26.07.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Bir yönetim
anlayışıdır. Yöneticinin tercihidir. “Yöneteyim diye seçtiniz, ben böyle
yöneteceğim” der. Bu yönetim tarzı bazen olumlu sonuçlar verir bazen de
olumsuz. O da yöneticinin niyetine kalmıştır. Bir düşünceye ya da projeye “olumlu-olumsuz”
demek kişiye göre değişeceği için, orta yolu bulmak gerekebilir böyle
durumlarda. Yoksa sevdiği kadar sevmediği de olur o işin. Genel kabul görürse
herkes destekler, görmezse gerginlik
konusu olur. Her konu açıldığında, gerginlik iğnesi yakmadan kapanmaz.
Gerginlik, hep dik duran bir iğnedir. Törpülemezseniz sonsuza kadar batabilir.
Çok ‘o’ ‘bu’ dedik ama bir ifade düşünmeye sevk etti bunları.
Bir cümleyle başlar düşünce
Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek, Yenimahalle’de katıldığı Halk İftarı’nda, “Allah’ın izniyle isteseler de istemeseler
de Şentepe teleferiğini, nasip olursa seçime kadar bitireceğiz” demişti.
Otobüslerde ve metrolarda dağıtılan Büyükşehir Ankara dergisinin 23-30 Temmuz
sayısını okurken bu cümle tekrar gözüme ilişti. Gerekli gereksiz işler düşünme
memuru olarak istesem de istemesem de bir düşünce aldı beni. ‘İsteseler de
istemeseler de’ tabirini sık duymaya başladık, “Yeni bir yönetim tarzımı
gelişiyor ya da bir seçim taktiği mi acaba?” diye düşüneyim dedim. Taksim Gezi
Parkı gerilimi de benzer bir cümle üzerine başlamıştı çünkü.
Zorla hizmet
Tabii isteyen olunca
bir de istemeyen oluyor. İsteyen-istemeyen, siz-biz, teleferikçiler-baloncular
diye bir ayrım oluşuyor. “İsteseniz de istemeseniz de bu kanalizasyonu yapacağım.
İsteseniz de istemeseniz de bu bozuk kaldırımları, yolları, metroyu,
merdivenlerini, parkları yapacağım” derseniz “Bravo vallahi, zorla iyiliğimiz
için çalışıyor Başkan” diye düşünür insanlar. Örneğin zorla(!) yapılan
yenilikler, bir turizm kentine çevirdi Eskişehir’i. Ayrıca gençlerin, okumak
için can attığı tam bir öğrenci kenti oldu ucuz, yaygın ulaşım ve sosyal olanaklarıyla.
Her görüşten insanın ortak kullandığı hizmetlerde ya da mekanlarda yapılan
düzeltmelere, en azından bir şey yapılması gerektiği için zorlamaya gerek
olmaz. Ancak her hizmet böyle değil, bazılarına itiraz edebilir kent sakinleri.
Böyle olacaksa seçilmesin
İtiraza, ikna edici
bir yanıtınız olmalı. İkna olmuyorsa kitleler, düşünceyi ya da projeyi gözden
geçirmek gerekir. Bütün şehir olması şart değil, bu itiraz, bir mahalle ya da
sokaktan da gelebilir. İtiraz varsa demek ki gerginlik olacak. Dinlemek lazım o
sokakta, o şehirde yaşayan insanı. O yaşıyor çünkü kolaylıkları da zorlukları
da.
İstesek te istemesek
te otomobil öncelikli bir trafiğimiz oluyor, toplu ve raylı ulaşım ihmal
ediliyorsa
İstesek te istemesek
te buraya park yapıp, öbür taraftaki yeşile zarar veriliyorsa
İstesek te istemesek
te Atatürk Orman Çiftliği hayvanat bahçesine indirgenip, amaç dışı yapılaşmaya
açılıyorsa
İstesek te istemesek
te koca sanayi bölgelerinin alt yapı ve yol çalışmaları, ilk kazma darbesini
bekliyorsa
İstesek te istemesek
te mecbur olduğumuz her türden turizm için ağırdan alınıyorsa
İstesek te istemesek
te belediye meclislerinde parti temsilcileri parmaktan ibaret, etkisiz
kalıyorsa
İstesek te istemesek
te olacaksa…
5 yorum:
Yazı yine güzel ama tarz değişmiş gibi.
Seçmeyenlerin Yok sayıldığı ülkelerde seçillenler de daima benlik duygusu hakim oluyor.zülme göz yuman . Vatandaş. karşı duranda , çapulcu ve kemirgen oluyor.Bu da yurdumda Demokrasi oluyor.ne acı.
"istesek te istemesek te" derken, de bağlacı özellikle mi "te" olarak yazıldı?
Evet, özellikle 'te' olarak yazıldı. Bazı seslerle 'te' olur 'de' bağlacı. Ancak 'de' olarak yazmakta ısrar edilir.
http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=211:Baglac-Olan-da-de%27nin-Yazilisi&catid=50:yazm-kurallar&Itemid=132
UYARI: Ayrı yazılan da / de hiçbir zaman ta / te biçiminde yazılmaz: Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var (Gidip te gelmemek var, gelip te görmemek var değil)
Yorum Gönder