartışmaya açtı. Öncesinde,
17 Ağustos 2011’de yürürlüğe giren ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname' var. 10 günde Atatürk Orman
Çiftliği kıyısındaki Gazi Yerleşkesi’ni, 1’nci Derece Doğal ve Tarihi Sit Alanı’yken
3’üncü Derece’ye düşürüp, TOKİ’ye devrini söz konusu etmişti.
Gazi Yerleşkesi gibi mi olacak?
1998 yılında 1’nci
Derece Doğal ve Tarihi Sit Alanı ilan edilen Yerleşke, 60 yıllık geçmişiyle en
eski bitki koruma ve saklama müzemizdir. Bitkiler üzerine araştırmalar yapılan
laboratuarlarıyla ciddi bir kütüphanesi ve bahçesi vardır. 10 günde koruma alanı olmaktan çıkarılmıştı. Sonra ülke
çapında benzer haberler gelmeye başlayınca kamuoyunun aklına da kötü şeyler
düşmeye başladı. Yeni çıkan yasayla kararnameye, başka gözle bakmaya
başladılar. 'Ben Ankara' diye bir hareket oluştu, sokaklara döküldüler.
Nasıl uygulanırsa itiraz olmaz?
Şapkanın içini
görmeden önyargılı olmak istemiyorum ama tabii ki şapkadan tavşan çıkmasını
tercih ediyorum. Ankara Tavşanı!.. Örneğin; artık bu yasa kapsamına giren Ulus’ta,
100.Yıl Çarşısı’nı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nü, Anafartalar Çarşısı ve
Gümrük Bakanlığı binalarını yıkacaksanız itirazım olmaz. Tarihi bölgeyi,
Gar’dan Kale’ye kadar, çirkin ve tarihi dokuyu birbirinden koparan yapılardan
temizlemiş olursunuz.
Örneğin; 150
hektarlık Atatürk Kültür Merkezi arazisine, geniş yeşil alanı ve parklarıyla, kendi
dokusuna uygun Ankara Taşı ağırlıklı, uluslararası güzellikte bir ‘Uygarlıklar
Müzesi’ yapacaksanız itirazım olmaz.
Örneğin; Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın güzelim binası arkasına sığdırılan ama tarihi yapıyla ilgisi
olmayan sergi salonunu ya da Ankara Valiliği’yle Hacı Bayram arasındaki tarihi
bölen Valilik Ek Hizmet Binası’nı yıkacak, Valilik Meydanı’nı açıp, çevredeki
tarihi binaların arasını temizleyecekseniz hiç itirazım olmaz. Bu işlemi
Gar’dan Kale’ye, Kale’den Hamamönü’ne kadar gerçekleştirirseniz hiç mi hiç ses
çıkmaz. Bütün tarihi binalarının çevresini temizler, aslına uygun düzenlerseniz minnettar olur
Ankara.
Atatürk Orman
Çiftliği içindeki tarihi binaları ve havuzları yeniden canlandırır, Çiftliği,
amacına ve Ata’nın vasiyetine uygun düzenler, dünyanın en yeşil gözlü kentini
kurmaya niyetlenirseniz itiraz olamaz.
Çirkin SSK İşhanı’nı
yıkıp, Sakarya’nın ufkunu açsanız, Keçiören bağevlerini yaşatsa Akköprü’yü
ortaya çıkarsanız itiraz olmaz, yasaya dua edilir. En hızlı
kaybettiği, doğal ve tarihi dokusudur Ankara’nın.
Ejderha çıkarsa
Yok eğer bu yasa ve kararnameyle iyice beton ve asfalta boğulacaksa şehir,
şapkada ejderha var demektir. Hem kentleşmesini tamamlamamış Ankara’yı hem de
ümitleri yakar. Canavar çıkarmamak lazım şapkadan. Üfleyince ateş nefesiyle, Allah
muhafaza, kendisini tutan eli bile kömür eder!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder