21.10.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Elalemin
de okulu var. Her şey öğrencinin en kolay ulaşacağı ve yaralanacağı biçimde
tasarlanmış. Kiminde az kiminde çok ama mutlaka spordan kantinlere,
kütüphaneden yurtlara, sosyal ortam hazırlanmış. Yurdun yetmediği yerde halka,
evlerini öğrencilere açacağı koşullar oluşturulmuş. Kendi gözümüzle de şahit
olduğumuz koşullar bunlar. Yani devlet, öğrenciye, “Yeter ki sen oku” demiş. “Okula
nasıl gideceğim?” diye bir soru, akıldan geçecek konu değil.
1 numara ucuz ve kolay
ulaşım
Bizde,
kendi öğrencilik yıllarımızdan da biliyoruz, öğrenci önce okula ulaşma savaşı
verir. Özellikle üniversite öğrencilerinin, okul bitene kadar süren bitmez
mücadelesidir. Okumaktan çok yola harcarlar enerjilerini. İstisnai olarak insaflı
üniversiteler ve belediyeler konuya eğilir, çözümler üretir ama genele
vurduğunuzda öğrencinin 1 numaralı sorunu, ucuz ve kolay ulaşımdır.
Ankara,
uluslararası çapta köklü üniversitelerin olduğu bir kent, hem de başkenttir. 9’u
devlet, 11’i vakıf, üniversite sayısı 20’ye ulaştı. 200 bini aşkın öğrencisi
var bu üniversitelerin. Daha da artacak. Ve çoğu, daha okula ulaşmakla meşgul.
Okula teğet geçmeyen metro
Dünyada,
Gar’a ve üniversitelere uğramayan bir metro varsa biri de Ankara’da. Eskişehir
yolu üzerinde ODTÜ, Hacettepe, Bilkent başta olmak üzere Başkent ve Çankaya
Üniversiteleri dizilidir. Metro, hiçbirine teğet geçmeden geçer gider. Durağa en
yakını 3 ile 6 kilometre arasında değişiyor. Daha uzağına “Metro geçiyor” dersek ayıp olur. Uzaktakileri spor akademisi yapsak
belki bir nebze kurtarırdı ama değiller işte!
80’Li yıllara döndük
Üstelik
Çayyolu ve Sincan hatları açılınca faydası olacağına metronun zararını gördü
öğrenciler. ‘Ring seferi’ diye bir
şey çıktı, 1980’lerde yaşadığımız kuyruklar ve konserve balık misali hınca hınç
dolu otobüslü yıllara geri döndük. Hem okul servisleri hem de EGO’nun semt
seferleri kaldırılınca yarı dertli başımıza çok güzel tam bir dert açmış olduk.
Bu arada protestocu ODTÜ’nün ulaşım sorunu da 1 yıla yaklaşmak üzere.
Geçen
hafta cinnet geçirmiş herhalde gençler, ‘otobüse
kart basmama’ eylemi gerçekleştirdi. Otobüs de bunları okul yerine karakola
götürdü. 10 binlerce genci bekleten EGO’nun, 16 kişi için en hızlısından
karakola servis yapması, gençleri buruk bir sevince boğdu! “Gelişme mi kaydediyoruz acaba?” diye
bizde de bir umut ışığı yandı, söndü.
Deneme yanılmayla olmaz
Ankara
Belediyesi, kurumlarıyla genç, tecrübesiz bir belediye değil. Yılların
tecrübesiyle sessiz sedasız sorunları çözecek birikimi olması gerekir. Üstelik
artık bir yerden bir yere ulaşacak 5 milyon nüfusu var başkentin. Bu nüfus,
deneme yanılma yöntemiyle değil, öngörüyle planla taşınabilir. Yeni açılan
metro hatlarındaki seferlerin yavaş yavaş yerine oturmasını beklerken eskisini
arar hale geliyoruz. Öğrenci olmayan vatandaşları da katarsak yüzbinlerce
insanın mağduriyeti söz konusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder