23.07.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Bir şehrin
şehirliği, sadece parayla zenginlikle ölçülemez. İçinde yaşayanlarla
paylaştığı, terbiye ettiği bir ruhun da olması gerekiyor. O ruh, kişiliğini
biçimlendirir kentin. İyi günde kötü günde kendine has tavrı olur, o tavır,
tarihe mal eder insan gibi. Kendi duruşu, kendi bakış açısı, gelenekleri
görenekleri olur. İçinde yaşayanlar ve yöneticileriyle olur bu. O ruhu
kavrayanlar kenti geliştirir, kent de onları. En zor günlerde bile orada
yaşamaya değer. Yapay değildir çünkü, “ruhu var” demek bu anlama gelir işte.
Başka şehirlerimiz de var ama öncelikle İstanbul böyle bir şehirdir, Ankara
böyle bir şehirdir. İçinden dünyanın en güzel boğazı geçmediği için, Ankara’nın
cilvesi eksiktir ancak tarihi, belki İstanbul’dan daha stratejik dönüşümlere
şahitlik etmiştir. Stratejik coğrafya olarak 'Doğu’nun Batı’ya açılan kapısı',
İstanbul değil Ankara’dır da o yüzden.
Ditroyit’in çöküşü
Amerika Birleşik
Devletleri’de, Mişigın (Michigan) Eyaleti’nin Ditroyit (Detroit) kenti, 19
Temmuz’da iflasını açıkladı. Bir şehrin iflas edişine ilk kez şahit oldum.
Şehirler çok zor günler yaşayabilir ama iflas etmesini, en azından ben, ilk kez
görüyorum. Otomotiv sanayisinin ve Amerikan rüyasının başı çeken şehriydi Ditroyit.
Otomobil devlerinden Cenırıl Motors (General Motors) ve Kıraysler’in (Chrysler)
2009'da iflaslarını istemesiyle yemişti ilk tokadı. 4 yıl sürdü yediği tokatla
devrilmesi. Bir insan için uzun ama bir şehir için çok kısa bir süre. İşsizlik
yüzde 20’lere yaklaştı, 1 milyon 800 binden 700 binlere düştü nüfusu. Bütçe
açığı, bizim Ankara’nın silinen doğalgaz borcunun 3’te 1’i ama gözünün yaşına
bakmamışlar Ditroyit’in. Şirketlerle beraber orta ve üst gelir seviyesindeki
çalışanlar, yöneticiler aynı hızda başka şehirlere göçünce Ditroyit’de göçtü.
Para yok rüya yok
Kentteki
ambulansların 3'te ikisi kullanılamıyor, sokak lambalarının yüzde 40'ı çalışmıyor,
çağırsanız polis gelmiyor, üstelik Amerikan Devleti’nin baş makamı Beyaz Saray,
“Bu konu Mişigın, Ditroyit ve alacaklılar arasında çözülmesi gerekir” diyerek
ortada bırakıyordu 4 yıl öncesinin Amerikan rüyasını. Borçlarını ödemesi için
hayvanat bahçesinden müzelerindeki eserlerine kadar satılması gündeme geldi. 4
yıl bir kentin ömründe çok kısa bir süre; Ditroyit, tokadı yemesiyle yere
yapıştı yani.
Şirket-şehir
“İflas, alacak,
alacaklı, borç, vade, faiz, ödeme” hep parasal değerler ifade eden sözcükler.
Söz konusu Amerikan rüyasının “Herkese bir ev, her eve bir araba” kenti. Otomotivin
ve rantın başkenti. “Burası bir kent ve
bu kentte yaşayanlar var, bir kültür var, gelenek var” diyen yok. Devasa
gökdelenleri, çevre kirliliği artık. İşte bir kentle şirketi ayırt edemezseniz
sonunuz Ditroyit’tir. Yapay, para üzerine kurulu, şirket-şehir. Parası var,
ruhu yok. Dünyanın bütün şehirlerinin dönüşmeye çalıştığı örnek. İbretten ders
alana, “Böyle dönüşmeyin” diyor Ditroyit. Ankara’nın, binlerce yılda süzülen ancak
rantçılara kendini beğendiremeyen ruhuna şükrediyorum.
Son olarak Mişigın
Eyalet Valisi’ne bir tavsiye de bulunmak istiyorum: Bizde çok marifetli
belediye başkanları var; uygun görürseniz 3 aya Ditroyit’i ayağa kaldırır, dördüncü
ay kara geçirirler, arz ederim efenim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder