05.07.2013 Milliyet-Ankara Gazetesi
Birkaç yıldır
tanıştığımız ‘Kentsel Dönüşüm’ kavramı, çok hızlı girdi hayatımıza. “Nasıl
olacak?” demeye kalmadan yüksek binalı siteler yükseldi gecekonduların yerinde.
İyi bir şey mi? Gelişmiş bir kentin ortasında derme çatma, altyapısı sorunlu
hatta olmayan, yolsuz, elektriksiz, doğalgazsız evler olamayacağına göre, iyi
bir şey. Ama dönüşüm, dönüştürürken mahalle sakinlerini semtinden ediyor,
mahalle dokusunu bozuyorsa o zaman da kötü bir şey. Arasını bularak, dengeyi
bozmadan dönüşmek gerekiyor. Kentin sakinlerini, kentinden soğutmadan.
Dönüşüm rüzgarı
Bu dönüşüm rüzgarı,
bir kere esmeye başlayınca bütün Ankara etkilendi havasından. O mahallenin ya
da semtin toplumsal yapısı, ruhhali, dönüşüm aşkına ihmal edilebilir, bazı
değerler, bu dönüşüme kurban verilebilir hatta verilmeliymiş gibi bir algı
oluşmaya başladı. Gerekirse hukuka rağmen olabilirmiş gibi bir algı. 60 yıldır
nasıl dönüştürüleceği şaşırılan Atatürk Orman Çiftliği(AOÇ) de bu algıdan nasiplenenlerden.
Rüzgar, fırtına oldu, önüne aldı Çiftliği, sürüklüyor. 1 yıl içindeki
gelişmeler baş döndürüyor; Başbakanlık binası, 8 şeritli otoban yollar, alt
geçitler, üst geçitler, arıtma tesisleri, hayvanat bahçeleri, amaca aykırı
arazi kullanımlarına açılan yeni kapılarla aldı başını, gidiyor.
Sıkışan Çiftliğe
1 ay önce “İlgili
makamlara, olup olamayacağını sormak lazım “ demişti, önceki gün “Yeşili çok seviyoruz, AOÇ ürünlerini de
çok seviyoruz ama çok sıkıştık, kentin ortasında kaldık. Göreceksiniz orayı da
yeşillendireceğiz” dedi Amerikan Büyükelçiliği. Kentin dışında başka bir
Çukurambar daha var herhalde, oraya gidecekler. Biz içeridekini biliyoruz, o da
zaten tıka basa sıkışık bir semt oldu, gitseniz yine rahat yok yani. Sözü geçen
arazi, 1983’te özel yasayla ‘eğitim birimleri ve yurt inşa etme koşuluyla’
Gazi Üniversitesi’ne verilen, onun da 20 yıl sonra kalkıp, kendi malı gibi
TOKİ’ye devrettiği, TOKİ’nin de otomatikman Amerikan Büyükelçiliği’ne tahsis
etme yetkisini kendinde gördüğü Çukurambar’daki AOÇ arazisi.
Bağış koşullarına aykırı
Bütün bunlar,
koşullu bir bağış olan Atatürk Orman Çiftliği’nde, olmaması hatta düşünülmemesi
gereken şeyler ama oluyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün,
hazineye bağış için 3 basit koşuluna aykırı:
1- Çiftlik toprakları kamu mülküdür,
2- Hazinece, ‘örnek bir tarım işletmesi’ olarak
işletilmelidir,
3- Ankara halkının dinlenmesine tahsis
edilmedir.
Devlet, emanetçi
olarak bu koşullara aykırı yasa çıkaramaz, amaca aykırı kullanım halindeyse arazi Çiftlik’e
geri verilir. Bu kadar.
Mahkemede avukatsız, sokakta kimsesiz
Evvelki
gün yine geçtim içinden. Akla zarar bir hızla yürüyor Başbakanlık bina inşaatı.
Çok heybetli bir bina oluyor. Otoban gibi yollar, alttan üstten geçitlerle
İstanbul'un Maslak'ı, Ankara'nın İstanbul Yolu'na benzemiş. ‘Dönüşüm’, Çiftliği
alıyor bizden. Mahkemede avukatsız, sokakta kimsesiz çocuk çaresizliğinde
Atatürk Orman Çiftliği. Etini koparıyorlar, ne şikayet edeceği ne sahip çıkanı
kalmış.
Binininci sayı
http://www.milliyet.com.tr/Milliyet.aspx?aType=EklerDetay&ReleaseID=1174
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder