30.09.2014 Milliyet-Ankara Gazetesi
Biz
beğenmiyorduk, başka ülkelere gidiyorlar, orada beğeniyorlardı. Dünya yüzündeki
dört element, hava, su, ateş ve tahta.. pardon toprak, bizim memlekette de
vardı ama bizim işleyen beyinler, yurtdışına gidiyordu. Orada icatlar yapıyor,
onların icatlarını, dünyanın parasını verip, burada satın alıyorduk. Mucit bizim
çocuğumuz, o ülkelerdeki pek çok olanak özellikle son 20 yıldır bizde de var
ama bu beyinlerin göçünü adeta teşvik ediyorduk.
“Bu adam uygun değil”
Bu
konu geçince otomatik olarak Hezarfen Ahmed Çelebi de beraberinde düşüyor
aklımıza. 382 yıl önce Galata Kulesi’nden 3 buçuk kilometre uçup, Üsküdar’a
konunca, Sarayburnu’ndaki Sinanpaşa Köşkü’nden izleyen padişah 4’üncü Murat’ı
ter basmış. Önce kendisini bir kese altınla ödüllendirmiş sonra "Bu adem pek havf edilecek(korkulacak) bir
ademdir, her ne murad ederse elinden gelir, böyle kimselerin bekası (kalıcılığı)
caiz (uygun) değil" diyerek onu Cezayir'e sürgün etmiştir.
“Bu marifetle yarın padişah da olur bu” diye de çekinmiş olabilir. Yoksa niye
sürsün zehir gibi beyinli bilim adamını, hem de kanat takıp uçacak kadar gözü
kara, kaba tabirle delisini!
Altın Çağ’dan gerisin geri
8
ile 13’üncü Yüzyıllar arası, ‘İslamın
Altın Çağı’ olarak anılır. Dünya çapında bilim adamları, mühendisler,
sanatçılar, filozoflar, hukukçuların yetiştiği bir dönemdir. Etkisi 15-16’ıncı
Yüzyıl’a kadar sürmüştür. Ancak 400 yıl sonra geri vitesle geldiğimiz nokta da
budur; “Sür gitsin, iktidara ortak olur!”
İşte
bu aklın etkileri, bu memlekette sürüyor hala. Mucit beyinleri seri üretim gibi
her yıl ihraç ediyoruz. Eline olanaklar vermek yerine, memleketine küstürüyor,
yolluyoruz.
Bir örnek, bir tuzak
LED
aydınlatma teknolojisinde devrim yaratan Prof. Dr. Mehmet Arık, memleketinde
muhatap bulamayınca Amerika’ya gitmişti. 17 yıl orada çalıştı. Bugün onun
geliştirdiği teknoloji, televizyonlardan sokak aydınlatmalarına, telefonlardan makinelere,
evimizdeki ampullere kadar tüm dünyada yaygınlaştı. Geçen yıl, 17 yıl aradan
sonra Türkiye’ye döndü. “Amerika’da, 17
yıllık süre içinde, 100’den fazla patent aldık” diye açıklama yaptı. Ya sabır!..
Bu
arada ısrarla memleketinde icat etmeyi göze alacak kadar inatçı bazıları, burada
kalmaya ya da geri dönmeye devam ediyor. Gördükleri muameleye karşın. Devletse
bu beyinlerin savruluşunu izlemeye devam ediyor. Türkiye de ‘orta gelir tuzağı’ denen tuzağa
düşmeyi. Kendi teknolojisini geliştiremeyen,
sanayisine, ticaretine yeni açılımlarla yön veremeyen ülkelerin düştüğü bir tuzak bu.
Niyet varsa oluyor
İçimize
su serpen bir haberden çıktı bütün bu serzenişler; Türkiye’nin İdeal
İşverenleri Araştırması 2014’da gençler, bu yıl ilk kez ASELSAN’ı tercih
ederek, dünya markası Google ve Microsoft’un önünde ilk sıraya oturtmuş. Her
yıl dünyanın ilk 100 savunma sanayi firması arasında tırmanışını sürdüren
ASELSAN, bu yıl 74’üncülükten 67’nciliğe yükseldi. Ve gençliğe, onların
akıllarına sahip çıkan ASELSAN, 100’e yakın mühendisin ülkesine dönmesini sağladığını
açıkladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder