04.01.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Ankara, turizm
acemisi. Son birkaç yıla kadar ne kent ne de il sınırları içindeki değerleri,
turizmin hizmetine açamamış. Tarih deseniz var, eser deseniz var, müze deseniz
var, doğa deseniz, sebze deseniz, meyve deseniz, kendine has lezzetleri deseniz
var. Ancak bütün bunları bir araya getirip, değerlendirme kabiliyetini, en
azından bugüne kadar kullanamamış başkent. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’yle
Beypazarı dışındaki turistik değerleri, tozlanmış. Göz görmeyince gönül
arzulamıyor, Ankara’ya gelmek, aklından bile geçmiyor turistin. Bir-iki yıldır daha
sık duymaya başladık ama turizmin acemisiyiz, yapalım derken olanı da
kaçırmıyoruz inşallah.
Turist sayısı düşüyor
Bugün Evin
Demirtaş’ın haberi, turizmdeki beklentilerimiz açısından ümit kırıcı bir tablo
koyuyor önümüze. Hem yerli hem yabancı turist sayısında düzenli bir düşüş var.
Bir göz gezdirelim tabloya:
2008’de:
Yerli turist
sayısı: 506 bin 542
Yabancı turist
sayısı: 374 bin 324
2009’da:
Yerli turist sayısı:432
bin 905
Yabancı turist
sayısı: 334 bin 560
2010’da:
Yerli turist sayısı:
434 bin 402
Yabancı turist
sayısı: 270 bin 820
2011’de:
Yerli turist sayısı
459 bin 541
Yabancı turist
sayısı: 290 bin 220
2012’de:
Eylül ayı sonu
itibarıyla
Yerli turist: 378
bin 119
Yabancı turist
sayısı: 269 bin 927
Kent değil bölge de canlanır
Bu köşeden, turizmle
onun gelişmesi, geliştirilmesiyle ilgili her şeyi paylaşmaya, desteklemeye
çalışıyoruz. Destekliyoruz, gündemde tutmaya çalışıyoruz çünkü turizm,
Ankara’nın en bakir konularından biridir. Açmayı becerebilsek ciddi bir gelir
kapısı kent için. Sadece kentin değil, bölgenin canlanması demektir. Yepyeni
ülkelerden ziyaretçilerin, Ankara’yı keşfetmesi demektir. Doğrudan uçuşlar,
tren seferleri, yollar demektir. Kongreler için tercih edilmek, sağlık için bir
tedavi merkezi olmak demektir. Özgün tohumlarımızdan organik Ankara sebzeleri, meyveleriyle damakları da fethetmek
demektir. Ankara’da turizm, yeni yüzyılı yakalamak demektir.
Yukarıdaki tabloya
bakınca bir şey yakaladığımız izlenimi ediniyor musunuz? Ancak 'Marka Şehir
Ankara' övünmesi dilimizden düşmüyor. Yerli turistin bile günden güne düştüğü
mütevazı bir markayız anlaşılan. Küçük küçük gelişmelerden, çok büyük paylar
çıkarıyoruz galiba. Turizmcisi, esnafı, yerel yöneticisi, planlamasıyla
topyekün bir organizasyona dönüşmediği sürece, turizmin ‘t’sinde eğleşeceğiz
sen ben bizim oğlan. Ortak bir tavır, ortak bir plan oluşturamadık hala.
Tozlu vitrine müşteri beklemek
İşte gelirse Anadolu
medeniyetleri Müzesi’ne geliyordu yabancı turist, 2 yıldır toz toprak içinde,
büyük tur şirketleri programından çıkarmaya başladı Ankara’yı. Gelişigüzel
altyapı çalışmaları yüzünden otobüs lastikleri parçalandı, Amerikalı bir turist
düştü kolunu kırdı, Rus bir turist, Kale Surları’ndaki idrar esansından şikayet
etti. Turizm Danışma Bürosu yok Kızılay’da. Bedava dağıtılacak kent
kitapçıklarını bile basıp, hiç olmazsa otellerde uçaklarda dağıtamadık. 20
Aralık’ta, ‘2’inci Kültür Turizmi ve Fuarı Kültür Yolları ve İnanç Turizmi’
diye adı uzun etkisi kısa bir toplantı yapıldı Ankara’da. Ankara Valisi gelip
açmasa Ankara Ticaret Odası’na panayır açılmış diyecektik. Kentin birkaç
temsilcisi dışında turizmcileri, akademisyenleri, esnafı hatta aynı zamanda
zirveyi düzenleyen Büyükşehir Belediye Başkanı yoktu. ‘Turizm’, boş salon
duvarlarında yankılandı. Katıldığımız fuarların çoğunda turizmcilerden
faydalanmadık, belediye çalışanlarının hayal gücüne emanet ettik turizm
geleceğimizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder