28.06.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Ankara’da göç oranı,
her geçen yıl katlanarak artıyor. 1-2 yıl içinde bir Polatlı’dan 1 buçuk
Polatlı’ya çıktı göç rakamı; geçen yıl 160 bin kişi göçtü başkente. Göçenlerin
neredeyse hepsi, yaşadığı köyden, beldeden, ilçeden umudunu kesmiş insanlar. Çiftçilikten
hayvancılıktan başka iş bilmiyor ya da eğitim düzeyleri, kentte iş yapmaya pek
elverişli değil. Yani büyük şehirdeki sanayide ve ticarette iş bulmak için
gerekli niteliklere sahip değiller. Doğduğu yaşadığı topraklarda ekmeği
kesilince çaresiz büyük şehre göçüyorlar. Yetmezmiş gibi, bir de büyük şehrin
tokadı bekliyor onları. Hiç duymadıkları, bilmedikleri işlerin yapıldığı
bambaşka bir alemin içine geliyorlar. Kızgınlıklarına, kızgınlık ekleniyor.
İş ve İŞKUR
İşsizlere iş bulmak
için kurulmuş Türkiye İş Kurumu İŞKUR, birkaç yıldır işlevine daha uygun etkinlikler
içinde. Yerel yönetimler ya da talebi olan çeşitli kurumlarla işbirliklerine
gidiyor. Kurslar açıyor, çalışma yaşamına nitelikli eleman yetiştirmeye,
nitelikli olanları daha da geliştirmeye, yetişenleri, ellerindeki hazır işlerle
buluşturmaya çalışıyor. Bu kurslara devam edebilmeleri için yol harçlıklarını
da vererek. Ancak Ankara’nın 40 bin civarındaki acil eleman ihtiyacına karşın,
işle buluşturmada istenen hıza ulaşamıyoruz bir türlü. Önümüzdeki 5 yıl içinde
100 binlere, 10 yıl içinde belki 500 binlere ulaşacak bu rakam. İŞKUR’un,
Ankara İli İl İstihdam Ve Mesleki Eğitim Kurulu 2012 Yılı Faaliyet Raporu’na
göre Ankara’daki işsiz oranı, yaklaşık yüzde 10 civarında. İstihdam oranı,
yüzde 45’i bulmuyor, yüzde 43; çalışabilir kitlenin yarısı. İlçelere dönüyor
gözler, olması gerektiği gibi.
İlçeler ve turizm
Yine aynı İŞKUR,
Ankara’nın aldığı yoğun göçe ilaç olması için bir rapor daha yayınlıyor ve ilçelerin, turizm
kabiliyetine dikkat çekiyor. İlçelerin, kültür, doğa (ki bunun içinde yayla, su sporları, dağ ve doğa yürüyüşleri,
kuş gözlemleme, bitki inceleme, yamaç paraşütü, mağara gibi başlıklar var),
termal, inanç, kamp ve karavan turizmi gibi alanlarda, kaynaklarını
değerlendirilmesini öneriyor. Kadınların da kredilerle desteklenerek bu sürecin
içine, derhal dahil edilmesi gerektiğine değiniyor. Çünkü yoğun göçün, başkentin
arz-talep dengesini hızla bozmaya başladığına parmak basıyor rapor. Bu arada Ankara’daki
sektörler arasında ‘turizm’ sayılmıyor, yok. Biz demiştik ama İŞKUR söyleyince
daha makbule geçebilir.
‘Taşra kent’
Kasım 2012’de başlamış, her hafta biri olmak üzere Ankara’nın 17 çevre
ilçesini dolaşmış, yazı dizisiyle Milliyet Ankara Gazetesi’nde, sizlerle
paylaşmıştık. Orada, yeni bir takım yatırımlar ve girişimler olsa da döngüsü
bir türlü kırılamayan gidişatı, kendi gözlerimizle de görmüştük. Rapordan
duyduğumuzla kalmıyoruz yani. Ankara’nın, Kazan, Beypazarı gibi gelişen istisna
ilçelerinin bile daha çok işi ve işe ihtiyacı var. Geçen yıl kaderine kızgın
160 bin insan gelmiş Ankara’ya. Çoğu kısmı umduğunu bulamayınca buradan da
göçmüş. ‘Gelişmiş ülke olmak’, insanları taşradan kente taşımak demek değil
sadece. Plan ve program içinde yürütmeden, kendi haline bırakırsak çok gelişmiş
‘taşra kentler’ kurabiliriz ancak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder